ATEŞ
Her ne kadar Yağız konuşmamızı istese de ben kesinlikle istemiyordum. Aramızdaki sorunu nasıl çözebilirdik ki? Benden saçma sapan bir nedenle ayrılmıştı. Sadece eski bir arkadaşımı ders çalıştırıyordum. Olduğumuzdan yakın bile sayılmazdık onunla fakat Yağız saçma bir şekilde kıskanmıştı ve ayrılmak istediğini söylemişti. Bu konu hakkında çok fazla dil dökmüştüm ama işe yaramamıştı.
Şimdi ise kırdığı, parçaladığı kalbimi düzeltmek istiyordu. Normal olabilirdi bu davranışı; fakat bana o kadar soğuk davrandıktan sonra bunları yapması normal değildi. Anlamıyordum bir türlü.
Öğle arasında olduğumuz için çoğu kişi sınıftan çıkmıştı ve ben de kafa dinlemek için sınıfta kalmak istemiştim. Hırkamı yastık şekline sokup sıraya kafamı koyarak uyuyordum sakince. Daha sonra kapının sesli bir şekilde açılmasıyla irkildim ve kafamı kaldırdım. Gelen Yağız'dı. Onu görünce istemsizce gözlerimi devirdim.
"Ne var?" dedim sakince.
Bana doğru bir adım attı. "Konuşacaktık."
Hafifçe gülüp gözlerine baktım. "Yo, ben öyle bir şey demedim sana."
Sinirle gülüp tam karşımda durdu. "Ben dedim çünkü. Konuşmamız lazım."
Sinirle ayağa kalkıp yüzlerimizi yaklaştırdım.
"İstemiyorum. Konuşacak bir şeyimiz de yok ayrıca."
İnatla, "Var," dedi ve yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdı. Ona tezat olarak "Yok," dedim ve sıramı çekip kapıya yöneldim. Sınıfta kalmak istemiyordum.
Arkamdan gelip kolumu tuttu ve beni durdurdu. "Yürü, beraber boş bir sınıfa gidiyoruz," dedi gözlerini sınıftaki birkaç kişide dolaştırıp.
Kolumu elinden çekip ısrarla kabul etmedim. Daha sonra elini belime attı ve dişlerinin arasından, "Yürü, gideceğiz," dedi. Ne konuşacağını merak ettim en sonunda ve kabul ettim el mecbur. Üst kattaki boş olan bir sınıfa girdiğimizde ön sıralardan birinin üstüne oturup kollarımı göğsümde birleştirip, "Konuş o zaman," dedim.
Karşıma geçip elini ensesine attı önce, daha sonra pantolonunun ceplerine indirdi ellerini ve bir şeyler gevelemeye başladı.
"Şey... Onlar için... Yani yaptıklarımdan dolayı..."
Sıkılmış bir ifadeyle, "Konuşacak mısın, Yağız? Yoksa gidiyorum," dedim bir an önce konuya girmesi için. "Tamam tamam gitme, sadede geliyorum."
Derin bir nefes alıp yüzüme baktı dikkatle. "Sana nedenini şu an söyleyemem ama yaşattığım hiçbir şeyi isteyerek yapmadım. Bunların hepsinde içim yandı ama zorundaydım. Mecburdum işte anla..."
Vücudumda gezinen öfke duygusuyla sıradan indim ve sinirle karşısında dikildim. İşaret parmağımı göğsüne bastırıp ittirdim hafifçe. "Nasıl isteyerek yapmadım lan? Nasıl! Sevdiğin birine bunları nasıl yaptın?"
Bağırarak sorduğum sorulara kafasını eğerek bir nevi cevap verdi ve beni daha da sinirlendirdi.
"Söylemem işte anla!"
Üstüne doğru yürürken o da geri gidiyordu. Ve hâlâ sinirke soluyup bağırıyordum. "Bir nedenin var ama söylemiyorsun, öyle mi? Neden söylemiyorsun? Çok saçma bir neden olduğu için mi?"
Gözlerime bakıp benim gibi bağırdı. "Hayır! Hayır işte!"
"O zaman söyle!" deyip ellerimi göğüslerine koydum ve duvara ittim Yağız'ı. Sırtı duvarla buluşunca acı içinde inleyip yüzünü ekşitti. Sert bile itmemiştim. Hatta canı acır diye hafifçe ittirmiştim. Kaşlarımı kaldırıp, "Çıtkırıldım mı oldun yoksa?" diye alayla sordum.
Daha sonra yüzüne tekrardan baktığında gördüğüm acı çekişi hiçte öyle demiyordu. Canının yandığı aşikârdı. "Yağız, ne oldu?" diye sordum bu sefer endişeyle.
Acıyla inleyip, "Yok bir şey, doğru söyledin. Çıtkırıldımım," dedi ama inandırıcı değildi. "Yağız. Sırtını dön."
"Hayır, iyiyim. Bir şey yok," dedi ancak daha da ısrar ettim.
Israrlarıma kayıtsız kaldığında, kollarından tutup sırtını döndürdüm. Okul üniformasının eteklerinden tuttuğumda âdeta yalvardı. "Ateş, lütfen yapma." Onu dinlemeyip üniformayı yukarıya sıyırdığımda gördüğüm manzarayla şok içinde gözlerim kocaman açıldı.
Sesim titrerken, "Kim yaptı bunu?" diye sordum. Gözlerim istemsizce dolmuştu. Sevdiğim adamın sırtında kemer izleri vardı ve hepsi yeni gibi duruyordu. Cevap vermeyince bir daha sordum. "Yağız, cevap ver. Kim yaptı sana bunu?"
Yine sessiz kaldığında burnumu çekip bağırdım. "Cevap ver dedim!"
Yüzünü bana dönüp gözlerime baktığımda onun da gözlerinin dolduğunu gördüm. Yutkunup, "Tamam anlatacağım. Sakin ol sadece," dedi ve kollarını boynuma doladı. Canını yakarım korkusuyla ona dokunamadım.
Sadece bana sarılmasına izin verdim ve yüzümü boynuna götürüp kokusunu içime çektim derince.
Burda bitiriyorum çünkü ders çalışmam lazım bb sşdşsidşsişsaiçd
Nasıl buldunuz bölümü? Aşşırı merak ettim <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yine yeni yeniden [bxb]
Kısa Hikayehadi yine beni sev beni deli deli sev beni yine yine yeni yeni yine yeni yeniden sev