Mutfakta çıkıp salona doğru gittiğimde merdivenlerim başında durup gömleğini ilikleyen jungkook'u görünce olduğum yerde kalmıştım merdivenlerden indiğinde beni görmezlikten gelip es geçerek kapıya doğru gittiğinde kolundan kavrayıp durdurmuştum arkamı dönüp ona baktığımda oda aynı hızla bana dönmüştü kolunun üstünde duran elime bakıp ardındanda bana bakınca elini elimin üstüne koyup elimi itti
-Ne yaptığını sanıyorsun sen ?
Dediğinde sinirli bir şekilde sormuştum
-Nereye kook bu saatte nereye gidiyorsun ?
Dedim beni baştan aşağıya süzüp yüzümde durduğunda
-Senin olmayacağın , seni görmeyeceğim ve o çıtlak sesini duymayacağım bir yere kısacası senin olmadığın bir yere
Diyip askılıkta duran ceketini alıp kapıdan dışarı çıkmıştı ardındn öylece bakıyordum yine yakmıştı kalbimi yine acı vermişti bana bir iki dakkika öylece kalınca kendimi sirkeleyip açık olan kapıya ilerlemiştim küçük küçük adımlarla
Ben jungkook'a sevgimi ispatlayamamışken o benden nefret ettiğini ispatlamıştı şü kısacık iki günde o benim sevgimi anlamamıştı ama ben onun benden ne kadar nefrey ettiğini anlamıştım
Kapının kolunu tutup kapattığımda kapı bana doğru geri geliyordu şoka girmiştim sanki biri kapıyı bana doğru itiyordu aralıktan bakıp ne olduğunun anlamak için kafamı doğrultuğumda kapı birden ardına kadar açılmıştı ben geri adımlarla içeriye ilerlerken tae içeriye girmişti sarhoştu ayakta duramıyordu düşecek gibi olsada kendine geliyor ve üzerime doğru yürüyordu açık yırtık bir kot ve üzerine kahvemsi tonlarda bir tşhort giymişti üzerin duran gucci çeketi yarım yamalak bir şekilde sarmıştı bedenini saçları dağınıktı içeriye yaydığı kokular ise berbattı
Üzerime doğru geliyordu yüzünde belli belirsiz bir gülüş vardı
-Dur gelme. Gelme dedim sana. Tae gelme
Dedikçe o üzerime yürüyordu solana doğru geri geri ilerledikçe salondaki halıya takılmamla yere düşmüştüm belim yerle birleşince elimden destek alarak yerden kalktığımda o sırada tae beni omuzlarımdan kavramıştı çok sıkı tutuyordi beni birden boynuma gömüldüğünde kendimi çekiştirmeye başladım ondan kurtulmuya çalışsamda beni o kadar sıkı tutuyorduki kurtulamıyordum
-Tae bırak beni lütfen
Dediğimde bana bakıp
-Rahat durursan canın hiç acımayacak
-Bırak beni tae lütfen. İmdat!
Diye bağırıp kendimi çekiştirmeye başladığımda yüzümü eksitmiştim
-Tae yalvarıyorum sana bırak beni
Dediklerime aldırmadan boynuma minik minik öpücükler bırakıyordu tşhortümü sıyırıp elini içime sokunca mağrum yerisine dizimi geçirmiştim beni bırakıp acı içinde kıvranmaya başladığında açık olan kapıdan dışarıya koşmaya başladım kendimi yolun ortasına attığımda sağıma ve soluma bakıp sağ tarafa koşmaya başladım
-Tzuyu kaçma gel buraya
Diye arkamdan seslenen tae'ye aldırış etmeden bilmediğim sokaklara doğru ilerlemiştim belli bir süre koştuktan sonra yorulduğumu hissedip durmuştum ellerimi dizeme koyup nefes almaya çalışıyordum nefesimi düzene soktuğumda arkama baktım tae geliyor mu diye ? Gerçeği peşimden kovalamak yerine sadece bağırmıştı ama olsun yinede içimdeki korkuyla etrafa bakıyordum buranın tanıdık gelmesiyle birlikte daha çok bakmıştım etrafa acayip tanıdık geliyordu burası bana kafamı çevirip yanıma sol tarafıma baktığımda parkı görmemle şaşırmıştım ayaklarım beni evden uzaklaşacağım diye jungkook'la ilk karşılaştığım ona ilk aşık olduğum yere getirmişti doğrulup yüzümdeki şaşkın ifadeden kurtulduğumda parkın giriş kapısına doğru ilerledim
**************************
Şömünenin karşısında oturmuş drama filmlerini izliyordum daha doğrusu ben değil annem izliyordu bende ona sadece eşlik ediyordum
Zilin çalmasıyla oturduğum yerden kalkıp kapıya doğru koşmaya başladım yanda duran düğmeye basıp "Kim o?" dedim
"Dışarıya gelsene tzuyu" diyen chaeyoung'un sesi üzerine elimi düğmeden çekip rafta duran ayakkabılarımı ayaklarıma geçirdikten sonra açmıştım kapıyı "Nereye tzuyu? Az önce zile basan kimdi?" diyen annemin sesine karşılık "chaeyoung'muş anneciğim beni dışarıya davet etti bende onun yanına gidiyorum " dedim annemde sadece solandan seslenip "Tamam fazla geç kalma ama " dediğinde "Endişelenme " diyip kapıyı kapatınca bahçe kapısına doğru koşmuştum chaeyoung'u görünce yüzümde aan gülümsemenin dünyadaki en huzur verici şeyiydi
Kapıyı açtığımda chaeyoung bana sinirli sinirli bakmaya başlamıştı kapıyı kapattıp ona döndüğümde yüzündeki piskopat ifadeyi farkedip parka doğru koşmaya başlamıştım chaeyoung'ta beni kovalıyordu
-Bekle kaçma gel buraya sana gülmenin bedelini ödeteceğim
Diyip beni kovalarken sokaklarda sadece kahkaha seslerimiz yayılıyordu bende oda bu durumdan hoşnut alıyorduk
Parkın içine girdiğimde arkama dönüp chaeyoung'a baktım aramızda baya bir fark vardı chaeyoung her zamanki gibi bana yetişememişti geriye geriye doğru giderken arkamdan birinin bana çarpmasıyla yere yığılmıştım ellerim yere değince gelen ağrı bütün benliğimin dibine ilerliyorken arkamdan gelen ağlama sesleriyle kafamı çevirip arkama baktım bu bir çocuktu benimle aynı yaştaydı sanırsam kahverengi uzun saçları yüzüsünü görmeme engel olsada elleriylede yüzünü kapattınca tam anlamıyla yüzünü görememiştim
-Tzuyu iyi misin ?
Diyip omuzlarımı tutan chaeyoung'a baktım benim için oldukça endişelenmişti
-İyim
Diyip elimi elisinim üstüne koyup okşadığımda arkadan gelen ağlama sesleri üzerine o tarafa yönelmişti ardından bana bakıp ne oluyor diye bakışlar atınca kulağıma eğilip "Ne oluyo?" dedi anlamayan bakışlarımı çocuğun üzerine dikip ardından chaeyoung'a baktım kısık bir sesle " Bilmiyorum" dedim ardından chaeyoung'dan ve yerden destek alarak ayağa kalktığımda çocuğa bakmıştım hırçkırıklı bir ses tonuyla ağlıyordu yere çömelip onunla aynı hizada olduğumda
-özür dillerim
Dedim ellerini yüzünden çekince yüzüsüne bakma fırsatı bulmuştum gözlerinin her tarafı sulanmış olsada bu onun yakışıklı olduğuna engel değildi o çok tatlıydı hemde aşırı hayranlıkla ona bakıyordum
Elleriyle göz yaşlarını sildiğinde bana uzunca bakmıştı
-Asıl ben özür dilerim bilerek olmadı sadece kurabiyeleri sayıyordum
Diyip yan tarafı işaret ettiğinde yerde duran paramparça bir hal almış kurabiyelere baktım
Hemen ağlamaya başlamıştı bu durum gülesimi getirsede anlamıştım olayı chaeyoung'a dönüp "Paran var mı?"dediğimde şaşkın bir ifadeyle bana bakıp "Evet neden ki ?" dediğinde çocuğa dönüp bekle beni hemen gelicem diyip chaeyoung'un kolundan tuttuğum gibi parktan çıkmıştım karşı tarafta duran pastaneye koşup oradaki çalışanlardan bir tanesi seslendim "Buyrun küçük hanım nasıl yardımcı olabilirim size"dedi ona istediğim kurabiyeleri anlattığımda hafif gülümseyip önüme kocaman bir kutu koyup "Buyrun efendim sipariş ettiğiniz kurbiyeler" dediğinde chaeyoung'un cebisinden çıkarttığı paraları ona uzatıp "İyi günler küçük hanım yine bekleriz " diyen çalışana gülümseyip "Sağolun sizde iyi günler" diyip pastanenin kapısını açıp dışarı çıkmıştık chaeyoung arkamda geliyordu oflaya puflaya söylenmeye başladı
-Neden paramı bir salak için harcadığını sorabilir miyim ?
Dediğinde sinirli bir tavırla arkamı dönüp ona baktım
- Çünkü benim yüzümden kurabiyeleri yeri boyladı farkındaysan
Dediğimde oda sinirli bir şekilde sormuştu
- Ondan hoşlandım demiyorsunda
Dediğinde hafif kıkırdadım ama cevap vermedim parka geldiğimde oturduğu yerden kalmıştı yüzündeki gözyaşlar8 kurumuştu beni görünce bana bakmaya başlamıştı yanına geldiğimde kutuyu uzattığımda şaşkın bir ifadeyle elimdekine bakıp ardından yüzüme baktı
-Bu ne ?
Dediğinde gülümseyip
- Bunlar senin benim yüzümden hepsi mafolmuştu onun için özür niyetine bunu kabul edersen sevinirim
Dedim oda yüzündeki kocaman tebessümü gösterip elimdeki kutuya uzandığında kafasıyla boynuma eğilip dudakları yanakalarımla birleşince tekrar bana baktı ben o anın şokundayken
-teşekkür ederim
Diyip koşa koşa yanımdan uzaklaşmıştı elimi yanağıma götürdüğümde beni arkadan dürtten chaeyoung sayesinde dengem dağılmıştı
-Tzuyu gördün mü seni nasıl öptü ?
Dediğinde yüzümde gülücükler açıyordu ve hayatımda ilk defa yandığımı hissedebiliyordum karnımda kelebeklerin uçtuğunuda
*************************
Parta boş duran banklardan birisine otutup rüzgarda sallanan salıncaklara bakmaya başladım burası hiç değişmemişti o günkü gibiydi sanki herşey onunla çarpıştığımız yere bakınca gözümün dolması herşeyi bulanık görmeme yetmişti
Esen rüzgar yüzüme vurdukça üşüyordum ceketim üzerimdeydi ama ayakkabılarım ayaklarımda değildi üşüyordum ellerimle omuzlarımı sardığımda başımı bankın bir köşesine koyup ayaklarımı bankta uzatmıştım eve gidersem herkes anlayabilirdi daha doğrusu chaeyoung bunu anlarsa iyi olmazdı sonuçta ona yalan söylemiştim ayaklarımın altı kanıyordu zaten yeni yara almasına rağmen yolda koşerken daha çok açmıştım yaramı sanki yere bakınca gördüğüm kan izleri beni mutsuz etsede şuan sadece bugünü atlatıp uyumak istiyordum şuam sadece buna ihtiyacım vardıTam 1143 kelime kullandım bu bölüm için .....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış [Jjk] Bitti
FanfictionBu oyundan kaçışın yok .... 29.01.19 Kurgu#581 Genelkurgu#587 Gençkızedebiyatı#768 Dram#664 31.01.2019 Kurgu#580 Dram#777 Genelkurgu#625 Gençkızedebiyatı#862