Uçaktan indim ve havaalanının önündeki taksilerin birine atlayıp evin adresini verdim. Evim bir aşiret ağasının oturduğu konağın karşısındaymış. Ben bunları düşünürken eve gelmiştim bile. Valizlerimi alıp eve giriş yaptım. Evi temizletmekle uğraşmayacaktım çünkü ben daha İzmir'deyken temizletmiştim. Hemen valizimi yerleştirdim. Daha sonra duş almak için banyoya yöneldim. Banyoda yaklaşık bir yarım saat kadar kaldım. Banyodan çıktığımda aşağıdakileri giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçımıda at kuyruğu yaptım ve balkona çıktım. Çıkmamla karşı evin avlusundan bağırma sesleri gelmeye başladı. Kendi kendime "umarım kötü bir şey olmaz" dememle bir silah sesi ve bir kadının "oğlum" diye bağırdığını duydum. Hemen aşağı inip ne olduğuna baktım. Evin kapısından çıkmamla yerde kalbinin 2-3 cm altından vurulmuş bir erkek vardı. Hemen üstümdeki gömleği bir çırpıda çıkarıp yaraya tampon yapmaya başladım. Bir yandan tampon yaparken diğer yandanda telefonumdan ambulansı aramaya çalışıyordum. En sonunda ambulansın numarasını girdim ve karşımdaki açar açmaz hemen konuşmaya başladım. - Merhaba ben ............. adresine hemen bir ambulans istiyorum - Hanımefendi ilk önce sakin olun ve neden ambulans istediğinizi söyleyin. - Peki sakinim . Burda kalbinin 2-3 cm altından vurulmuş bir erkek var ve durumu ağır. Şuan yaraya tampon yapıyorum ve hemen şimdi bir ambulans göndermesseniz çocuk burda ölücek. - Peki adresi verin lütfen. - ........... mahallesi .....sok. Acele edin lütfen. Diyip kapattım ve yaraya tampon yapmaya devam ettim. Umarım ambulans çabuk gelir. Gelmezse eğer gencecik bir çocuk ölücek.
Mirza Ağa'dan Sabah babamın bağırışlarıyla uyandım. Hemen giyinip aşağı indim. Duyduklarımla şok oldum.