İNTİKAM - Giriş

286K 4K 418
                                    

 Yirmi iki yıl önce, İstanbul...

Yemek masasındaki sessizlik, dayanılır gibi değildi. Duyulabilen tek ses; yemek masasının etrafında oturan insanların çıkardığı çatal bıçak sesleriydi. Neredeyse hiç kimse tabaklarındaki yemeğe dokunmamıştı bile. Oysaki bu masada yenen yemekler, her zaman neşeli sohbetlerle geçerdi. Bir şeyler tersti. Hem de çok ters.

Masada oturan herkesin yüzünde sıkıntılı bir durum vardı. Cem, on yedi yaşın verdiği sabırsızlıkla önce babasına sonra da annesine baktı. Onlar da yeterince huzursuz görünüyorlardı. Hele babası işten geldiğinden beri tek kelime konuşmamıştı. Bu hiç de ona göre bir hareket değildi. Babası daha kapıdan girdikten sonra konuşmaya ve şakalaşmaya başlar ve yatana kadar da devam ederdi. Onun bu suskun halini hiç sevmediğine karar verdi. Kendisinden dört yaş büyük abisi ve iki yaş büyük ablası karşısında oturuyordu. Onlarla göz göze geldiğinde, onların da bir şey bilmediğini anlamıştı. Kız kardeşi ona bakarak gülümsedi, o da masadakilerin dikkatini fazla çekmeden kız kardeşine karşılık verdi. Şimdi herkesin bu kadar sus pus olduğu bir masada dikkat çekmeye gerek yoktu.

Bugün o neşeli sohbetlerin edildiği gün değildi. Gün sonunda bir araya geldiklerinde, herkes gün boyunca ne yaptığını anlatırdı. Onlar, diğer arkadaşlarının ailelerine bakıldığında mutlu bir aileydi. Bu evde anne ve babasının tartıştığını bile duymamıştı, hatta kardeşlerinin de duyduğunu sanmıyordu. Maddi durumları oldukça iyiydi. Rahat bir yaşamları vardı. Abisi hariç hepsi de özel okullarda okuyordu. Abisi İngiltere'de bir üniversitede okuyordu. Ablası da bu sene gidecekti. Bu bir aile geleneği gibi bir şeydi. Babası da İngiltere'de okumuştu, hatta büyükbabası da. İki yıl sonra büyük ihtimalle kendisi de gidecekti.

Büyükbabası öleli çok olmuştu, ama zenginlikleri büyük ihtimalle kendi çocuklarına da yetecek kadar çoktu. Zenginlik babasının ailesinden geliyordu. Annesinin ailesi ise babasının bu kadar zenginliğine rağmen, fakir bir aileydi. Annesinin ve babasının aşkları dillere destandı. Zamanında bu zengin genç, herkesin karşı koymasına rağmen bu fakir kızla evlenmiş ve peri masalını gerçeğe dönüştürmüştü. O zamandan beridir, bu masal devam ediyordu. Gülümseyerek masadaki annesi ve babasına tekrar baktı. İleriki yıllarda kendisi de aynı babası gibi mutlu bir aile kuracaktı.

Çamlıca'nın tepelerinde oldukça büyük bir arazi içinde, iki katlı çok güzel bir evleri vardı. Üstelik geçen sene boğazı gören evin salonunun önüne babası bir havuz inşa ettirmişti. Büyükbabasının bir arkadaşı ile kurduğu şirket, yıllar içinde daha da büyümüş ve koskoca bir holding olmuştu. Şimdi o holdingi babası ve diğer ortağın oğlu yönetiyordu. Tüm bunlar ileride ağabeyine ve ona kalacaktı. Gerçi babasının ortağı olan Fikret Amca'nın kendileri gibi yetişkin çocukları yoktu. Onun kızı, henüz beş yaşındaydı, sonuçta o da büyüyecek ve babası ile Fikret Amca nasıl ortak olmuşlarsa onlarda ortak olacaklardı.

Bunları düşünürken, bu sessiz sofrada yemek yemenin onu çok rahatsız ettiğini düşündü. Bir şey olmuştu. Ne olduğunu bilmiyordu. Acaba aile büyüklerinden biri mi ölmüştü? Çünkü geçen sene, annesinin babası öldüğünde yine böyle bir sessizlikte yemişlerdi yemeklerini. O zaman neden böyle sessiz olduklarını biliyordu, ama şimdi ne olduğunu babasından başka bilen yok gibiydi.

Sıkıntıyla iç çekti. Arkadaşları onu bekliyordu, üstelik birkaç aydır çok hoşlandığı kız da gelecekti. Nihayet dün akşam ona açılma cesaretini göstermişti. İçi içine sığmıyordu. Kız bu senenin başında okuduğu okula gelmişti ve onunla aynı sınıftaydı. Çok güzeldi. Daha görür görmez kızdan hoşlanmıştı. Her ne kadar cesur biri olsa da nedense bu kıza karşı çekingen davranmıştı. Senenin başından beri, kıza bakmaktan başka bir şey yapmamıştı. Kızın da bakışlarından, kendinden hoşlandığını anlıyordu, ama ilk adımı atması o kadar uzun sürmüştü ki. Okulun kapanmasına bir hafta kala, sonunda dün, kıza beslediği hisleri anlatmıştı. Bu akşam da onla buluşacaktı. Onun için bu sessiz ortamı çekecek havada değildi ve bir an önce masadan kalkmak ve kendini arkadaşları ile Üsküdar'a atmak istiyordu.

İNTİKAM "Yeni baskısı ve yeni kapakla Raflarda"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin