Meraba benim adım Sedef. 24 yaşında yaklaşık 1 yıldır piskoloğum. Birkaç ay önceye kadar da gayet sıradan sakin birazda depresyon dolu geçiyordu.... ama bilirsiniz işte onunla tanışmadan önce Sherlock Holmes.
İlk yıl çok hasta geliyordu.3 tane ana dilim olduğu için yoğun ve heryerden özellikle ankara ya yurtdisindan gelen öğrenciler , kendi dillerinde kendilerini anlatınca daha rahat hissediyorlardı.
Birgün hastaneme yine yabancı uyruklu biri geldi. Genelde küçüklere bakıyordum ve yetişkin birinin gelmesi beni azda olsa şaşırtmıştı...
Sandalyeme oturdum ve içeriye altın rengi saçlara sahip ,hafif yuvarlak yüzlü ,boyu çok uzun gözükmeyen taki yanıma gelince benden kısa olmadığını anladığım bir adam geldi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sedef: John Hamish Watson?
John: Yes.
Sedef: How is it going?
John: Good
Sedef: Good?
John evet tarzında kafasını sallar.
Sefer: You can tell me, and you know that.
John: My friend is dead , in a country that I do not know.(en yakın arkadaşım öldü,bilmediğim bi ülkede.)
Sedef; What's her name?
John: He s my boyfriend.
Sedef: Okkayy ,what's his name?
Sanırım gaydi "boyfriend" sevgili anlamına gelmiyor mu ya? Ben bunları düşünürken John bana onun ismini söylemiyordu. Sadece susuyordu, söyliyemiyordu , elleri ile oynuyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sedef: I know its difficulte but trust me you w-
John: Sherl-
Sedef: yess?
John: İ dont want to say, its so-...you know
Sedef: Come on John, you are very strong
John: Sherl- Sherlock. His name is Sherlock.
Sedef: What happened to him?
John: He- he is-
John tam neden öldüğünü söylicekken lafını kesti ve içeriye asistanım daldı .
Melis: Pardon bölüyorum özür dilerim ama Sedef seninle dışarda konuşmak isteyen biri var.
Sedef:(sinir olmuş şekilde) Çık odadan Melis.
Melis: Ama mü-
Sedef: Eğer tek kelime daha edersen ...
Melis çıkar.
Sedef: İ m really sorry for her.
John: Its okay.
Daha sonra Melis elinde bir kağıtla içeri girer ve kulağıma"Okumazsan pişman olucaksın " diye fısıldadı ve hızlı adımlarla çıktı. Ben hem John Watson'ı dinliyor ve kağıdı okuyordum. Böyle bişey yaptığımı duysalar beni meslekten atarlardı ama Melisanın bu kadar ısrar etmesi pek hâyır gelmemişti. Kağıtta şöyle yazıyordu:
Karşında oturan adam benim 2 senedir öldüğümü düşünüyor. Ben ölmedim. Adım Sherlock Holmes. Kapının aralığından bakarsan rahatlıkla görebilirsin.Bugün , şimdi senin yani bipiskoloğun yardımıyla onunla konuşmak istedim. İnsanlar ve duygular arasında aram pek iyi değildir. Ağabeyim John'un bir anda hızlı kalp atışından kalp kırizi geçireceği olasılığından bahsetti.Eğer mektebuokuduysanız ve yardım edecekseniz kağıdı buruşturun. Teşekkürler... S.H.
Bunu okuyunca bırak John Watson ı bana inme inmesinden korktum. Ve ürkek bakışlarla kapı aralığından gözüken uzun kabanlı ,kıvırcık siyah saçlı, renkli gözlü adama baktım. Daha sonra ona yardım etme kararı aldım ve kağıdı buruşturdum.
Bunu yapar yapmaz Sherlock Holmes içeri girdi. Ama o sıra butün gün sussan John Watson bi anda konuşmaya başladı ve bende bay Holmes'a elimle dur işareti yaptım.
John: well, ı m very tired , do you have cafe?
Sedef: Yes, yes of course.
Bay Holmes hemen elinde bi kahve ile içeri girdi.
Sherlock: Eski bir dostun kahvesi iyidir ...
John Watson ilk gördüğünde sadece güldü , tekrar arkasına bakıp pişkin pişkin sırıtan Sherlock Holmes a bakınca kıpkırmızı kızardı ve yumruğu sıktı.
Sherlock: O eski dostun özellikle şekersiz içtiğini biliyorsa...ımm Im not dead.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
John Watson bütün kasları kasılmış şekilde sandalyeden kalkmaya çalışıyordu.
Sedef: Bay Watson sakin kalmaya çalışın.
John elimi omzundan çekti ve Sherlock Holmes'a yöneldi.
John: All this time Sherl- tek bir telef-
Sherlock: Özür dilerim.
John ona vurmaya çalışınca onu sıkıca tuttum oturtugu sanmiştım ama 2 saniye içinde ayağa kalktı ve bay Holmes'a kafa attı. Sonra hemen sakinleştirici ilaç verdim.
~15 dakika sonra~
Sessizliği bozmak istedim;
.......(DEVAM EDECEK,oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen , bu hikayedeki Sedef sensin unutma , Johnlock, adlock yada digerleri yok KENDİ İSMİNLE SHİPLE ve yorumlara yaz :))) (johnlock isteyenler yada diğer shipleri az da olsa görmek isteyenler yorumlarda belirtebilirler.)
