Otobüs saat 19.00 daydı. 4de çıktım yola işimi garantiye almak amaçlı. İzmir de daha yeni olduğumdan yolunu kaybetmiş kedi yavrusu gibi kalakalmaktan korkmuyor değilim.
Esnaf koştu yardımıma. Sora sora Menemen arabalarına vardım sonunda. Şoför canına susamış gibi kullanıyordu arabayı. Hemen müsait bir yerde inmek istediğimi söyledim. Kusura bakma amca ben canıma susamadım.
Hiç bilmediğim bir yerde öylece kalakaldım korktuğum başıma geldi işte. Yapıcak bir şeyim yok oturdum olduğum yere elimde benden ağır valiz. Ağlamaya başladım.
Arabanın kalkmasına bir saat kalmıştı ve ben durağın birinde oturmuş ağlıyordum. Birden birinin beni sarsmasıyla kendime geldim. Yine mi Bora. Kurtulamıycak mıyım bu çocuktan ben.
Yanıma oturup 'hayırdır dilenciliğe mi başladın' dedi. 'Şaka kaldıracak durumda değilim' dedim ağlamaklı ses tonumla.
'Ağlıyor musun sen?'
'Hayır senin ne işin var burada? '
'Ne oldu iyi olduğuna emin misin? Ben abimin iş yerine gidiyordum seni görünce selam vermek istedim '
'Bir saat sonra otobüsüm kalkıcak ve ben oturmuş burda ağlamaktan başka bişey yapamıyorum, yetişemiycem zaten '
'Gel benim le başımın belası' deyip kolundan tuttuğu gibi kaldırıp valizimi aldı ve bir taxi durağına kadar yürüdük. Hemen bir tane taxi bulup bindik.
'Seninle gelebilmeyi çok isterdim ama yapmam gereken işler var. Kendine dikkat et'
Arkasından seslendim 'Bora, teşekkür ederim'
'İyi yolculuklar'
Bora hakkında fazla mı ön yargılıydım sanki? O olmasaydı otobüsü kaçırıcaktım büyük ihtimalle. Aslında kibar ve iyi birine benziyor.
Sonunda evimm, güzel evim, ev gibisi yok... Doya doya sarıldım herkese hiç bu kadar özlem duymamıştım galiba. Yerleri bile öpesim geldi. Canım annem duygulandı tutamadı göz yaşlarını.
Üç gün tatil çabucak geçiverdi. Ayrılmak o kadar zor geldi ki şimdi. Etten tırnağı ayırıyorlar sanki. Bu yola çıkarken kolay olmuycağını biliyordum.
Eve dönme vakti .. Yolculuk baya bir yorucu geçti. Garajda karşıyaka ya araba bulmak için baya dolandım. Oturdum bir yerde dinleniyordum . O kadar yoruldum ki artık adım atıcak halim yok. Köşedeki büfeden su alıcaktım ki, cüzdanım yok!!!!
Nasıl olur, her yere baktım resmen valizi boşalttım yok yok yok.
Ya düşürdüm ya çaldırdım ya da evde kaldı aklıma başka birşey gelmedi. Annemi arayıp kontrol ettim ama evdede değildi. Şimdide beş parasız kaldım. Telefonum çaldı Selin arıyordu.
'Alo. Canım geldin mi İzmir e merak ettim.'
**'Geldim canım geldim ama sorma başıma neler geldi. Sanırım cüzdanımı çaldırdım. Beş parasız kaldım yani, napıcam şimdi '
' Garajda mısın? '
**' Evet '
' Tamam canım ayrılma bir yere geliyorum '
**'Teşekkür ederim, bekliyorum.'
Yarım saate kalmadan geldi Selin ve yurda döndük, haliyle geç kaldık ve Semra Hanımdan fırçayı yedik. Kıyamam Selin in hiçbir suçu yoktu. Bu yaptığını nasıl öderim. O böyle fedakâr davrandıkça daha da hayran bırakıyor kendine.
Bu okul çıkışı para çekmek için Karşıyaka'ya gidicem. Nereye gidiceğim nerden çekeceğim hakkında en ufak bir fikrim yok. Selinin benimle gelmesine de izin vermediği için cadaloz Semra, işimi yine şansa bırakıyorum.
Okul çıkışı olduğu için eshot o kadar dolu ki, ne adım atıcak yer ne de yeterli oksijen var. Ordan oraya sallıyor ehliyeti nerden aldıysa, sanki arkamızdan atlı kovalıyor . Tutunucak yerde yok bir ona bir ona çarpıyorum. Bora geldi yanıma.
' Tutun bana, düşüceksin.'
**' Yok iyiyim böyle ' dememle neredeyse onun üzerine düşmem bir oldu. Ani bir frenle eshot durdu ve yeni yolcular bindi daha da sıkıştık.
Belimden tutup beni daha da kendine çekti. Ona tutunmaktan başka çarem de kalmadı. Başım göğsüne yaslandı, lanet olsun çok güzel kokuyor.
'Sen yurtta kalmıyor muydun nereye gidiyorsun?'
**' İşlerim var. '
' Ne işin varmış bakalım. ' deyip bakışlarını bana çevirdi, hemen kendimi toparlayıp ;
**' Para çekmem lazım 'dedim.
' İyice çözdün yani İzmir' i tek başına çıkıp dolaşabildiğine göre. '.
Şöyle tek kaşını kaldırmıyor mu hem çok tatlı hem de çok çekici oluyor ve bu çekiciliğini her fırsatta kullanıyor.
**' Biliyorum tabi bilmez miyim, biliyorum. '
Her seferinde kendimi toparlamam daha da zor oluyor. Sanki apayrı bir gezegen ve müthiş bir çekim alanı var.
Eshot durdu ve herkes inmeye başladı sonunda rahat bir nefes alabildik.' Sonra görüşürüz. ' dedikten sonra arkamızdan döndüm ve yürümeye başladım. Nereye gittiğim hakkında bir fikrim yok, tek derdim bir an önce duraktan uzaklaşmak.
Biraz ilerledikten sonra bir teyzeye sordum ama bilmediğini söyledi. Sora sora bir yere geldim ama hala bir ortak ATM bulamadım. Ara sokaklarda kayboldum resmen.
Kolumu tutup çekmesiyle kendimi onun vücuduna yapışmış biçimde buldum. Tabi ya Bora, beni takip etmiş.
'Sora sora ordan oraya sürüklendin tabi. Neden direk bilmiyorum demiyorsun da beni böyle uğraştırıyorsun? Gel şöyle. ' deyip tuttu kolumdan.
En sonunda bir ATM bulduk, sonunda çektim paramı. Koca şehirde bir başına beş parasız kalmak kadar kötüsü yok.
O kadar acıktım ki, karnımdan gurultular gelmeye başladı. Sanırım duymuş olsa gerek. Bir yerde oturduk ve bir şeyler ısmarladık.
'' Yavaş ye boğulucaksın. '
Cevap veremedim, sadece gülümsedim, yemeye devam ettim.
Yemekler bittikten sonra hesabı ödüycekyik. Beyefendi yaptı gereksiz centilmenliğini. Her şey için teşekkür edip arkama bakmadan topukladım.
Çok kabayım allah kahretsin. Neden ondan her seferinde bu şekilde uzaklaşmaya çalışıyorum bilmiyorum. Ön yargılar sanırım. Tek bildiğim çok ayıp ettiğim.
Hikaye hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum, lütfen yorum yapın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERİNE SEVEMEM
Ficção Geral(Hayatımı tamamen değiştiren 2 yıldan bahsediyorum.. Hayatımın anlamını değiştiren alt üst eden heyecanlandıran sevmeyi öğreten bir zamanlar mutluluk sebebimi anlatıcam size . Bu arada baştan söylüyorum çünkü hayal kırıklığına uğramanızı istemem bu...