2.9

587 45 26
                                    

Hyuna elindeki kamera ile bir resim daha çekti, ikisinin kocaman mutlu bir karesini görüntülemişti. Fotoğrafa bakıp gülümsedi ve E'dawn'a döndü. O da gülümseyerek onu izliyordu. Uzandı ve dudaklarına küçük kısa bir öpücük kondurup yeniden çektiği fotoğraflara bakmaya başlamıştı. Son bir yıldır her şey tıkırında gidiyordu hatta biricik sevgilisi onun fotoğraf galerisini açmıştı. Her bir duvarda onun verdiği pozlar yer alıyordu. Hyuna ise bu süreçte birçok dergi ile anlaşmış ve modellik yapmaya dönmüştü. Arada bir birlikte müzik videosu çekecekleri konusunda konuşuyorlardı ama sonra konu kapatılıp tozlu raflara itiliyordu.

E'dawn, Hyuna'yı elinden geldiği kadar her gün izliyordu. Küçük bir sahil kasabasına taşınmışlardı, kendilerine ait küçük bir evleri vardı hemen denizin dibindeydi. Manzarası çok hoştu ama E'dawn'nın Hyuna yanında olduğu müddetçe manzarası kusursuz ve mükemmel olacaktı. Birlikte geçirdikleri günleri o kadar önemsiyor ve değer veriyordu ki sanki çok az ömrü kalmış gibi davranıyordu.

Hyuna ise her anlarını görüntülüyordu, her anlarını unutmak istemezcesine videoya çekiyor ya da fotoğraf çekiyordu. Bazen oturup bir yıldır biriktirdikleri albümleri açıp bakıyorlardı, şaraplarından yudum alırken. Bu kadar mutlu olacaklarına başta ikisi de inanmazdı... Ama şimdi gerçekten de aşktan gözleri kör olmuş durumdaydılar. Arada bir arkadaşları onları ziyaret ediyordu, onları ağırlıyorlardı. Bir de evcil hayvanları ile ilgileniyorlardı, barınak hayvanlarına da sık sık yardımda bulunuyorlardı. Kasabanın yetimhanesinde çocuklarla da ilgileniyorlardı.

İstedikleri hayatı yaşıyorlardı tek farkı her sabah paranın içinde uyanmıyor oluşlarıydı ama birbirlerine sahip oldukça paranın bir önemi olmayacağının ikisi de bilincindeydi. Her sabah uyandıklarında birbirlerinin yüzlerini görmek paradan daha çok onları mutlu ediyordu.

Hyuna, hızla ayağa kalktığında E'dawn şaşkınlıkla ona baktı. Koşarak lavaboya gittiğinde E'dawn'da peşinden gitti. Kapıyı birkaç kere tıkladıktan sonra cevap beklemek için kollarını önünde bağladı. Hyuna birkaç dakika sonra yüzünün rengi solmuş, gözleri hafif kızarmış ve dudakları nemli bir şekilde dışarıya çıktığında genç adam paniklemişti.

"Tatlım, bir sorun mı var? İyi gibi durmuyorsun?"

"Hayır, bebeğim. Sadece son zamanlarda havalardan dolayı biraz ince giyindim sanırım midemi üşüttüm."

"Bence yarın bir doktora gidelim, ilaç falan alırsın."

"Ben kendime bir şeyler hazırlarım, hasta oldum Hyojong ilk defa olmuyor."

E'dawn göz devirdikten sonra Hyuna'ya bakmaya devam etti. Hyuna ise baygın baygın ona bakıyordu, kusmaktan kan değerlerinde bir şeylerin oranının düştüğüne adı gibi emindi. Başı da dönüyordu, E'dawn'ın kolunu sıkıca tutunca genç adam panikle kıza döndü.

"Uyuşturucu almadın değil mi? Söz vermiştik, bırakıyorduk."

"Ben sözümü tutuyorum, Hyo."

Kırgın bir şekilde bu cümleyi kurunca Hyuna E'dawn susup yavaş yavaş onu odalarına götürdü. Yataklarına uzandırdı, Hyuna baygın baygın E'dawn'a bakınca E'dawn panikle genç kıza baktı.

"Doktora gidiyoruz hemde hemen, resmen soğuk soğuk terliyorsun."

"Abartıyorsun tatlım, iyiyim dedim ya!"

Hyojong'un umurunda değildi şu an Hyuna'nın dedikleri. Aynı durumda oda olsa aynısını yapardı, Hyojong buna emindi. Genç kadın biraz daha kendine gelsin diye bekliyordu, o arada ona bir şeyler getirmiş ve zorla yedirmişti. İki saat sonra Hyuna daha iyi olunca Hyojong zorla onu arabaya bindirmişti.

Yol boyunca kavga etmişler ama en sonunda Hyojong kazanmıştı. İkisi asansörde yukarıya doğru çıkarken Hyuna hâlâ mızmızlanıyordu, gereksiz olduğunu söylüyordu. O kadar yolu boşuna geldiklerini, annesini arasa bir iki bitkisel ilaç ile iyileştireceğini söylemişti. Hyojong ise susması için Tanrı'ya dua ediyordu.

Doktorun odasının önünde Hyuna daha çok gerilmişti. Korkuyordu, bir hastaneye ilk gelişi dedesi içindi buraya geldiklerinde kanser olduğunu öğrenmişlerdi. Sonra zorlu bir süreç geçirmişler ve dedesi başarılı olamamıştı. Sonuç herkesin ağladı bir cenaze töreni olmuştu, ilginçtir ki Hyuna o gün dedesi için tek bir damla gözyaşı bile dökmemişti.

İçeriye girdiklerinde doktor sorunu sormuş Hyuna anlatmış ve ondan tahlil istemişti. Hyuna, dışarıya çıkınca hemen söylenmeye devam etmişti. Hyojong ona sinirle bakmıştım, belki susar diye ama Hyuna'nın susmaya niyeti yoktu. Tahliller verildikten sonra bir saatte sonuçları beklemişlerdi. Bu süreçte Hyuna bir ara susmuş sonra yeniden konuşmuştu.

"Ay, daha çok hasta olacağım. Hastahaneler mikrop yuvası resmen."

"Hyu!~ Tatlım biraz susar mısın artık?~"

"Hayır, beni buraya sen getirdin. Tatlılık yapma bana işlemez."

"Bebeğim tamam sadece beş dakika sus biraz kafa dinleyim."

"Ben başını mı ağrıtıyorum?"

"Hayır, nerden çıkardın?"

"Öyleymiş gibi davranıyorsun sende!"

Hyojong derin bir nefes aldıktan sonra Hyuna'ya küçük bir öpücük verip önüne geri döndü. Anlamıyordu, sevgilisi neden bu kadar çok konuşuyor ve hastaneyi neden sevmiyordu? Bunların hepsi Hyojong onun iyiliği için yapıyordu. Hemşirelerden biri onlara seslendiğinde Hyojong hızla kalkıp hemşirenin yanına ilerlemişti, tabi bu sırada Hyuna ise söylenmeye yeniden başlamıştı.

Hemşire resmen Hyojong'a "Tanrı yardımcın olsun," dercesine bakarken Hyojong gülümseyip sevgilisinin yanına geri dönmüştü. Ardından hızla doktorun odasına çıkmış ve sonuçları göstermişlerdi. Doktor birkaç saniye bir şeyler karaladıktan sonra gülümseyerek ikiliye dönmüştü.

"Kim Hyuna, 3 haftalık hamilesiniz."

İkili şaşkınlıkla birbirlerine baktıktan sonra hızla sarılmışlardı. İkisi de gerçekten çok şaşkındı, oysa korunduklarına emindiler ama bu Tanrı'nın bir nimetiydi değil mi? Sorgulamanın ne önemi vardı? Hyojong hâlâ şaşkın olan sevgilisinin eline tutup gülümseyerek ona döndü.

"Desene bebek büyümeden düğün tarihini erkene almamız gerekecek."

Hyuna ona kocaman bir gülümse sunmuştu ve sıkıca elini tutmuştu. İkisi odadan çıkarken çocuklarının kime benzeyeceği konusunda tartışmalara başlamışlardı bile. Yeni bir can aralarına katılacaktı, ikisininde kanından ve canından bir varlık. Onlara anne ve baba diyecekti. İkisi de şimdiden heyecanlanmıştı Hyuna hâlâ erken olduğunu düşünse de belli etmedi. Mutluydu, mutluydular ve emindi ki ilerde de mutlu olacaklardı.

°
°
°
°
°
Veeee gelecek bölüm final~~

Fenomen °hyun×dawn✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin