Kai
Cumartesi'nin gelmesiyle Taemin beni aramış ve hep birlikte birşey yapmak istediğini söylemişti.
Sonuş; Kyungsoo,Taemin, Key ve ben bir masa da oturmuş,siparişlerin gelmesini bekliyorduk.
Gerginlikle ellerimi çıtlattım. Sevdiğim adam karşım da,üstüne üstlük kuzenimle el eleydi.
"Seneye son sınıfsın,dansa ara verecek misin?"
Boş masada ki bakışlarımı Key'e çevirdim. Gerginlikten gülümsedim.
"Sanmıyorum. Dans benim herşeyim, yani 1 sene de olsa onu bırakamam."
O an onun bakışlarını üstümde hissettim ama dönüp bakamadım. Nasıl bakabilirdim ki?
"Eşşek bana çekmiş."
Götoş Taemin'e göz devirdim.
"Bak bu kesin yaşanmıştır."
Biraz tereddüt,biraz heyecan,ve biraz hayalkırıklığıyla bakışlarımı onlara çevirdim. Hayalkırıklığı ne diye soracak olursanız;içimde bir dal umut vardı ama artık o'da yoktu.
Masanın üstünde ki paketten bir dal çektim çıkardım. Umut dalım kırılmıştı belki ama sigara dalım hala benimleydi.Tanrı'ya şükür.
Sigaraya bir selam çakıp,çakmakla yaktım. Gözlerimi kısıp bir dumanı ciğerlerime yuvarladım.
"Sigaraya içtiğini bilmiyordum."
Heyecanla kirpiklerim titreşti,kalp denen organ son hızla atmaya başladı.
Bakışlarımı,kara kaşına,kara gözüne vurulduğum adama çevirdim.Aynı zamanda parmaklarım ağzımda ki sigarayı kavradı ve dudaklarımdan uzaklaştırdı.
İçimden 'Sen benim hakkımda neyi biliyorsun zaten' demek geçse de,aynıları çıkmadı ağzımdan.
"Uzun zamandır içiyorum."
"Dans ederken sorun olmuyor mu?"
Belki bu ümit vermek değildi ama o nefes dahi alsa ben ümitleniyordum.
Bir duman daha çektim içime. Müzeyyen gibi fosur fosur içiyordum.
"Hayır,olmuyor."
Başını onaylar şekilde salladı.
Gözlerim yüzünde gezindi.
Çok güzeldi ama,
Benim değildi.
Olmuştur inş.
Müzeyyen, ne çok içiyorsun öyle,fosur fosur.