Kağıdın üstündeki notu okuduğumda anlam veremedim. Bir an için bana yazılmamıştır diye düsündüm ama üstünde ismim yazıyordu. İş yerinde de bildiğim kadarıyla benimle adaş olan kimse yoktu. Tabi işe yeni biri gelmemiş ise...
Bana yazılan bu nota hiç bir anlam veremedim. Düşündüğümde de hiç böyle bir not yazacak yakınım da yoktu. Aslİnda hiç yakınım yoktu. Bir arkadaşım bile...
Bence biri benle dalga geçiyor olmalıydı. Hatta kesin dalga geçiyor olmalıydı. Düşüncelerimden sıyrılıp benim için hiç bir şey ifade etmeyen kağıdı tek elimle buruşturup çöpe attım.
Eşyalarımı toplayıp üstüme kabanımıda giyip evime gitmeye karar verdim. Saate baktığımda 1 buçuk olmuştu. Oldukça fazla mesai yapmıştım buğün. Yarında böyle olacaktı büyük ihtimalle.
İş yerimin dış kapısını açtıgımda havanın soğukluğu yüzüme vurmuştu. O kadar soğuktu ki yüzüme felç indi sandım. Otobüs durağına kadar nasıl bu havada gidecegimi bekleyip düşünecek vaktim yoktu. Yoksa olduğum yerde donarak ölebilirdim.
Doğru otobüs durağına yol almaya başladım. Ayak parmaklarımi hissetmiyordum. Sabah hava bu kadar soğuk değildi.
Uzun zamandır da tv izlemiyordum. Zaten evdede bir tv de yoktu. Eğer olsaydı hava durumu izlemiş olurdum. Böylece buğün önlem almam gerektiğini düşünebilirdim.
Durağa vardığıma sükrettim. sağ olduğuma. Şansım varmış ki 5 dakika sonra otobüs geldi. Hemen otobüse bindim içeriye baktığım da sadece 1 yolcu vardı. Otobüsün arka tarafına doğru ilerledim. Altında şu sıcak üfleyen adını bilmediğim şeyin nerede olduğunu tahmin ettiğim bir koltuğa oturdum. Tuttura bildiğime sevinmiştim. Utanmasam ayakkabılarımı çıkaracaktım. Ama otobüsteki bir yolcu ve şöför bunu yapmamı engellemişti.
Otobüste zaman bir türlü zaman geçmiyordu. Yan tarafımda oturan yolcu garip garip hareketler yapıyordu sanki birilerinden gizleniyormuş gibi. İlgimi çekti izlemeye başladım her tarafını kapatmıştı. Gözleri bile gözükmüyordu. Üsümüştür belki diye düşündüm fakat otobüs sıcaktı. Belki hastadır deyip dışarıyı izlemeye başladım...
Oturduğum yerde uyuyabilirdim ama eve yaklaşmış olmam bunu engelledi... Otobüsten indiğimde aynı soğukla karşılaştığım için hayal kırıklıgına uğramıştım. Üstelik eve varmam için beş dakika yürümem gerekiyordu. Eve doğru yürümeye başladım. Bir anda yağmur yağmaya başladı bu soğuğa ancak kardan sonra yağmur yakışırdı.
İçime bir anda bir korku girdi. Sanki bir şey olaçakmış gibi. Bir anda bir başımda bir ağrı hissettim kulaklarım çınlamaya başladı. Ellerimi kulaklarıma koyup yere istemsizce çömeldim. Başımda öyle bir baskı vardı ki hareket bile edemiyordum. Çığlıklar atmaya başladım. Kulağımdaki çınlama sanki hiç bitmicekmiş gibi hissediyordum.
Aglamaya başladım. Etrafta birinin olması için içimden dua ediyordum. Başımdaki baskı geçmeye başlamıştı ama kulagımda ki çınlama hala geçmiyordu.
Delirecekmiş gibi hissediyordum. Bir oraya bir buraya kaçıyordum. Kulağımdaki çınlamada geçmeye başladı. Geçtiğinde ise yere düstüm ve etraf karardı.
* * *
Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama açamıyordum. Sadece konuşma sesleri duyuyordum. Genç bir kız sesine benziyordu. Konuştuğu birileri daha vardı ama kim olduklarını olduğunu bile düşünmek çok yorucuydu.
Uyumak istiyordum hala üstümde yorgunluk vardı. Yaşadıklarımın şoku hala üstümdeydi. Tekrar kendimden geçtiğimi hissettim...
* * *
Gözlerimi aralamaya başladım. Herşey bulanıktı. Hiç bir şeyi seçemiyordum. Yavaş yavaş görüntüler netleşmeye başladı. Nerdeydim ben? Burası hastaneye benziyordu. Her yerim ağrıyordu üstelik. Ama tek iyi olan şey kendimi güvende hissediyor olmamdı. Bu benim rahatlamamı sağlamıştı
Aklıma ilk gelen soru; Beni buraya kim getirmişti ki. Ayaklarımı sedyeden indirdirdim. Kollarımda takılı şu adını bilmediğim şeyler ayağa kalmamı engelliyordu. Çıkardım ama canımın canıcağını düşünürken bir şey hissetmedim. Ayağa kalkmak sandığımdan daha zor olmuştu. Atmaya çalıştığım adımlar ise cabasıydı.
Kapıya doğru ilerlerken içeriye benim yaşlarım da bir kız bir de yanında doktora benzeyen biri vardı. Büyük ihtimalle de doktordu.
Hemen yanıma geldiler. Endişeli görünüyorlardı. Doktor hemen söze girdi: "Tatlım niye ayaklandın senin dinlenmen gerekiyor.". Gülümseyerek. Aklıma gelen tek şey ise "Bana ne oldu? Nası geldim buraya?" oldu.
Benim yaşımdaki kız ise " Ben getirdim hastaneye bu soğukta yağmurun altında hareketsizce yatıyodun senin için çok endişelendim ama iyi görünüyorsun." dedi omzuma dokunarak.
Doktorda ardından "tamam şimdi seni bir kontrol edeyim. Bir de gitmeden once röntgen çektir. Belki yere düşme esnasınde herhangi yerinde bir çatlak kırık var mı bakmak istiyorum." gülümsedi ardından "neyse bende gidiyim sende iyi görünüyosun söylediklerimi yaptıktan sonra gidebilirsin" ardından odadan çıktı. Benim yaşımdaki kız ile ben başbaşa kaldık. Sormak istediğim şeyler vardı. Düşüncelerim arasın kızın sesiyle kendime geldim. "Şu an iyi görünüyorsun sana bir şey olsaydı neden daha önce yetişemedim diye vicdan azabı çekebilirdim" dedi ve bana sarıldı. Bu anlamsız yakınlaşma bana biraz ilginç geldi. Bende karşılığında gülümsedim. Aslında ne yapacağımı da bilememiştim. "Beni sadece yatarken mi gördün?" diye sordum.
Kızın sorduğum soruya anlam verememesi yüzünden okunuyordu. Tek dediği kelime "Evet" oldu. Bende sorumu açıklama gereği duydum."Yani ondan önce yoktun? " dedim. Beni o halde görüp görmediğini merak ediyordum ama bu soru bana bile şaçma gelmişti. Kızda "Evet orada kiralık ev arıyordum. Ben bu kente yeni geldim. Önceden Flo Rida yakınlarında oturuyodum. Ama daha kiralık ev bulamadım." kızın suratında üzgün bir ifade vardı.
Aklıma ilk gelen şeyi söyledim" Aslında ben yalnız yaşıyorum. İstersen benimle birlikte kalabilirsin"lafımı bitirdiğimde düşünmeden karar verdiğim için kendime kızdım. Sonuçta kızı tanımıyordum en önemlisi de anlaşabilecekmiydik onu merak ediyordum.
Bunu zaman gösterecekti. Ama kızın dışarıdan görünüşüne bakılırsa sarışın uzun boylu tam bir model tipi vardı. Üstelik zarar vericek birinede benzemiyodu.
Sözümü bitirdiğimde sevinçten havalara uçacaktı sanki bu kadar tepki beklemiyordum doğrusunu söylemek gerekirse...
En önemli soruyu unutmuştum. Adını sormak ilk aklıma gelmesi gerekirken bu kadar sona kalması beni şaşırtmıştı.
"Ahh sormayı unuttum adın ne bu arada?"tam ben soracakken kızın sorması beni şaşırtmıştı."Adım Simay peki senin adın ne?" gülümsedim.
"Benim adımda Beyda memnun oldum biraz geç olsada" suratında kocaman bir gülümseme vardı. Hatta ağzı kulaklarına varmış desem hiç abartmamış olurdum."Bu arada teşekkür ederim beni kurtardığın için bunu başkası olsa yapmazdı." dedim gülümseyerek.
"Hayır hayır bunu başkasıda olsaydi yapardı. Ayrıca rica ederim bu benim için büyük bir şanstı." sözlerini bitirdikten sonra bana sarıldı. Kaburgalarım kırılacak sandım. Tekrar ayrıldığımızda "Hadi evimize gidelim." dedi. Gülümsemekten başka bir tepki veremedim. Elimden tuttuğu gibi beni kaldırdı. "hadi ne duruyosun. Burada kalmaya niyetin var galiba." Etrafa baktım suratımı ekşittim" hiç niyetim yok hemen gidelim" Beyda'ya uymak iyi fikir olabilirdi. Deneyelim görelim bakalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgedekiler
Teen FictionHayatımın yaklaşık yirmi bir yılını yanlız geçiriyordum. Buda yaklaşık tüm hayatım kadardı. Içimde binbir türlü çığlıklara karşılık verdiğim sessizlik beni daha da yıpratıyordu. Hayatıma bir anda giren iki insan yanlızlığımı gidermek için gönderile...