Bölüm 3

117 13 7
                                    

Ondan küfür duymak beni şaşırtmıştı. Kesinlikle çok sinirlenmiş olmalıydı. Yumruklarını sıkmış bana öyle bir bakıyordu ki, bakışlarıyla ölecek gibi hissettim. Gözlerindeki koyulaşmış ton iyi şeyler olmayacağını söylüyordu ama umrumda değildi. Beni bu şekilde bağlayarak, zorla burada tutmasına izin vermezdim.

Elindeki anahtarlar ile kelepçenin kilidini açtı. Bunları yaparken ona duygusuz bir şekilde baktım. Korktuğumu sanmasını istemezdim. Ben İzel'dim. Asla kimseden korkmazdım. Genellikle benden korkarlardı. Beni kolumdan tutarak ayağa kaldırdı. Ne yapacağını anlayamamıştım.

Ve aniden gelen bir tokat...

Çıkan ses fazla gürültülü olmuştu. Hayvan! Yere yuvarlanmıştım adeta. Ağzıma gelen kan tadı ile elim dudağıma gitti, kanıyordu. Gücümü toparlayarak ayağa kalktım. Sırıtmaya başladım.

" Yapabileceklerin bu kadarla mı sınırlı? " Alayla bakmaya devam ediyordum.

Yeşil gözlerindeki sinir yerini şaşkınlığa bıraktı ancak saniyeler sonra tekrar aynı sinir yerini bulmuştu. Saçlarımı koparırcasına çekti. Kafamı öne doğru eğdim. Acı fazlaydı ama bunu belli etmemeye çalıştım. Ağzımı açmıyordum ama acıdan gözlerim dolmuştu.

" Bana bak İzel. " Sesinde tehditkar bir ton vardı. Saçlarımı geriye doğru çekip ona bakmamı sağladı. Lanet olsun gözlerimin dolduğunu görecekti. Sinirle soludum.

" Bırak lan saçımı. " Dişlerimi sıkıp, acıyı unutmaya çalışıyordum. Saçlarım kısa olduğu için tutmakta zorlanıyordu.

Saçımı bıraktı.

" Bana bağırmaman gerektiğini öğrenmen gerek. " Elleri boğazıma kenetledi.

Nefes alamıyordum. Kalp atışlarım hızlanmıştı ve gözlerim dolmuştu. Bunu görmemesi için gözlerimi kapattım. Kulaklarıma kadar kıpkırmızı olmuştum. Daha fazla direnemedim.

" Bırak beni. " Hala gözlerim kapalıydı ve sanırım bayılacaktım. Tepinmeye başladım, nefes alamamak berbat bir şeydi. Diklenmeyi bırakıp en nazik çıkarabileceğim ses ile;

" Lütfen. Bırak Beni.. " dedim. Bu lafım üzerine ellerini gevşetti ve beni bıraktı.

Sırtımı duvara yaslandım ve yavaş yavaş aşağı kaydım. Derin derin nefes alıyordum. Ellerim onun sıktığı yerlere gidiyordu. Öksürük krizine girmiştim. Gözlerime dolan yaşları elimin tersiyle silmeye çalıştım ama kendiliğinden akmaya devam ediyordu. Kalp ritimlerim düzene girmiyordu, gözlerim kararıyordu. Kafamı duvara dayayıp düzene girmeye çalıştım.

Lanet olsun. Küçük duruma düşmüştüm. O kazanmıştı! Hayatım boyunca ilk defa lütfen demiştim.

" Ne istiyorsun benden? Artık bırak gideyim. Beni merak eden bir ailem var ve kendime özel bir hayatım. Beni zor kullanarak bu şekilde burda tutamassın. " Kurduğum cümleye içten içe güldüm. Beni merak eden bir ailem. Ne aile ama sormayın. Şuan kesin karısıyla balayı yapıyorlardır. Kurduğum cümle aşırı kibardı. Bugün asla yapmam dediklerimi yaptığım ilk gündümdü.

" Seni merak eden bir ailen ve o bardan başka gidecek bir yerin olmadığını biliyorum. Bu yüzden bundan sonra burada kalacaksın ve ne dersem onu yapacaksın. Güzellikle ya da zorla. " Sakin bir şekilde bunları söylemişti.

Ne sanıyordu bu kendini?

" Güzellikle zaten olmaz. Zorla da olmayacak. En kısa zamanda kurtulacağım senden. " Kafasını olumsuz anlamda salladı ve telefonunu kulağına götürdü.

" Onu buraya getirin. "

Bu lafı üzerine kaşlarımı çattım. Suratındaki alaycı gülüşü sinirimi bozuyordu. Kapının açılma sesi ile kafamı o tarafa çevirdim.

Siktir. Onun burda ne işi vardı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 08, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HATAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin