Gerçek mi yoksa rüya mı?

51 3 2
                                    

Pelinle ne yaparsan yap seni aptal!Sana olan hislerimi de yıktın geçtin artık! Hergün o manzarayı görmek,senin beni kovmanı izlemek,umursamamamanı izlemek nasıl acı veriyor biliyor musun ? Niye ağladım sanıyorsun?! Artık zaten hiçbir şey önemli de-" cümlemi bölen şey dolgun dudaklarıydı.Dudaklarımızın arasına giren şey ise gözyaşlarımdı.Açlıkla beni öperken suratımı tutup sıkıyordu ve bir damlada onun gözünden süzüldü.

Birden tüm vücudumu kaplayan bir uyuşmayla karşılaştım.Hayır hayır şok geçiriyor olamazdım.Kendimi çok halsiz hissetmeye başladığımda vücudum kendini daha fazla ayakta tutamazdı.Akın'ın gömleğini tutup sıktım ama çok geçti çünkü bilincimi kaybetmiştim.

Gözlerimi yavaşça açtığımda kafamın sert bir zeminde olduğunu farkettim.Kafamı kaldırdığımda okuldaki sıramda uyuduğumu anladım.Sonra olanlar gözümün önüne geldi.Akın'ın karşısına çıkmamalıyım diye düşündüm ama sanki bir rüya gibiydi gerçek olup olmadığınıda sormalıydım.Off napıcaktım.O anda Akın sınıfın önünden geçti ve bir anlık deli cesaretiyle yanına koştum.Okadar hızlı gidiyorduki yetişmek imkansızdı.E uzun bacakları olduğu için..

"Akın!Bekle!" diye bağırdım arkasına baktı umursamaz bir şekilde sonra önüne döndü ve yavaş yürümeye başladı.Nasıl ya? Nasıl böyle davranır.Acaba onlar olmadımı.Yanına varmıştım sonunda.

"Şey..Bugün..Biz yani bişey oldumu başbaşa hiç konuştukmu?"

"Hayır."

"Ciddenmi?"

"Yalan mı söyliycem?"

"Hayır da yani şey.. yakınlaşma filan olmadımı yanii.."

"Senin gibi biriyle yakınlaşacağımı sanıyorsan kafayı yemişsin." deyip uzaklaştı.Hadi canım! Bir yanım inanmak istiyordu bir yanımsa yalan olduğunu söylüyordu.

Hazır şoka girip bayıldın oda fırsattan yararlanıyor bebeğim ne sandın.

Zannetmiyorum iç ses,dediklerinde haklı.

Ben keni kendime konuşurken Masal geldi yanıma nefes nefese."Kamelya kurtar beni Ümit peşimdeee!" diye bağırdı ve arkama saklandı.O sırada Ümit arkasında onu ittiren bir kütleyle yanımıza geldi.Arkasından kim çıktı bilin.Tabiki Deniz. 

"Hadi Ümit göriyim seni taciz başlasıııın!" diye bağırdı.O sırada Akasya geldi Masal da çığlık atarak koşmaya başladı.Akasya korkunca oda çığlık attı ve Masal'ın peşinden oda koştu.Sonra Deniz "Allah Allah Allaaahh!" diye bağırarak Ümit le birlikte onların peşlerinden koştu.Ne gerizekalı arkadaşlarım var.Onlar gidince gene kimseye derdini yanamayan Kamelya olarak kaldım.Erken konuşmuşum çünkü biricik Eylülcüğüm geldii.

"Kanka naberr bizimkileri gördüm demin."

"İyidir kanka sana bir şey anlatmam lazım."Deyip herşeyi anlattım.

"Oha.Ciddenmi!Bence yalan söylüyo.Ama okadar mükemmel rol nasıl yapsın?Belki oyuncudur? Ay düşünsene bide dizide oynuyormuş.Ben diyordum o çocuğu nerden gördü-"

"Kanka lütfen saçmalama yaaaa!" diye bağırdım.Eylül ve soruları..diye boşuna demiyoruz biz.Eylül'ü toto üstü bırakıp okulun devasa bahçesinde yürümeye başladım. Yağmur atmaya başlamıştı ve ben yine düşünüyordum. Gerçek mi yoksa rüya mı? Derken bir çift ayak sesi duyuldu okulun dışına yönelen. Kapıdan tarafa baktığımda Akın yavaşça çıkışa yöneliyordu.Son kez ona atarlanmaya gittim.

"Akın, ciddi anlamda soruyorum aramızda bir şey-"

"Olmadı diye kaç kez bağırıcam acaba? Olmadı ve olamaz da.Şimdi uzaklaş.Anladın? Yoksa biraz daha sertleşmem mi gerekli?"

Gözlerim dolmaya başlamıştı. İyi hoş da beni böyle ezemezdi. Kimse. Ama Akın'a bir şey diyemiyordum. "Lanet olsun" diyerek koşmaya başladım. Yoldan geçen süratli arabaların seslerine aldırmadan kosuyordum ama arkamda ismimi söyleyerek koşan bir Akın vardı. Yolun ortasinda arkami dönemle birlikte kendimi havada bulmam ve gözümün kararmasi bir oldu.

Uyandığımda hastane duvarlarının bana "Burayı bile haketmiyorsun" bakışlarıyla karşılaştım.Siz de mi?

Gözlerimi açtığımı görmüş olan Akasya öyle bir zıplatı ki, bir an başı arşa değecek sandım. "Kamelya!" Diye içeri giren Eylül ve Deniz ise ikinci şoku yaşamama vesile oldu.Kendimi hiç iyi hissetmediğimden cevap falan vermedim. Akasya konuştu

"Altı gündür hastahanedeyiz."

Ne? Altı gün mü? Bana yarım saat gibi gelen altı gün mü?

"Sanırım sen cevap vermeyeceksin, söyleyeyim; dört günümüz yoğun bakımda geçti,kalan iki günde de normal odaya alındın. " Deniz'in bu sözleri üzerine bir şok daha geçirdim. 

"Kızım resmen ölümden döndün! Akın da altı gündür bizimle, taburcu olacaksın diye kıyafet almaya gitti.Bunu söylemeye korkuyorum ama kaza geçirdiğinde kıyafetlerin, birazcık hasar gördü. " Eylül'ün sözlerinde tek dikkat ettiğim şey Akın'ın altı gündür burada yaşamasıydı.Daha birkaç gün (Altı gün) önce beni her fırsatta ezen çocuk. Vay be! Derken "Masalı sorarsan yine yemek yemeye gitti. Açlıktan ölecekmiş hanımefendi." Diyen Akasya'ya gülümsememek için kendimi zor tuttum. Masalım ya.Cok özlemişim onu. Herkesi. Kızlar beni rahat bırakmak amacıyla odadan çıktıklarında Akın'ı gördüm. Çekingen adımlarla başucuma, oldukça rahat gözüken koltuğa oturdu.

"Kamelya, iyi misin?"

Cevap yok.

"Ben, ben çok üzgünüm. Benim yüzümden bu haldesin cidden çok özür dilerim."

Yüzümdeki yer etmiş o düz ifadeyle ona baktım. Nefretimi kusmak istiyordum ama içimde nefretle eş değer bir sevgi de vardı. Evet onu seviyordum. Ama asla affetmeyecektim. Bu gün benim miladımdı. Akın devri benim için başlamadan bitmişti.

Evet ben geldim! Kurguyu tamamen değiştirmek amacıyla sahalara uzun bjr aradan sonra döndüm bebekler! Umarım beğenmişsinizdir ^-^ Diğer bölümde uçucaz inşallah ^-^

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SENSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin