| asesino

261 28 60
                                    

"Nasıl oldu?"

Karısı karşısında bir yere tutunuyordu. Gözlerini kaçırdı.

"Nasıl oldu dedim?"

Evde bir yas havası vardı. Soğuk, ürpertici ve aynı zamanda karanlık.

Siyahlar içinde başındaki örtüyü düzeltti ve dik bakışlarını eşine yöneltti meleği andıran kadın. Beyaz tenine siyah ne çok yakışmıştı...

"Bana öyle bakma."

"Bakmaya devam edersem ne yapacaksın? Bana da mı vurup baskı yapacaksın? Hadi işkencelerinden bugün ne var bakalım. Nerede o ucuz defterin? Hatta dur tekerleme ile seçelim bugün programına uymayalım. Ya da ben seçeyim? Bir can o iğrenç defterin kadar ucuz mu? Küçük bir çocuğa aklının yetmeyeceği şeyleri söyledin, yapmadığı halde vurdun, dövdün. Onu sen öldürdün."

Karısının kolundan tuttu.

"Kolumu bırak."

Bu kadar keskin konuşmasına dayanamıyordu. Bayan Jung, karşısında deve gibi duran adamın koyu kahverengi gözlerine bakmayıp itti onu. O gözler her zaman yapacağı işlerden alıkoyardı kendisini.

"İçin soğusun git toprağına da vur kemerinle."

İçi parçalanmıştı. Yaptıklarına o kadar pişmandı ki...

"Git polise o zavallı adamın üstüne yapılan baskıyı kaldır, işine geri döndür. Senin mükemmel şirketin yüzünden öldü. Şirket CEO'su Jaehyun... ya ama ne şirket CEO'su. Kibar, edepli, düzgün baba profili."

Alaycı bir tavırla güldü kadın.

"Katil baba profili. Kendisi evde terör estirir. Böyle çocuklarınıza bakın. Asla elinden tutmayın. Kendi başına başarsın. Senin baban yoktu, onun babası da mı yoktu peki? Söyle bana Jaehyun, o çocuk senin baskın sayesinde sınav kağıdını çalmasaydı ve camdan atlamasaydı, sınavdan geçemeseydi ne olacaktı?"

Sustu. Tabi bu zamanda yapabilecek en iyi şeydi susmak Jaehyun'un.

"Ne yapacaktın ona? "Ben senin yaşında iken bir şirket inşa ediyordum. Sen? Aylak, serseri, başıboş bir çocuk musun? Ben seni eğitemiyor muyum? Seni en iyi şekilde her boka eksik bırakmamaya çalışıyorum emeklerimin karşılığı bu mu? Senden adam olmaz. Şirketin başına geçeceksin, böyle mi? Peki. Madem böyle, ses çıkarmadığına göre bakalım. Ne istersiniz beyfendi? Bir dal? Islak ama. Nasıl olur?" Dal diyip dalga geçeceksin. Sonra al götür istediğin gibi öldürene kadar vur. Jaemin canını sokakta mı buldu? Ben doğurdum onu. Ne suçu var? Bu yaşta şirket başına mı geçecekti çocuk? Hadi geri getir onu. Getirsene."

Ağlıyordu.

"Keşke karşı çıksaydım, sesimi çıkaramadım. Onun gibi korktum. Düşünsene baban olsaydı, bir yerine koy kendini Jaemin'in yerine. Vahşisin. Böyle olacağını bilseydim, seninle evlenmeye karşı çıkardım. İster babam öldürsün, isterse günlerce aç bıraksın. Ne bok yiyorsa benim üstümde yesin ama asla seni istemezdim."

Kenarda duran çantayı aldı eline zorlukla. Cüzdanını çıkardı.

"Bu kredi kartı, al senin olsun. Peki bu araba anahtarı? Al, bu gereksiz milyonlarca para, kart senin olsun. Paran içinde boğul."

Elinde tuttuğu kartları, paraları, anahtarı suratına fırlatacakken tuttu kolunu Jaehyun.

"Bana oğlumu ver..."

"Yeter."

Dişlerini sıktı Jaehyun.

"Vursana, oğlun yok. Kaldır elini bana vur. Çıkar kemerini."

in the fourth minute | dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin