2-"Pekala, yarın geleceğim."

4 0 0
                                    

8 ocak 2018

"Dramatik" anlattığım şeyler karşısında sadece dramatik diyen kadına baktım. Bu benim psikoloğum Şule, kendisi benim hayatımı düzene sokmama yardımcı oluyor ve günün sonunda gözümden akan yaşları izleyip, hıçkırıklarımı dinliyor diyebilirim. Şule ince dudaklarını her hareket ettirişinde tek bir kelime söylüyor ve bunları bir yere not ediyordu. "Şule" dedim. Şule yine sakin sakin bana bakıyordu "ben deli miyim?" Şule'nin dudakları yana doğru kıvrılmış ve küçük bir kahkaha atmıştı. "Tatlım eğer delirseydin burda değil akın hastanesinde olurdun. Biz delirmeden önce bunu önlemeye çalışan tarafız."

Sonrasında ise dakikalarca bakışıp konuştuk. "vakit doldu beliz." Dedi. Ayağa kalkıp çantamı sırtıma taktım. "Beni dinlediğin için teşekkür ederim." Deyip odadan çıktım.

Telefonumdan aniden bir bildirim sesi geldi. Telefonun ekranını açıp okumaya başladım. "Sadece parayı yarına hazırla." Ve sonrasında hızlı hızlı mesaj gelmeye devam etti. "Gül sokak lale apartmanı. eğer getirmezsen o kafanı bir daha yerinde bulamazsın"  bu kimdi ve benden ne istiyordu hiç bilmiyordum. Muhtemelen yanlış numara diye düşünüp sallamamaya başladım, fakat mesajların ardı arkası kesilmiyordu. "Bana cevap ver" "cevap ver diyorum sana"

Eve gelip günlerdir yıkamadığım saçlarıma baktım. "Ne ara bu kadar bakımsız oldun beliz sen?" Kendimle konuşuyor ve aynadaki yansımama bakıyordum. Sarı uzun saçlarımın kapladığı yüzüm bembeyaz ve solgundu. Dudaklarımda öylesine sürmüş olduğum ve sanki oraya ait değilmiş gibi dağılmış kırmızı bir ruj.  Tırnaklarımda soyulmuş bordo ojelerim ve üstümde beyaz bir t-shirt.

Aynada kendimi dakikalarca izlemiş ve sonunda duşa girip saçlarımı yıkamıştım. Saçımda şu sıralar bana yabancı olan bir temizlik kokusu vardı. Bunu özlememiştim aslında. Sadece bazen değişiklik iyidir diye düşündüm.

Annemin sesi kulaklarıma doldu o sırada. "Beliz yemek hazır kızım." Ona karşın "geliyorum Anneciğim" diye bağırarak cevap verdim. Büyük adımlarla mutfağa geçip masaya oturdum. Masaya bir sessizlik hakimdi. Annemin aklında bir şeyler olduğu belliydi. "Faturalar demi? Bak Anne eğer istersen çalış.." lafımı kesti ve yüzüne yalancı bir tebessüm koydu. "Olur mu kızım öyle şey? Sen derslerine odaklan. Her şey yolunda. Ödüyorum ben faturaları." Masada duran elini elime alıp sıkıca tuttum. "Annem bana doğruyu söylemekten hiçbir zaman kaçınma olur mu?" Annemin hafif dolmuş gözleri her şeyi anlatsa da ondan duymak istiyordum fakat o sustu uzun bir süre. Yemek bitince toplamasına yardım edip "odama gitsem iyi olacak, biraz yorgunum da" deyip gülümsedim ve koşarak odama gittim.

Annemi böyle görmek, bunun çok güçlü olduğu sanılınan bir binanın depremde darma dağın olmasından bir farkı yoktu.

Gözlerimde ki yaşlar ağırlık yapıyor ve onları serbest bırakmam için yalvarıyordu. Ve telefonum çalmaya başladı, meşgule attım ama o inandına yapar gibi üst üste arayıp duruyordu. Tanımadığım numarayı azarlamak için hızlıca odamda ki balkona çıktım. Havanın soğuğu derime işlerken, tüylerim diken diken olmuştu soğuktan. Elimle açma tuşuna bastım. "Bana bak adi kaşar kaçabileceğini mi düşünüyorsun?"Benden cevap bekliyormuşçasına susuyordu "ben ne dediğini anlamıyorum senin, telefonuma mesaj atmayı bırak, beni aramayı bırak yoksa polise vereceğim seni!" Diye resmen bağırarak konuştum. "Polise gidersen senin başın yanmayacak mı sanıyorsun? Sen, arif ve o şerefsiz mesut, siz ne sanıyorsunuz he? Kurtulacağınızı falan mı? Batu bey hapislere yatacak ve siz dışarıda elinizi kolunuzu sallaya sallaya gezeceksiniz öyle mi!" Telefonda ki adamın sesi öfkeli ve bağırmaktan çatallaşmıştı. Aradığı kişinin bir suçlu olduğunu anlamış ve devamını merak ediyordum bu yüzden hayatımı değiştirecek o sözleri sarfetmeye başlamıştım. "Ne yaptık biz?" Diye sanki o bahsettiği kişiymiş gibi konuşuyordum. "Ela bana bak, o bütün beraber yaptığımız işten parayı kaçırdığınızı biliyorum onu geri getireceksin yoksa.." sözünü kesip konuşmaya başladım. "Yoksa, yoksa ne olur?" Telefondaki ses kısık geliyordu, sanki karşıda ki kişi bir şeyi kimsenin duymasını istemiyor gibiydi "Yoksa seni de o arifi de öldürürüm. Duydun mu beni?" Ne diyeceğimi şaşırmıştım. "Pekala, yarın geleceğim." Deyip kapattım.

Yatağıma uzanıyor ve bir yandan bu telefonda ki adamı düşünüyordum. Sorunu neydi? Ela kimdi? Arif kimdi ve parayı nerden bulmuşlardı?

Telefonda dediğim gibi oraya gitmek istediğime karar verdim, gidecek görecek ve merakımı yenecektim.

İşte tam da bu gece ani verilen kararların hayatı nasıl değiştirebileceğini anladım. Belki de tam bu gece oraya gitmeye karar vermeseydim şu an olanların hiç biri olmamış olacaktı.

CRİMİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin