"İLK DANS'IM"

34 14 0
                                    

Odamın kapısı çaldı, gidip açtığımda karşımda Fırat bey..!
Baştan aşağı süzdü beni.
Kırmızının en çekici tonu ve saten bir kumaştan oluşan ideali dekoltesi ile göz kamaştırıcı oldukça da cesaretliydim bunu giyinmekte.
"Seni bu kadar güzel görmek bir kez daha beni sarhoş etti" dedi.
Ağzından çıkan sözü ne ben hissedebildim nede o anlayabildi.
Aslında farkındaydık ama kaçıyorduk bundan.
"Hazırsan inelim artık" dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.
Hiç bir şey diyemedim ve kapıyı kapatıp arkasından ilerledim bende.

Parti başlamış bile.
Geç kalmış da sayılmazdık, zaten kimse de biz olmadan başlayamazdı nede olsa koskoca şirket ve koskoca Fırat Karaca.

Herkesin bakışları üzerimde ve herkes sadece bana bakıp iç geçiriyordu. 
Geçtim bir köşeye ve bekliyordum.
Hafif çalan sıkıcı bir müzik vardı ve sıkıcı insanlar.
Yanıma biri geldi, başımı ona doğru çevirip baktığımda bu benden gömleğinin kol düğmesini dikmemi isteyen kişi.

"Burada bir güzellik gördüm doğru mu geldim acaba" dedi yüzüme bakıp tebessüm etti.
Bu bütün erkeklerin kadınlara karşı kullandığı kelime.
"Estağfurullah" dedim hafif güldüm.
"Her neyse ama gerçekten çok güzelisin umarım bu gece seninle beraber oluruz" dedi.
Bu durum ister istemez canımı sıktı.
Neden bilmiyorum.
Hem başkasını severken başkası ile gönül eğlendirmek hiç hoş bir durum değil.

Cevap vermedim.
Fazla umursamayınca yanımdan ayrılıp gitti.
Birden bire çalan müzik durdu ve başka bir müzik çaldı.
Dans etmek için güzel bir müzik bu herkes eşleri ile dans etmeye başladı çünkü.

Fırat bey geldi bi an yanıma.
Şaşırdım oldukça.
"Benimle bu gece için dans eder misin lütfen" dedi ve elini uzattı.
"Bunu isterdim ama dans etmeyi bilmiyorum dedim ve geri çevirdim.
"Sen iste ben sana öğretirim" dedi ve zorla beni çekti.

Geçtik ortaya.
Bizi gören dans etmek yerine kenara çekilip izlemeye başladı.
Fırat gözlerime bakıp "sadece kendini bana bırak" dedi ve elimi tuttu.
Buna her ne kadar izin vermemeye çabalasam da nafile.
Beynim ve ruhum ayrı ayrı hareket etmeye başladı.

Öyle ustaca dans ediyorduk ki ve ben gözlerinin eseri oldum.
Fırtınaya kapılmış kasırganın içinde bir o yana bir bu yana savrulup durdum.
Kendimi sadece ona bırakmış dans ediyorduk.
Ve ben ilk dansımı bir erkeğin kanatlarına güvenerek yapıyordum.

"Biliyor musun ben ilk defa bir kadın ile böyle güzel dans ettim" dedi ve gülüyordu bana.
"Ve sen biliyor musun ben ilk defa bir erkek ile dans ediyorum" dedim devam ettim...
"Sahi seni böyle güzel yapan ne?" Dedi.
Gözlerimi kocaman açıp gözlerinin içine baktım, bunu söyleyen gerçekten Fırat olamaz.
"Kimsin sen kim?" Dedim hafif sesimi yükseltelim.
"Kaybolmuş ve yolunu arayan biri, bul beni" dedi. Ellerimi sıkmaya başladı.
Canımı acıtıyor, kendimi kurtarmaya çalıştım.
Müzik durmuş biz hala dans ediyorduk.
Bir eli elimde bir eli belimde..
Belimde olan elini kendine doğru itti, elimde olan eli ile ise iyice kavrayıp sıkmaya başladı.
"Canımı acıtıyorsun" dedim kurtarmaya çabaladım kendimi.
"Yanmış bir can nasıl bunu hisseder" dedi bir yandan bedenime acı çektirirken bir yandan ise sözleri ile kalbimi paramparça ediyordu.

"Canını kül etmiş birinin külleri ile tekrar yakamazsın" dedim, hafifleyen acı ile beni bıraktı ve yanımdan ayrıldı.
Gerçekten  anlam veremiyorum hala.?
Nasıl biri kim? Bilmiyorum.
Sanki bi an onunla konuşuyorum ama sonra bir bakıyorum onun bedenine sahip başka biri.

Yerime geçip garsonun elinde ki duran bütün tepside ki içkileri içtim.
Ardından balkona geçip biraz hava almak istedim.

Ah sanırsam yanlış bir ana denk geldim.
"Hey bir saniye" dedi.
Bu sözü ile durdum.
"Evet" dedim arkamı tekrar dönüp.
"Sanırsam az önce yanlış bir şey söyledim sana karşı" dedi ve yanıma geldi.
"Yok kafam dalgın biraz ondan" dedim.
"Peki iyi geceler o zaman" dedi ve ayrıldı yanımdan.
Otelin çalışanlarından birini görüp bana bir şişe içki getirmesini söyledim.
Kabul edip hemen getirdi.

Balkonda acı çeke çeke kafaya diktim, çok aşırı dozda aldığım için hemen etkisini gösteren içki kafamı ve ruhumu güzel yapmıştı.
Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum ama içim geçmiş.
Kalktığımda içeriden gelen müzik ile herkesin gülüşmeleri yankı gibi geliyordu kulağıma.

Saçlarım dağılmış ve sanki üzerimden yıllık yük kalkmış da ben yeni yeni toparlanıyor gibiydim.
Üşüyorum yada bedenim titriyor, adım atmak için bir yerlerden tutunarak yani destek alarak yapmaya çalıştım ama nafile.

Son kez denediğimde ise içtiğim içki bünyeme o kadar çok ağır gelmişti ki taşıyamadım.
Başımın döndü ve yere düşecektim ki biri beni tutup kucağına aldı.

RUHUMDA Kİ SIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin