Bölüm 4

1.3K 80 26
                                    

YAPRAK;
Ali: Ya çocuklar erkenden gitmek zorunda mıydık cidden? Daha 4 gün var.
Sinan: Şuna da bakın sevgilisinden ayrılamıyor hahahahahah *gülüşmeler
Bugün sabah erkenden İzmir için yola çıkmaya hazırlanıyorduk hepimizde bir neşe Alikuş üzgün, Ceren 3 gün sonra gelecek, Ali nasıl yaptıysa onu İzmir'e getirmeye ikna etmiş. Erken gitmek bizim için daha iyi olacak gezip görmüş olacağız çok heyecanlıyım..
Gökhan: Ben bu Oğuz terbiyesiziyle aynı araba da gitmem abi o çorap kokusundan cesedimiz çıkar anca. *gülüşmeler*
- Acaba Barış da istediği üniversite'yi kazanabildi mi *mırıldandım
Oğuz: Çocuk sırra kadem bastı resmen harbi yaşıyor mu ki lan acaba.
- Ya Oğuuuzz çekil tepemden!
Ali: Ölse haberimiz olurdu herhalde. Gerçi aramız da ne yaşanırsa yaşansın bir hoşçakal bile demeden çekti gitti ne oldu Allah bilir.
- Şey ya boşverin bizene canım çok da lazımdı.
Sonunda Oğuz'un yerli yersiz pisliklerinin, Gökhan'ın Merve ile bitmeyen telefon konuşmalarının, Alikuşumun biraz hüzünlü biraz neşeli tavırlarının, Sinan'ın bitmeyen çorap alışverişinin ve benim de anlamsız bir şekilde sürekli Barış'ı sormamın verdiği uzun bir yolculuğun ardından EVİMİZDEYİZ!
Burası şahaneeee!
Evimiz tam da bize göre, bir kaç düzenlemenin ardından 'burası bizim hikayemizin yeniden başladığı yer' diye adlandırabileceğimiz bir yer olacak.
Sinan: Hayallerimizi mi gerçekleştirdik ne?
Oğuz: Babuş bizi ağlatacak mısın? Kendine gel *gülüşmeler*

Herkes kendi odasını seçmek için oradan oraya dolanırken Ali hemen telefonunun başına geçip Ceren'e olanları anlatmaya başlamış bile, Evimizin küçük içeriden merdivenli şahane bir de üst katı var tabikide benim odam üst katta olacak denize bakan t...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkes kendi odasını seçmek için oradan oraya dolanırken Ali hemen telefonunun başına geçip Ceren'e olanları anlatmaya başlamış bile, Evimizin küçük içeriden merdivenli şahane bir de üst katı var tabikide benim odam üst katta olacak denize bakan tarafta hahahahahah
Oda'ya girdiğimde karşılaştığım manzara ise hiç hoş değildi!
- Ya Oğuz yaa burası benim odam.
Oğuz: Artık çok geç babuş.
'Oğuz'la minik minik tartışırken araya Gökkuşumun girmesiyle galip gelen ben oldum. Ve o da alt katta ki en büyük odayı kaptı. Benim odamın yan tarafında Ali'nin odası tam karşıda da banyo var. Sinan, Oğuz ve Gökhan'ın odaları da alt katta. Herkes bir süre odasından çıkmadı nedensizce taaa ki Oğuz'un sesi bütün evi sarana dek..'
Oğuz: LAN BU EVDE BİR PİZZA MAKİNASI BİLE YOK.
-ne??! Hahahahahah
'Herkes yavaş yavaş odalarından fırlarlarken biz de Ali'yle aşağı iniyorduk. Oğuz bir bacağı koltuğun kenarında bir bacağı kendinden çok bağımsız bir şekilde oturuyor orta yerde'
Ali: Lan gören de eviniz de pizza makinasıyla büyüdün sanacak andaval
Gökhan: Pizza makinası ne oğlum?
- hahahahha tamam ya söyleriz şimdi hem ben baya açım..
Günler hızlı hızlı geçti, Alışveriş yaptık eve tıka basa pizza ve hamburger depoladık. Efsane eşyalar aldık ve ertesi gün okul var. Bugün Ceren gelecek Ali çok mutlu ve sanırım Ceren'le odamı paylaşmak zorunda kalacağım of! Orası bana ait olsun istiyordum, neyse..

BARIŞ;
Bugün yeni bir hayata başlayacağım sanırım, umrumda değil. Bütün eşyalarımı arabama yerleştirip o kutuyu da yanıma aldım.. Ve işte yeni bir yolculuğa çıkıyorsun Barış Ozansoy yanında kimsen yok yapayalnızsın. Yolculuğuma devam ederken araba da çalan şarkı ile yine darmadağın oldum;

Sikeyim Barış neden hatırlayıp duruyorsun onu..
Buna rağmen şarkıyı değiştirmeyip güzel anılarımıza gömüldüm.

 Buna rağmen şarkıyı değiştirmeyip güzel anılarımıza gömüldüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim için güzel olan anılara..
YAPRAK;
'Evimizin sahile inen yolunun üzerinde küçük tatlı bir kafe var orada oturmuş Ali'nin sevgilisine kavuşma gününü kutluyoruz Ceren yoldaymış.'
Ali: Nerede kaldı bu kız? Ayrıca telefonlarımı neden açmıyor!
- Alikuşum sakin ol trafik vardır.
Aradan bir kaç saat geçer*
Ceren arıyor..*
Sonunda! Ali bir heyecanla telefonu açtı ve yüzünün renginin değişmesi saniyeler aldı.
Telefonda ki ses: İyi günler, Ceren Kaynarca'nın yakını mısınız?
Ali: Ulan sen kimsin!?
'Hepimiz Ali iyi misin? Kötü birşey yok değil mi vs cümleler kurarken Ali bizi duymuyordu bile. Hızla telefonu kapatıp ayağa fırladı ve ağlamaklı bir sesle bize hızlıca olayı anlatıp gitti.
Telefonda ki ses Ceren'in kaza yaptığını, bütün suçun karşı tarafta olduğunu ve önemli birşey olmadığını söylemiş. Ali'yi böyle görmek beni darmadağın ediyor. Gökhan ise bildiği bütün küfürleri Ceren'in kazasına neden olan 'karşı taraf' diye adlandırılan kişiye yağdırmakta.'
⚫️ Ali 1 saatlik yolu yarım saatte giderek olay yerine gelmiştir ve yaşlı gözlerle Ceren'e sarılıp onu sağsalim görmenin huzuru içerisindedir. Ceren küçük bir baygınlık geçirmiş ve yeni uyanmıştır, kolunda ve bileğinde küçük incilmeler dışında hiç birşeyi yoktur. Bütün olanların şokunu atlattıktan sonra Ali hızla karşı arabaya doğru yürür, fakat bir işe yaramaz. Görevliler durumunun ağır olduğunu acil bir şekilde ambulansa bindirmelerini kendine gelince ifadesini alacaklarını söylerler. İkisi de aynı hastaneye kaldırılır.
Ceren'in kontrollerinin ardından doktor gidebileceklerini söyleseler dahi Ali o kişiyle görüşmeden hiç bir yere gitmeyeceği konusunda ısrarcıdır.
Saatlerin ardından, doktor ifade sonrası yanına girebileceklerini söyler.
Polisler odadan çıkar çıkmaz Ali Ceren'i dışarı da bırakıp odaya girer.
Gördüğü karşısında donup kalsa da ağzından sadece şu kelime çıkar;
'Barış..'

⚫️ Bölüm Sonu ⚫️

Umarım beğenmişsinizdir düşüncelerinizi belirtmeyi şakın unutmayın öptüümmm ❤️
Sınır 20 vote, 20 yorum.

Yıldızların Altında - YapBarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin