"Beni unutmayacağını biliyorum Onur."
"S-sensiz yapamam ben Masal" diye ağlamaya başladı çocuk. Sevdiği kızı ellerinin arasında kaybetmişti. Hemen burdan gitmeliydi. Yoksa suç ona kalırdı.
---
"Türkiye'den telefonun var Arya"
Koşarak danışmaya gittiğimde, hemen elime telefonu aldım.
"Alo"
"Arya Türkiye'ye dönüyorsun."
"Noldu baba bi sorunmu var"
"H-hayır 2 saat sonra uçağın kalkıyor"
"T-tamam" telefonu kapattığımda babamın beni niye çağırdığını düşünüyordum.
Koşarak odama çıkıp tüm eşyalarımı topladım.
"Hey nereye daha dönem ortasındayız"
"Türkiye'den çağrıldım bi sorun var sanırım"
"Tamam canım ben derse gidiyorum. Görüşürüz geldiğinde" diye sarıldı.
Bende ona sarıldığımda içimde bişeyler kopmuştu sanki.
Eşyalarımı alıp müdüremizi bilgilendirmiştim. Taksiye atlayıp havaalanına girdim. Uçak işlemlerinide halledip, bana ayrılan yere oturdum.
Uçak havalandığında uyku ilacımı alıp yerime kuruldum.
--
"Sayın yolcularımız ben kaptan Serkan Gülgem. Uçuşumuz sorunsuz olarak tamamlanmıştır. Atatürk Havalimanına giriş yapmış bulunmaktayız. Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz."
Uzun bir konuşma ardından yerimde toparlandım. Kapıdan çıktığımda Engin Abi'nin kırmızı gözleriyle karşılaştım.
"Engin Abi noldu, gözlerin niye böyle" diye sorduğumda hiç cevap vermedi. Normalde olsa sarılmasını falan beklerdim. Sessizce arabaya binip, ihtişamlı sitemize giriş yaptık.
Arabayı garaja bırakırken, evimizin fazlaca kalabalık olduğunu gördüm.
Heralde yine ben geliyorum diye annem büyük bir davet hazırlamıştır.
Garajdan hızla yukarı çıktım.
Evdeki herkesin gözünden yaşlar süzülüyordu. Anneme baktığımda bağırarak o çok değer verdiği şamdanlarını kırıyordu.
"Ölemez, ölemez Neşe anlıyomusunuz ölemez benim kızım."
Beynime oksijen gitmiyordu sanırım. Gözlerim dolarken ellerim tutmuyordu. Elimdeki çantayı istemsizce yere düşürdüm.
"Anne" dediğimde hepsi benim bulunmama şaşırmıştı.
"Arya" diye fısıldadı.
"Kim öldü anne" karşılık verdiğimde elleriyle yüzünü örttü.
Üstüne yürüyüp ellerini sertçe kaldırdım.
"Anne kim öldü." Diye bağırdım iterek.
"Masal" dediğinde sesini duymak, duymamak arasında kalmıştım.
"Masal'mı" dediğimde kafasını salladı. Hiçbişey söylemeden yukarı odama çıktım. Ağlayamıyordum. Acıdan ağlayamıyordum. Masal'ın ölmediğini hissediyordum ben. Arabamın anahtarlarını alıp indiğimde, insanlar beni unutmuş annemle ilgileniyordu.
Sessizce kapıyı kapatıp evden çıktım. Garajda tozdan gözükmeyen arabamı çıkarttığımda, hiçbirşey düşünemez olmuştum. Biz daha 2 gün önce konuşmuştuk. Ellerimle gözlerimi silip ıssız bi sahil kenarına geldim. Olayları sindiremiyordum. Nasıl ölmüştü benim kardeşim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlike✖️
Teen Fiction"Ölemez, ölemez Neşe anlıyomusunuz ölemez benim kızım." Beynime oksijen gitmiyordu sanırım. Gözlerim dolarken ellerim tutmuyordu. Elimdeki çantayı istemsizce yere düşürdüm. "Anne" dediğimde hepsi benim bulunmama şaşırmıştı. "Arya" diye fısıldadı...