Junkyu 'nun Ağzından ;
Sabah Seyong 'dan önce kalktım . Ona kahvaltı hazırlayacaktım çünkü dün bana çok yardım etmişti . Yani bir tür teşekkür kahvaltısı olacaktı bu . Mutfağa girdim . Daehyun aklıma geldi ama ağlamak çözüm değildi hem o benim kalbimde hala yaşıyor .
Kahvaltıda ona yumurta kaynattım , bal , tereyağı vb. şeyler çıkardım ve çay yaptım . Onu uyandırmanın vakti gelmişti . Yoksa okula yine geç kalacaktık .
Onun yanına gittim . Çok yorulmuş olmalıydı . Derin bir uykusu vardı çünkü . Yavaşça seslendim ;
Seyong , Seyong .. Hadi uyan geç kalıcaz ...
SEYONG : 5 dakika daha ...
Olmaz Seyong hem daha kahvaltı yapılacak . Aynı zamanda ev okula yakında sayılmaz .
Yavaşça gözlerini araladı . Saçı başı dağılmıştı . Etrafa baktı sonra tekrar gözlerini kapattı . Bende onun bu halini çekmek isteyip telefonumu aldım . Onu çektim ve tekrar ona seslendim ama bu sefer sesim yüksekti .
Hadi Seyong ! Yine geç kalmak mı istiyorsun ?!
Bu sefer kanepeden fırladı ve mutfağa geldi . Kahvaltıyı gördü ve gülümsedi . Kahvaltı için oturduk . Ben güzelce kahvaltı ediyordum ama Seyong tıkınıyordu . Yumurtanın yarısını ağzına attı ve çayı tepesine dikti . Kalktı ve banyoya gitti . Vay be geç kalacağını anlayınca mood geçirdi çocuk . Neyse bende doydum . Gidip üstüme birşeyler giyiyim bari .10 dk sonra
Giyindim ve saçımı yaptım çantamı aldım ve ayakkabılarımı giymeye geldiğimde çoktan hazır bir şekilde beni bekleyen bir adet Seyong gördüm . Saçlarını yapmıştı ve üstünde hoş bir gömlek vardı . Ona gülümsedim ve ayakkabılarımı giydim .
JUNKYU : Hadi çıkalım Seyong .
SEYONG : Nasıl istersen , patron sensin .
Bu söylediğine gülümseyip göz devirdim ve evden ondan önce çıktım .10 dk sonra ..
Okula gelmiştik . Seyong kaybolmamak için peşimden ayrılmıyordu . Sınıfa girdiğimizde herkes bize baktı . Kafasını asla soru bankasından kaldırmayan Chaejin bile . Ne yani tuhaf olan neydi ki şimdi ? Evet anladım . Yeni gelen çocukla daha ilk günden takılma fasları . Ne kadar garip .. Çocuğu daha hiç tanımadan yargılıyorlar . Onlara ahval bir bakış atıp sırama yöneldim . Seyong 'da arkamdan geldi . Çantalarımızı koyduk ve sınıftan çıktık .
Seyong 'un Ağzından ;
Junkyu ile çantalarımızı bırakıp dışarı çıktık . Okul çok büyüktü ve yanımda Junkyu olmasa ben bu okuldan 2-3 günde zor çıkardım . Junkyu önden bende hemen arkasından yürüyorduk . Arka bahçeye gelmiştik . Ah şaka mıydı bu ? Koskocaman bir çimsaha ve bir basketbol sahası vardı . Futbol oynamaya bayırlıdım . İstemsizce çimsahanın önüne geldim ve sahayı incelemeye başladım . Çok güzeldi . Sanki bir stadyum da gibiydim . Junkyu yanıma geldi ve konuştu : - BUNLAR DAHA HİÇBİR ŞEY -
Heyecanlanmıştım . Bunlar hiçbirşeyse daha neler vardı ki ? Çok merak ediyordum . Hemen ayağa kalkıp onun yanına gittim .
SEYONG : Hey Junkyu ! Bana okulu gezdirsene !
Bana doğru döndü ve kolundaki saati gösterdi .
JUNKYU : 5 dakika ...!Okulun etrafında koşmaktan yorulmuştum . Umarım hoca girmemiştir . Acaba şimdi ne dersi vardı ? Merak etmiştim ve ders programını alsam iyi olacaktı . Sınıfa girdiğimizde hoca daha girmemişti ve bakışlar bize çevrilmişti .
Junkyu 'nun Ağzından ;
Bütün bakışlar bizim üstümüzdeydi ama aldırış etmeden yerime oturdum . Arkamda Lisa ve Le oturuyordu ve dedikodu yapıyorlardı . İstemsizce kulak misafiri oldum . Dün Daehyun 'un intihar ettiğini konuşuyorlardı . Aslında şimdi farketmiştim de bütün sınıf Daehyun 'u konuşuyordu . Üzülmüştüm , ama bundan sonra asla üzülmeyecektim . Hem Daehyun 'un bu dünyadan gitmesinin bir sebebi olmalıydı yani belkide şimdi gittiği yerde daha mutludur . Artık hiç kimse ve hiçbir şey beni üzemeyecekti .
O sırada hoca girdi . Yine dersimiz bay Min Ku 'yaydı .Dersten sonra ..
Seyong ile birlikte sınıftan çıkacaktık ki önümüzü Namjoon , SeokJin ve Yoongi kesmişti . Off bunlarla karşılaşmamak dünyanın en büyük şansıdır çünkü insanı döverler sıkıştırırlar ve parasını alırlar .
NAMJOON : Hey KUYU !
JUNKYU : Ban KUYU deme diye kaç defa dedim Namjoon . Bırakın da gidelim .
NAMJOON : Hey çocuklar ne dediğini duydunuz mu ?
NAMJOON dedi . Üstelik bana , bana dedi . Abi demeden ?..
SEOKJIN : Canına susamış galiba .
YOONGI : O zaman susuzluğunu giderelim .
Tam üstüme yürüyüp beni sıkıştıracakları sırada Yoongi 'nin burnunda bir el gördüm . Yoongi 'ye yumruk atmıştı üstelik . Yoongiye ..
Yoongi 'ye kimin yumruk attığını görmek için arkamı döndüğümde ufak çaplı bir şok geçirdim çünkü yumruk atan kişi SEYONG 'du ...
Yoongi elini burnuna götürmüştü . Burnu kanıyordu . İşte o an anladım . SIÇTIK .
Bir iki adım geriledim . Yoongi Seyong 'a döndüğü zaman yeniden bir yumruk yedi . Bu işin sonu iyi değildi . N 'yaptın sen Seyong ?
Namjoon , SeokJin ve Yoongi Seyong 'a daldılar . Kavga çıktı . Seyong ile dövüşebilmek için herşeyi yapardım ama karşımda üç bela vardı . Ama Seyong üçünü de idare ediyor gibi görünüyordu . Yani ilk defa SeokJin ve Namjoon 'un bir kavgadan çekildiğini gördüm . Ama Yoongi hala öcünü alamamış gibi görünüyordu ve kavgadan çıkmamıştı . Seyong ona hala yumruk atıyordu , Yoongi 'de Seyong 'a ... En son Yoongi Seyong 'a bir yumruk attı ve kavga sonlandı . Üçününde ağzı burnu kan içinde kalmıştı . Ortamdan uzaklaştılar , herkes kavgayı izlemişti ve bur anda herkes Seyong 'un adını haykırıyordu . Ben kalıp Seyong 'un hava atacağını düşünmüştüm ama Seyong ortamdan uzaklaştı . Onun peşinden gittim . Bahçeye çıkmıştı . Dudağı patlamıştı . Hemen hemşireden bir Baticon ve pamuk alıp Seyong 'un yanına geldim . Pamuğa biraz Baticon döküp Seyong 'a pansuman yapmaya başladım . Beni onlardan o korumuştu . Benim koruyucu meleğim ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JunYong ( Asla Ama Asla ) " ASKIDA "
FanficOnun gözleri daha önce baktığım hiçbir göz gibi değildi . Onun gözleri insana kendi adını unutturacak güzellikteydi ... #JunYong #AslaAmaAsla #Minnettarım