9

814 65 20
                                    

Karşı kıyıya geldiğimde siyah kapüşonlu giymiş simit yiyen bir çocuk vardı kayaların üstünde. Arkası bana dönüktü. Ve arkasından görebildiğim kadarıyla kapüşonunu yüzünü örtecek şekilde kapatmıştı.

Yanına gidip sorarcasına "Bilinmeyen ?" dedim

"Mira?" Aynı tonda ismimi söyleyince istemsizce gülesim gelmişti. Ses tonu fazla erkeksiydi.

"Yüzünü göstermeyecek misin?"

"Hayır."

Verdiği cevap biraz sinirimi bozmuştu. " O zaman ne diye beni buraya çağırdın?"

" Sadece bir organ mafyası, dolandırıcı veya bir sapık olmadığımı anlaman için."

Ben hiçbir şey söylemeyince kendisi konuşmaya devam etti. "Otursana."

Dediğini yaparak yanına oturdum. Kim olduğunu açıklamaması her ne kadar sinirimi bozsa ve azıcıkta olsa beni üzse de yaşadığım bir aydan sonra bana ne kadar değer verdiğini anlamıştım ve bana değer veren birini üzmeyi hiç istemezdim. Çünkü sayıları çok azdı.

Elindeki simidi bana doğru uzatarak "İster misin ?" diye sordu.
Aç değildim ama canım çekmişti. Küçük bir parça koparıp ağzıma attım.

"Bilinmeyen?"

"Hm?"

"Çok güzel kokuyorsun."

Yüzünü görmüyordum ama gelen hafif nefes sesinden güldüğünü anlamıştım.

Cebinden telefonunu çıkardı. YouTube'a girip "Bu akşam da aklımdasın" şarkısını açtı.

Ve sonra uzunca bir süre ikimizden de çıt çıkmadı. Sözü bu güzel şarkıya ve denizin şırıltılarına bırakmıştık.

-

:)

Bi' Dinlesene / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin