Kusura bakmayın çooook soryyyyy bir süreliğine wattpade giremedim bilgisayarımı bozuktu :( Üni sınavı falams neyse işte çok kafanız şirmeye gerek yok medyada sarışın TOSBA var.Yorum yapana bölüm ithaf var. Bu bölümüde Gizem'e İtaf ettim. Yorum için teşekkürler Gizem :))
İyi okumalar :P
Levyeyi çoktan kaldırmıştı. Artık karşılık vermektense gözlerimi kapatıp son dua olayına dalmaya hazırlanırken bir gümbürtü koptu.
Bu kadar sesli olması saçmaydı. Ama çokta canım yanmamıştı. Durdum ve düşündümde hiç canım yanmamıştı ve bu gerçekten ilginçti. Gözümü mü açsam acaba ? Ya bu bir denemeyse, ya gerçekten beni öldürürse.
Aman ne olacak sanki böyle beklesem ölmeyecekmeyim ? Açtım gözümü, şuursuzca sağımı solumu inceleymeye koyuldum. Bende bir sorun yoktu. Peki ses nerden gelmişti acaba. Dikkatimi kabartarak bakındım. O gümbürtünün nedeni arkamda duran arbanın yarısı kırık olan camının levyeyle diğer yarısını parçalayan Öküzcüktü.
Sinirlenmiştim aynı zamanda ürkmüştümde. '' Ne yaptığısanıyorsun sen? '' diye atarlandım. Sinirli bir sesle ve bakışlarımlada sinirlerimi aksettim.
O ise gayet alacı ve soğukkanlı bir havayla '' Ne oldu küçük hanım biraz korktunuz mu ? '' Diyerek güldü. Ama gülüşünde sadece alay ve buz gibi bir esinti vardı.
O kadar sinirlenmiştim ki sinirlendiğimi belli etmek için ona dönüp konuşmaya başlayacaktım. Ona dönmemele telaşa kapılıp oldukça hızlı bir şeşkilde ''Dur, dur. Tamam. Başın çok fazla kanıyor. '' Başıyla kesik olan elimide gösterip aynı ses tonuyla ekledi '' Elinde aynı şekilde kanıyor. Burada bekle de sana pansuman yapalım ve SA-KIN bir yerlere ayrılma SA-KIN. '' Diyerek emirinide ekledi. İtiraz etmedim çünkü dik başlı ve aksi biri olduğu belliydi. Aynı zamanda canımda çok yanıyordu.Ve ben bunu nasıl olduysa yeni hissetmiştim.
Giderken gözlerimin içine baktı. Gözleri maviydi.Ama canlı bir mavi değil. Kasvetli bir mavi, soğuk bir mavi. Gözlerindeki ifadeyi tam inceleyecekken o gözlerime daha derin bakmadan yanımdan geçip büyük eve doğru ilerledi.
Şimdi fark etmiştim evide .Kazanın şokuyla hiçir şeyi algılayamıyor gibiydim . Bakışlarımı onun gittiği yöne çevirip evi dışarıdan incelemeye koyuldum. Ev beyazdı ve dışarıdan göze çarpacak kadar büyük ve şağşalıydı ama evin bu denli büyüklüğüne eşlik edecek bir kasvet sisi çökmüş gibiydi adeta.
Mudalacığımız henüz evin kapısında girmemişti. Aklıma bir şey geldi. Ve aceleyle ona '' Heyy '' dedim.
O anda tüm vücuduyla bana dönmüştü. Onun yüz hattlarına ilk kez bu kadar dikkatli bakmıştım ve adeta onu incelemeye almıştım. Yüz hattları gayet keskindi. Çok mana taşımayan, sert ve ifadesiz hatta duygusuz bakışlarını taşıyacak kadar keskindi. Saçmalık. Hem çok şey anlatıp hem hiçbirşey ifade etmiyordu bana bakışları yada benim lügatımda olan bir şey değil bu. Bu ilginçlik daha da hoşuma gitmişti. Dipsiz bir kuyu kadar karanlıktı ama ürkütmüyordu. Ve adeta beni kendi karanlığına davet ediyordu yürekliliğimi ölçer gibi.
Bakışlarımı daha da odaklayarak onu incelemeye devam ettim.Saçları kahve rengi ile sarı arasında karamelimsi bir tondaydı. Ama saçları bile bir keskindi. Her şey soğuk mavi gözlerini taşıyabilecek kıvamda. Tüm vücudu bu sertliğe eşlik ediyordu. Boyu uzundu, iri bir yapısı vardı. Ve nerdeyse tüm vücudunu sarmaşık gibi sarmış kas yapısı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İRİS (BUZ MAVİSİ)
VampireŞu sonsuz MAVİLİKTE var mıydı onun eşi? Kim söndüre bilirdi o muhteşem GÜNEŞİ .... E. B. KORYÜREK