[final]

7.1K 478 585
                                    

ATEŞ

Her ne kadar polisler ile gideceğimi söylesem de ona gitmemiştim. Önce neler olduğunu görmek istiyordum. Belki de boşuna endişelenmişimdir.

Yağızların kapısının önüne geldiğimde içimdeki heyecanı yok saymaya çalışıp zile bastım. Bir süre bekledikten sonra kapı açılmayınca bir kez daha bastım. Birkaç dakika boyunca bu döngüyü tekrarladım. En sonunda içimde büyüyen endişe boğazımda bir yumrunun oluşmasına neden oldu. Korkudan ellerim titremeye başlayınca kapıyı yumruklamaya başladım. 

"Yalvarırım aç şu kapıyı, Yağız."

Alt dudağımı dişlerimle ezerken aynı zamanda kendi kendime fısıldıyordum. Başına bir şey gelmesinden ölesiye korkuyordum, tam da işlerin düzeldiği zaman. Neredeyse boğazımda atan kalbimi dindirmek istercesine vuruyordum kapıya. Fakat açan olmamıştı hala. Titreyen ellerimle cebime uzanıp telefonumu çıkardım.

Ateş; nrdesib sen

Ateş; aç kspıtı npluer

Ateş; ölmrej üxereym

Artık gözyaşlarım yanaklarımdan aşağı doğru süzülüyordu ve ben, deli gibi ağlamak istiyordum. Boş sokakta yankılanan hıçkırıklarım ve yumruklarım belki başkalarının dikkatini çeker diye umuyordum.  Fakat henüz bir faydasını göremedim.

Giderek içimde büyüyen his ile kendimi kapının önüne çöküp sırtımı kapıya yasladım. "Yağız... Sana ihtiyacım var."

Ağlamam şiddetlendiğinde ellerimi saçlarıma götürdüm ve saçlarımı çekiştirdim sinirle. Aklımdaki binlerce ihtimal bir bıçak gibi kalbime saplanıyordu. Daha yeni barışmışken böyle olmaması gerekiyordu. Olmasına izin veremezdim. Yağız da izin vermezdi. 

Kucağımdaki telefonu elime alıp polisi aradım sakin olmaya çalışarak. Durumu anlatıp evi tarif ettiğimde burnumu çektim ve bekledim. Yapacağım daha iyi bir şey yoktu. 

Aradan on dakika geçmiş ya da geçmemişti ki kalbime saplanan ağrının sebebi olan çığlık kulağımda çınladı.

"Ateş!"

Duyduğum ses ile yerimden kalktığımda ise acı dolu bir inleme duydum. Ve hemen ardından gelen iğrenç ses...

"Geber lan!"

Kalbimden başlayıp her yanıma yayılan acıyla kalktığım yere geri çöktüm ve avazım çıktığı kadar bağırdım adını söyleyerek. Artık diğerlerine oranla daha fazla ağlıyordum ve bağırıyordum. Onu kaybetmek istemiyordum, onu son defa görmek istemiyordum, son sesini duymak istemiyordum. İstemiyordum işle amına koyayım!

Çok geçmeden kulaklarıma dolan siren sesleriyle içimde küçük, minik de olsa bir umut yeşerdi. Kendimi toparlayıp ayaklandım ve yanıma gelen polislere döndüm.

"O-o adam o-na bir şey ya-ptı," hıçkırıklarımın ardından söyleyebildiğim cümleyle kafa salladı polis. Arkasındakiler ise kapıyı zorlayıp bir şekilde açtıklarında kendimi direkt içeri attım. Koridordan geçip sağdaki kapalı odaya girmeden önce derin bir nefes aldım. Aldığım nefesi vermeden kapıyı açtığımda ise yeni duran ağlamam, daha da şiddetlendi. Ciğerim sökülüyormuşçasına ağlayarak yerdeki solgun bedene yaklaştım. Ayakta durmak için fazla güçsüz olduğumu anladığımda ise kendimi yere bıraktım. Kanlı tişörtü ile daha çok ağlayarak adını sayıklıyordum. Beyaz yüzünü avuçlarım arasına alıp alnımı alnına dayadım. Gözlerimden akan yaşlar suratına düşerken kendimden geçmiştim. 

Etraftaki polisleri umursamadan dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim, belki bir umut, masallardaki gibi gözlerini açar diye. Dudaklarına sayısız öpücük bırakıyordum fakat işe yaramıyordu. Gözleri hala kapalıydı ve tepkisizdi. Kulağına doğru yaklaşıp fısıldayarak, "Aç gözlerini artık bebeğim," dedim. Üzerindeki kanlar benim de üstüme geçtiğinde o şerefsizi öldürmek istedim. Bize yaşattıklarını en ağır şekilde yaşamasını istedim, hemde her şeyden çok.

Canımdan can gitmişti adeta. 

Polislere dönüp beklentiyle baktığımda evi inceliyor, o adamı arıyorlardı. Kafamı iki yana sallayıp elimi kalbine götürdüm. Diğer elimi ise kendi kalbimin üstüne koydum.

 "Bak, senin kalbin atmayınca benimki bir işe yaramıyor. Lütfen, lütfen uyan. Yemin ederim seni asla üzecek bir şey yapmam."

Dudaklarımı birbirine bastırıp cansız bedenini kucakladım ve sıkıca sarıldım. Kendi canımı ona vermek istercesine sarılıyordum ona; ama işe yaramıyordu bu da. Dudaklarımı yanağına bastırıp burnumu çektim. Kulağına dudaklarımı yaklaştırıp son kez fısıldadım olan gücümle.

"Seni çok seviyorum, Yağız."




OF İNŞ DUYGUYU AZ DA OLSA VEREBİLMİŞİMDİR

aklımda böyle bir son yoktu ama devam da ettiremezdim ;((

ilk defa angst bitirdim, ve ağlıcam niye yaptım aQ

beğenmediyseniz haklısınız ://

neyse her şey için tşk <33 *medyayı dinlemelisiniz bnc<3*

yine yeni yeniden [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin