0.1

273 19 1
                                    

Bugün Aslı'nın doğum günü organizasyonuna kadar evde yalnız başıma takılmaya karar verdim. Zaten kalktığımda öğlendi. Kahvaltımı yaptıktan sonra salona geçtim. Televizyonun karşısındaki koltuğa kendimi attım. Annem evin ihtiyaçlarını almak için alışverişe çıkmıştı. Televizyonda izleyecek düzgün bir şey bulamadım. Üşendiğim halde gittim bilgisayarı aldım. Bir korku filmi seçtim.

Saatlerce bilgisayarın başından kalkamadım. Korku filminin etkisini üstümden atmak için ondan sonra iki tane komedi filmi izledim. Hâlâ bilgisayarın başından kalkmaya niyetim yokken telefondan bildirim sesi geldi.

Aslı: Kanka hazırsın demi? Ahmet abi seni almaya gelsin mi?

Saate bakınca bir saatten az kaldığını gördüm. Sabahtan beri bilgisayarın başından ayrılmadığımdan saatin geçtiğini hiç farketmemişim.

Gizem: Gerek yok, ben gelirim. Yarım saate ordayım.

Aslıların villası bizim eve yakındı, yürüyerek de gidebilirdim. Üzerimi değiştirmeye odama çıktım. Bir dizi yırtık bol kotumun üstüne beyaz kazağımı giydim. Pantolonuma siyah kemerimi takıp kazağımın ön tarafını pantolona soktum. Böyle daha güzel olacaktı. Dalgalı saçlarımı tarayıp serbest bıraktım. Hafif maskara ve biraz da dudağımın rengini daha da belli edecek mat bir ruj sürdükten sonra harika görünüyordum.

Elbise giymeyi sevmezdim. Küçüklüğümden beri ne etek ne de elbise giymeye sıcak bakmamışımdır. Annem de benim inadıma, gördüğü bütün etekleri ve elbiseleri alırdı. Ben de hiç bir zaman giymezdim. Bu durumu kabullenmiş olacak ki iki yıldır hiçbir şey getirmiyordu.

Son kez aynaya bakıp kendime göz kırptım ve masanın üstündeki hediye paketini aldım. Kombinimle çok uyumlu olacak beyaz Adidaslarımı giydikten sonra evden çıktım.

Villaya geldiğimde Aslı kapının önünde gelenleri karşılıyordu. Her halinden sıkıldığı belliydi. Yanına gittiğimde beni görünce "Gizem!" diye bağırıp boynuma atladı. Beni bırakıp "Hoşgeldin aşkım." dedi gülümseyerek. Ben de gülümseyerek ona karşılık verirken gözleri elimdeki hediye paketine kayıp faltaşı gibi açılınca hediye paketini arkama alıp ondan kaçırdım. Aslı göz devirirken koca bir kahkaha attım. Sonra masal beni sırtımdan ittirmeye başladı. "Hadi sen git masana otur. En öndeki masaya geçiceksin." Yüzümü buruşturup gösterdiği masaya doğru yürümeye başladım.

Etrafa göz gezdirdim. Bir sürü konuk vardı. Başımı yan tarafa çevirdiğimde Merve'yle göz göze geldik. Gülerek beni süzüyordu. Göz devirip masama geçtim.

Saniyeler sonra Merve yanımda belirdi. Yüzümü ona döndürdüğümde hâlâ beni süzüyordu. Yine sırıtmaya başladı. İçimden o sırıtan koca ağzına yumruğumu geçirmek geldi ama Aslı için durdum. Sıkıldığımda "Ne var?" diye söylendim biraz yüksek bir sesle.

"Ben de onu düşünüyordum; hiçbir şey yok." Lan bu bana laf mı soktu? Daha doğrusu, laf sokmaya mı çalıştı?

Merve'nin sözüne karşı kendimi durduramayıp kahkaha atmaya başladım. Ben gülmeye devam ederken Merve iğneleyici bakışlar atıp masasına gitti. Lacivert, omuzları açık, askısı omuzlarının yanına düşen, eteği dar ve diz üstüne kadar bir elbise giymişti. Saçlarını da düzleştirmiş, sıkı bir at kuyruğu yapmıştı. Harbi abartmış yalnız. Gelinin kız kardeşi gibi o ne lan? Kim bilir kuaföre ne kadar verdi. Ben beleşe gelmişim resmen lskdocmckv

Mikrofona vurma sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Sesin geldiği yöne döndüm. Aslı elindeki mikrofonu kontrol ediyordu. Burası çimlik bir yerdi. Her yerde masa vardı ve her masada altı tane sandalye. Masaları bahçenin ortasındaki havuzun etrafına düzenli olarak koymuşlardı. Burası gerçekten kalabalıktı ama mikrofonun Masal'ın fikri olduğuna dair iddiaya girebilirim.

Aslı bir kez daha mikrofona vurarak mikrofonu kontrol etti. Aslı da bordo, kadife, dizine kadar inen piliseli eteği harika duran bir elbise giymişti. Sarı dalgalı saçlarının omuzlarına düşüyordu. Kimin kankası be, çok hoş duruyordu.

"Evet! Hepinize bu mutlu günümde yanımda olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Herkes geldiğine göre eğlenceye başlayabiliriz. Herkes yiyeceğini, içeceğini istediği kadar alabilir. Bu arada kimsenin oturduğunu görmek istemiyorum. O kadar yorulacaksınız ki buradan gitmeye haliniz kalmayacak. İstek şarkınız varsa orkestramıza söyleyebilirsiniz. Hah! Unutmadan söyleyeyim, hediyeleri eğlendikten sonra alacağım. Neyse çok konuştum. Hadi herkes eğlenmesine baksın."

Aslı konuşmasını bitirdikten sonra koşarak yanıma geldi. "Hiç yayılmasaydın Gizem. Kalk oynamaya başla." Aslı'ya ilk başta istemiyormuş gibi bir bakış attıktan sonra hareketli bir şarkı çalmaya başladı. Aslı beni çekiştirmeye çalışırken kendimi tutamayıp oynamaya başladım. Aslı da ben de kendimizden geçmiş gibi salak salak hareketler yaparak eğlenmeye başladık. Ara sıra birbirimize bakıp gülme krizi geçirmeyi de ihmal etmiyorduk tabii.

Yaklaşık iki saat sonra bacaklarımı hissetmiyordum artık. Kendimi masama gidip sandalyenin üstüne attım. Aslı da yanıma geldi. Biraz oturup yorgunluğumuzu atmaya çalıştık. "Gizem içecek soğuk bir şeyler alacağım. Sen de ister misin?" Başımı onaylar şekilde salladım.

Aslı elinde iki tane limonata ile gelince elinden bardağı alıp kafama diktim. Aslı da aynısını yaptıktan sonra bir anda oturduğu yerde dikleşti. Heycanlı bir sesle konuştu. "Hediye vakti geldi."

Koşarak yanımdan ayrılırken arkasından güldüm. Eline mikrofonu aldı ve yine konuşmaya başladı. "Millet! Herkes yoruldu biliyorum. Şimdi dinlenirken hediyelerinizi de getirin." Aslı mikrofonu bırakıp onun için hazırlanan masaya geçti. Herkes elindeki hediye paketleriyle onun yanına giderken ben de onları izliyordum. En son ben verirsem daha özel olurdu.

Herkes yerine geçip Aslı'nın yanında kimse kalmadığında ben de hediyemi alıp Aslı'nın yanına gittim. Aslı beni bekliyormuş gibi beni görünce heyecanla ayağa kalktı. Onun bu hali beni güldürürken elimdeki paketi ona uzattım. Aslı elimdeki paketi hırçın bir köpek edasıyla elimden alırken ağzımı açmış onu izliyordum. Yine aynı şekilde paketi yırtıp içindeki kutuyu açtı.

Aslı'nın boynuma atlamasıyla ayağım bir taşa takıldı. Aslı hayvan gibi beni sarsınca sırtüstü havuza düştüm. Aslı da benimle birlikte düştü tabii. Hay, ben sizin havuz konseptinize tüküreyim! Kim koydu bunu lan buraya!

Bizi görenler yanımıza koştu. Biri Aslı'ya yardım ederken diğeri de elini uzatıp beni havuzdan çıkardı. Aslı'nın odasına geçtik. Üzerimi bir havlu alıp kurulamaya çalıştım. Aslı'ya yarım saattir dik dik bakıyordum. O da suçunu bildiği için gözlerini kaçırıyordu. Oturduğu yatağından kalkıp dolabının karşısına geçti. Benim için bir şeyler arıyordu. Beyaz askılı bir elbise çıkardı. Elbiseyi askısından tutup bir elbiseye bir de bana baktı. Aslı'ya onaylamaz bakışlar attım ama beni takmıyordu. "Gizem eğer öyle dolaşmak istemiyorsan bu elbiseyi giymek zorundasın."

Başka çarem olmadığını anlayarak Aslı'ya uzun, kötü bir bakış attıktan sonra uzattığı elbiseyi aldım. Fazla kısa değildi ama dışarı çıktıktan sonra sandalyeden kalkmasam iyi olacaktı. Aslı sırıtarak odadan çıktı. Arkasından bağırdım. "Bas git lan!"

Söverek elbiseyi giydim ve aynanın karşısına geçtim. Maskaram akmıştı. Odada bir ıslak mendil bulup gözlerimin altını sildim. Saçlarımı da saç kurutma makinesiyle iyice kurutup taradım. Açık bırakmaya karar vererek odadan çıktım. Dışarıya çıktığımda herkes masalarında bir şeyler atıştırıyorlardı. Bir kaç kişi hâla oynamaya doyamamıştı. Etraftakileri kontrol ederken Merveleri gördüm. Merve elindeki telefondan Funda'yla İlayda'ya bir şey gösteriyordu. Anlaşılan komik bir şeye bakıyorlardı çünkü durmadan kahkaha atıyorlardı. Merve telefondan başını kaldırdığında göz göze geldik. Gözleri üzerimdekilere kaydı ve yüzündeki gülümseme yok oldu. Beni kıskandığı her halinden belli oluyordu. Dişlerini sıkmaktan çenesi kopmuştu neredeyse. Merve'nin bu haline küstah bir şekilde sırıtıp Aslı'nın yanına gittim.

Gece yarısına doğru herkes evlerine dağılmaya başladı. Ben de Aslı'yla vedalaşıp eve gittim. Aslı'ların şoförü beni evime kadar bırakmıştı.

Eve geldiğimde babam ve annem uyumuşlardı. Odama çıkıp kendimi yatağıma attım. Bir kaç saniye tavanı izledikten sonra üzerimi değiştirmeden kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Yorumları yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

YENİ ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin