Nedeni Bilinmez

136 40 13
                                    

Turuncu enerjinin rengidir, başlangıç ve manevi zenginliği de temsil eder. Ne güzel renktir ki o güneşin denize gömülüşünü temsil eder . O acı çekerken insanlar da bunu izler.

İçimdeki keskin acının nedeni neydi, kimin yüzündendi bilinmez. Fakat tek bildiğim şey kollarımdaki artık eskimiş jilet kesikleriydi. Bu kesiklerin sebebi de oydu. Kollarıma, kalan son kremi de sürüp üstüne gazlı bezi doladım. Nasıl bu hale gelmiştim ben, uçurumun kenarından, hayata nasıl atılmıştım?

Beynim uyuşuyor, ellerim kafamı bulamıyor ve de sanki tüm herkes vızıldaşan arılar gibi telaşla etrafımda dolaşıyor. Diğerleri de cabası...  Etrafımda "Kızım iyi misin ?" diye koşturan kasap amca ve önlüğü , bakkal Fevzi Amca  ve züccaciyeci  Zehra Abla ... Adını bilmediğim çiçekçi teyze alnıma elinin tersini koyarak 

"Zehra gızım iki örtü getir birini altına birini üstüne örtelim  yerde yatan gızın ."

"Tamam abla hemen getiriveren."

Etrafımda pervane olan teyzelerin yanında hiç erkek esnaf kalmamıştı. Müşterilerinin geldiğini düşünüp aldırış etmedim.

 Düşünüyorum , boğuyordu sanki biri beni, üstüme örtülen poları hissedip hafifçe irkildim. Şapkamı açtıklarını hissettiğimde o şapkayla başka birinin elinin değmiş olması beni ürkütmüştü.

 Üşüyordum ,belki de yanıyordum bilmiyorum. Etrafımdaki o sıcak insanlar ve bedenimin üstüme örtülen polar sayesinde sıcak olması , ruhumun soğukluğuna etki etmiyordu. Ruh alt tarafı bir şey değildi , gözde küçültülmeye değen bir şey de değildi. Ruh o kadar büyüktü ki ...

Acıyordum kendime, acı çekerek acıyordum. Ruhumdaki soğukluk hissedilir şekilde bedenime geçmişti artık .

Belki de biliyorum ama bilmiyormuş gibi yapıyorum. Ama gerçek bilmemekti , o uçuruma kadar gitmeme sebep olan şey sadece bir mektup idi ve hatta mektup denemeyecek kadar kötü bir yazıydı. Nasıl mıydı?

SEVGİLİ;ÖYKÜ

Bu mektubun sana ulaşmasını o kadar çok istiyorum ki en az seni sevmediğim kadar ulaşmasını istiyorum .

Neyse asıl konuya geçelim ; Üç gün önce olan her şey bana bağlıydı ve benim suçumdu, bunu kabul ediyorum . Fakat  senin kollarını jiletlemen , benim değil Ceren'in suçuydu. Tüm olayları gidip tüm okula yaydı ve o da sana kendini belli ettirmemek için senin dert ortağınmışçasına kollarını jiletledi .Öykü bunu sana yazma amacım bana bulaştığına kahretmeni istemem... Ortada hiçbir şey yokken bile senin üstüne çok iftira yıktım, çünkü seni sevmiyorum Öykü! Seni kimse sevmiyor. Çok kötü birisin sen . Seninle arkadaş olmaları ve senden bana laf taşımaları için neredeyse tüm okula yalvardım. Ama beni reddettiler, hem de bunu yapamayacakları için değil seninle arkadaş olamayacaklarını bildikleri için Öykü!

Dediğim gibi eğer bu mektup sana ulaşırsa ilk  önce şok ol , sonra ağla ve en sonunda istediğini yap. İstersen kahrol ,istersen intihar et ya da senin uzmanlık alanı olduğun kollarına jilet atmayı dene... Seçim senin.

Sana olan tüm kinlerimle ; Kübra

Hiç arkadaşım yokmuş meğer.
Minicik bir mektup beni uçuruma kadar sürüklemiş de olsa iyi olduğunu düşündüğüm Ceren sayesinde uçurumdan jilet izleriyle ayrılmıştım. Ama o da hiçbir şeyi benim için yapmamıştı. Nasıl inanıp güvendim ki ben ona?

Yine bir boşluktayım. Sonu olmayan bir boşluk mu bu? Sanırım evet Öykü.

Neyse ki uçurumdan kurtarmıştım kendimi ,ölmemiştim, yaşıyordum, mutlu olmasam da yaşamak daha iyiydi çünkü ölümden sonrasını hiç yaşamadığımız için bilmiyorduk. Kimse bilmiyordu , hiç kimse...

Cesaretimi topladım ve orada teyzeleri bir başına bırakarak kaçtım, her ne kadar arkamdan bağırmış ya da söylenmiş olsalar bile yeniden bir güzellikten kötüye kaçıyordum. Bakkal Fevzi amcanın kalın sesi kulaklarımda uğultularla beraber tekrarlıyordu. 

Hayır Öykü aldırma yerden kalktığın an geri dönmemek için söz verdin dönemezsin, dönemezsin Öykü!

Koştum, koştum ,ilerleyip de gelmek istediğim yere gelince uzun bir nefes aldım. Karşımda duran yapı orasıydı, ben bazen ölüme gitmek istediğimde bana eşlik eden uçurum...

Hepinize iyi  okumalar arkadaşlar umarım beğenerek okumuşsunuzdur. Kurgu üzerinde oldukça fazla zaman harcadım ,kurgu da aynı şekilde beni çok düşündürdü. Bu defa çok umutlu bir kız değil her bir yanı siyah olan bir kızı ele aldım. Kitaptaki karakter isimlerini, özelliklerini, mektup kısmını, mekanları , yazım şeklini ve diğer her şey de cabası... O kadar çok düşündüm ki eksiğimin olmadığını düşünüyorum ,beğenmediğiniz kısımlar olursa lütfen yorumlar ya da profilime girip panoma yazabilirsiniz. Umarım bir hatam yoktur umarım ileride elle tutulabilecek kitaplardan biri de PSİKOPAT olur. Sağlıcakla kalın, hoşçakalın .


PsikopatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin