2.Bölüm

42 9 2
                                    

Umarım beğenirsiniz. Bütün kalbimle keyifli okumalar.


Sabaha karşı uyandığımda, düşüncelerle birlikte pencere kenarında uyuya kaldığımı gördüm. Saat yaklaşık 6 civarlarındaydı, gidip bizim çocukları uyandırmalıydım. Onlar geç toparlanıyorlardı, özellikle Jin valizini hazırlarken veya toplarken 3 e yakın liste yapıyordu.

Jin'in odasının önüne geldiğimde kapıyı çalıp çalmamak arasında kalmıştım. Kapının kolunu çevirdiğimde ilk başta elimin kaydığını zannetim, fakat sonra anladım ki kapı kitliydi? Kapıyı neden kitlemişti ki? Kapıyı çaldım gerçekten hazırlanma hızına göre şu an kalması gerekiyoru. Şu an uyku akan ve çapakları temizlenmemiş mahmur gözlerimin ve benim en son isteyeceğimiz şey otobüsü kaçırmaktı. Bir ses gelmeyince kapıya daha sert vurmaya başladım. İkinci vuruşumda da cevap gelmeyince artık avucumun içiyle vurmaya başlamıştım. Ama tek duyabildiğim homurdanmalar ve yorgan sesleriydi. Elimi kapıya daha sert vurduğumda Taehyung bana bağırmıştı ''Sabahın köründe ne isteyebilirsin ki kapıyı üç küçük domuzcuktaki kurt gibi istikrarla vuruyorsun?'' tam Taehyung'a cevap vereceğim sırada jetonum paraşütünü açmış köşeli bir şekilde el sallıyordu., Taehyung'un Jin'nin odasında ne işi vardı? '' Çocuklar daha taksi çağırıp garaja gideceğiz lütfen bana unuttuk demeyin ve derhal kapıyı açın.'' Jin cevap vermişti anlaşılan o da uyanmıştı '' Tamam unuttuk demeyiz. Değil mi Taetae~'' gerçekten çıldırmak üzereydim elimi bir az daha kapıya vurduktan sonra tekme atıp bağırdım '' Ben kendi eşyalarımı toparlıyorum ve on dakikaya aşağıya indiğimde umarım sizi de görürüm!''

odama girdiğimde umarım kendim on dakikaya hazırlanabilirdim. Yatağın altından bavulumu çıkardım. Bu küçük bavulu bir mağazada 100 liralık alışveriş yapanlara veriliyordu, Taehyung ve Jin kazak ve pantolon aldıklarında bana da bunu vermişlerdi. Odanın içerisine göz gezdirdim, Eşyalarım azdı ama neredeyse heryerdeydi. Yorulacağımdan emindim.

Tahmin ettiğimden kısa sürede eşyaları bavuluma tıkıştırdığımda kaç dakika olduğunu bilmiyordum ama aşağıya indiğimde Jin ve Taehyung kapının önünde konuşuyorlardı. O an kendime inanamamıştım, gerçekten onları azarlayıp birde üstüne ben mi geç kalmıştım(?) Zaten geç kaldığım için çok fazla konuşmadan ayakkabılarımı giydim ve onlara baktım bana tek kaşlarını kaldırarak alaycı bir şekilde bakıyorlardı, Jin kendini gülmemek için zor tutuyordu, kesinlikle dalga geçeceklerdi...

Seslik içinde çağırdığımız taksiyi beklerken elimdeki küçük Japonca kılavuzuna daha da kendimi vermiştim. Sorunsuzca bir otobüslere yerleşelim de sonra dalga geçebilirlerdi ama şu an gerçekten stres olmuştum.

Otobüslerin kalktığı alana iyinin kötüsü olan bir Japonca ile geldiğimizde hâlâ tam olarak rahatlamamıştım. Takside ve yanımda size imalı ve gülünç bir şekilde bakan iki ergen varsa rahatlamak gerçekten daha zor oluyordu.

Eşyalarımızı otobüsün bagajına attığımızda hâlâ gergindim ve Jin'in beni neşelendirmeye çalıştığı çok belliydi, Taehyung ise sanırım pencere kenarını önceden kapmanın sevinci ile mutlu mutlu kitap okuyordu. Otobüs hareket ettiğinde Jin'in ısrarları üzerine Taehyung  kutsal yerini Jin'e vermişti ben ve Jin ikili koltukta otururken Taehyung da yanımızdaki tekli koltukta kestiriyordu.

Gözlerimi araladığımda sanırım mola vermiştik Taehyung hâlâ uyuyordu, sağ tarafıma baktığımda ise gergin bir Jin ile karşılaştım. Ona doğru döndüğümde yüzüne klasik gülümsemesini takındı, bir az daha doğruldum, bu tuhaftı yani Jin nadiren böyle davranırdı.

''Jin beni neden uyandırmadın? Neyse ben tuvalete gidip geliyim tamam?'' Jin üzerindeki gerginliği atmaya çalışarak konuştu ''Dur Taehyung'u  uyandırıyım, biz de seninle gelelim. Yani ne olur ne olmaz açısından şey ettim.'' ben gerek yok diyinceye kadar Taehyung da uyanmıştı. Süper üçlü silahşör hep birlikte tuvalete gidiyordu. Taehyung söylenmeye başlamıştı, haklıydı tabi ben de ona hak vermeye başlamıştım birlikte söylenirken Taehyung yavaşça Jin'e döndü ''Dostum neden onun tuvalete gitmesi gerektiği için biz de gidiyoruz bu fazla saçma?'' Jin cevap vermemişti Taehyung bu sefer bana bakıp söylendi ''Hayır yani seninde en olmayan zamanlarda tuvaletin geliyor ya anlayamıyorum gerçekten.'' Çok kısa olmayan bir süre boyunca yürümüş ve bilmediğimiz için tuvaletin yolunu uzatarak gelmiştik. Taehyung bunun içinde biraz söylendikten sonra benim için gelinmesine rağmen hepimiz tuvalete girmiştik. Ellerimizi yıkarken Jin suyun çok soğuk olduğunu söylüyordu bunu üzerine Taehyung Jin'in ellerini elleri arasına almış ellerini garip bir şekilde birlikte yıkamışlardı bu biraz fazla tuhaftı sanırım...

Otobüsün olduğu tarafa doğru yürürken Taehyung ve Jin birbirlerine en utandıkları anılarını anlatırken ben ortalarında yıldızlara bakıyordum huzurluydum, ailem gibi hatta daha fazlası olan bu iki genç ile birlikte olmak fazla huzurlu hissettiriyordu. İyi ki diye düşündüm iyi ki onlar yanımdaydı onaları gerçekten gerçekçe seviyordum. Jin'in bağırmasıyla Jin'e doğru döndüm otobüs diyordu, otobüs yok. Ne otobüs mü yoktu? Nasıl yoktu? Niçin yoktu? Ne zaman yoktu? Ne yoktu? Ne kadar yoktu? Lanet olsun..




Yazım hatalarım varsa lütfen uyarın. Umarım beğenmişsinizdir.

One Day From Past   |коокмıи|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin