0.0

399 27 10
                                    

Merhaba!

Ben Wattpad'i bir yıldır kullanıyorum. Bu benim ilk kitabım. Belki de siz hikaye yazmam için erken olduğunu düşünüyorsunuzdur, bilemem. Ama kitabıma güveniyorum. Okursanız sevinirim.

Sıkıcı bir okul gününü geride bırakıp eve geldim. Aslında okulda mutlaka bir yolunu bulur eğlenirdim. Çoğu dersimi de seviyordum ama Biyoloji ve Kimya aynı güne denk gelince adam darlanıyordu. Yani şahsen ben öyle. Ama modumu düşürmemeliydim. Biliyor musunuz? Şu an düşündüm de hayat felsefem bundan sonra şöyle; asla ama asla modunu düşürme Gizem! Evet bu. Bir kartona yazıp odama mı assam acaba?

Kapının önüne geldiğimde yine her zamanki gibi daha ayakkabılarımı çıkarmadan "Anne! Ben açım." diye bağırdım. Kendi halime bir kahkaha patlattıktan sonra içeri girdim. Kahkaha atmak iyi geliyordu bana. Enerjim artıyordu. Annem yanıma geldi. "Naber kız? Günün nasıl geçti?"

Annemi seviyordum. Benimle böyle samimiydi hep. Gerçi ben adamına göre davranırdım. Annemle de hep arkadaş gibiydim. Zaten evin neşesi bendim be. Herkes bensiz sıkılırdı bizim evde. Annemi yanağından öpüp geri çekildim. "Anne aynı işte, sen onu bunu boş ver de yemekte ne var?" dediğimde annem geri mutfağa döndü. Arkasından gözlerimi pörtletip dudağımı büzdüm. Kadın bir acayip, demek bana çekmiş. Ay yok ben ona çekmiş oluyorum değil mi? Ahahahahaha güldüm bak buna.

Odama geçip çantamı çalışma masasının yanına attım. Çalışma masasına şöyle uzun uzun baktım yıllardır ordaydı ne işe yarıyordu ki? Kendi kenime gülerken aynadaki yansımama baktım. Şu gülüşüme düşmeyen de ne biliyim. Bugün de özgüvenimiz yerinde tabi.

Kendimi yatağa attığım anda annemin sesiyle irkildim. " Gizem, gel sofrayı kurmama yardım et." Allah aşkına şimdi oraya gidip sadece iki tabak iki çatal kaşık koyucam ya.

"Üzerimi değiştirip geliyorum anne." dediğimde sesim annemin isteğinden hiç hoşlanmadığımı belli edecek şekilde çıkmıştı. Dolaptan kalpli pijamalarımı çıkardım.

"Kaç saattir aynaya mı bakıyorsun?" Cevap verme gereği duymadan gözlerimi devirdim. Biz konuşurken üstümü değiştirmiştim bile.

Mutfağa gidip yemek masasına kaşıkları ve tabakları koydum. "Yemekte ne var anne?"

Annem, "Fırında tavuk." dediğinde gözlerimi pörtlettim. "Off, anne ya ne tavuğu şimdi? Tavuk sevmiyorum işte."

"Öyle bir şey yok Gizem. Dışarda insanlar yiyecek bir şey bulamıyor. Sen güzelim tavuğu beğenmiyorsun. Kızım biraz şükret ya. Tavuk sevmiyorum diyeni de ilk defa görüyorum." Anneme karşı uslu bi kız olarak sustum ve masaya geçtim. Cevap verirsem edebiyat yapmaya devam edecekti yoksa.

Yemeği zar zor yedikten sonra anneme "Ellerine sağlık." demeyi unutmadan masadan kalktım. Odaya gidip kendimi yatağıma attım. Telefonu elime aldığımda Aslı'nın attığı mesajı gördüm.

Aslı: Yarın 25 Ocak ;)

Mesajı okuduktan sonra kafamda bir soru işareti oluştu. Bir saniye, bu tarih bana tanıdık geliyor. Tabi ya, Aslı'nın doğum günü. Benim on yıllık kankam.

Boş ver şimdi kankayı Gizem. Tabi Aslı senin nasıl bir aptal olduğunu bildiği için kibarca 'Hediye almayı unutma.' dedi. Ne alacağını düşün. Of, ne alabilirim? Aklıma bir şey geldi! Geçenlerde Aslı bana en sevdiği ayakkabı markasının Reebok olduğunu söylemişti. Hazırlanıp bir ayakkabı mağazasına gittim. Aslı'ya Reebok'tan ayakkabı seçtim. Aslı buna çok sevinecekti.

Akşam Aslı'dan mesaj geldi.

Aslı: Yarın akşam 7'de bizim villanın bahçesinde olacak doğum günü organizasyonuna davetlisin.

Vaaay! Zengin! Villanın bahçesinde doğum günü organizasyonu demek. Gerçi ben sürpriz yapmayı düşünüyordum ama böylesi de olur. Bir Cumartesi gününü Aslı için feda edebilirim. Yani bi zahmet ediyim. O kadar da uzun boylu değilim.

Masal'a cevap verdim.

Gizem: Başka kimleri çağırdın?

Aslı: Çoğunluk bizim okuldan.

Gizem: İnşallah Merveleri çağırmamışsındır.

Aslı: Tabi ki çağırdım. Hediye almak zorunda kalacakları için smwkwmdlwmd

Gizem: Hayy randomuna tükürdüğüm. Ben orda onlarla ne yapıcam? Tek yamuk hareketlerinde dalarım.

Merveler bizim okulun sinir bozucu kızlarıdır. Gerçi beni çekemedikleri için bana öyle davranıyorlar ama yine de fazla sinir bozucular. Bunların başı normal olarak Merve. Her okulda mutlaka bir Merve vardır. Merak etmeyin Allah onlarla bizi sınıyor. Yani onlara karşı sabırlı olun. Merveler; Merve, onun kankası Nazlı ve onların ayakçıları mal İlayda. Ben bunları düşünürken Aslı'dan cevap geldi.

Aslı: Gizem boş ver ya. Onları mı takıcan.

Evet doğru, onlar yüzünden Aslı'nın doğum gününü mahvedemem. En iyisi onları takmamak. Aslı üzülmesin diye konuyu değiştirmeye çalıştım.

Gizem: Eee, yarın için heyecanlı mısın?

Aslı: Evet ya, bu gece kesin uyuyamıcam. Gizem bari sen söyle ne aldığını. Nolurrr?

Gizem: Yarını bekle.

Mesajı attıktan sonra telefonumu şarja takıp aşağı indim. Babam gelmişti, ona sarılıp biraz sohbet ettikten sonra ailecek dizi izledik. Evet ailem benim her şeyimdi. Onlara hala küçük bir çocuk gibi bağlıydım. Hep de öyle kalacağım sanırım. Abim okul gezisi için İzmir'deydi. O da bir kaç gün sonra gelecekti. Onunla çok didişirdik ama kimsenin abisiyle değişemem onu. O benim birtanecik abim, kimseyi de onun yerine koymam.

Dizi yine heyecanlı bir finalle bittiğinde uykum gelmişti. Annemlere de iyi geceler dedikten sonra odama çıktım. Telefonu elime almadan rahatca uyuyamazdım tabi. Bir kaç tane sosyal medya bildirimi falan vardı. Gözlerimin acıdığını farkettiğimde üstümü örtüp uyuyakaldım.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

YENİ ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin