Bellanın düşündüğü gibi ormanı da Alyssum ele geçirmişti. Bir kez daha o çığlık sesini duydu. Ormanda koşmaya başlarken bitkilerin arkasından geldiğini duymadı. Ses son bir kez daha çıktı. Bella bu sefer çığlığın nereden geldiğini anlamıştı. Ormanın ortasında durdu. Adımlarını geriye attı. Bu Davidin annesinin cesediydi. Bitkiler boğazını koparmıştı. Annesinin üstünde hala yemek tişörtü vardı. Tişört kana bulanmıştı. Eğer Davidi bir an önce bulamazsa onun da böyle olacağını düşündü. Göz yaşlarını silerek koşmaya devam etti. David ortada yoktu. Bu başka bir insandı. Sanki Maxin kopyasıydı. Sarı saçları,mavi gözleri,Fiziği. Tabuttan çıkmayı başarmış ancak bitkiler etrafını sarmıştı. Bella hiç düşünmeden bıçağını çıkardı. Tam sarmaşıkları kesicek iken ona birisi:
-Yapma! Sakın yapma! Dedi.
Bella şaşırmıştı. Bu Davidin sesiydi. David ona bakıyordu. Dediği lafa devam etti:
-Annemi yolda görmüşsündür. (Bu sırada gözleri yaşardı) Aynısını bunada yapacak. Bizi oyuna getiriyor Bella. Bizim acı çekmemizi seviyor. Bu çocuk Maxe benzediği için burada.Bir an önce burayı terk etmeliyiz.
Bella tedirgindi. David söylediklerinde %100 haklıydı. Bir boğuk ses daha duydu. Çocuğun boğazına diken yapışmış onu öldürüyordu. Bella David e baktiktan sonra ikisinde koşmaya başladılar. Toprak sallanıyordu. Sarmaşıklar ve kökler onları arkalarından takip ediyordu. Bella hafif çığlık attı. Ayağına küçük bir sarmaşık yapışmıştı. Bıçağını çıkararak sarmaşığı kesti. David sahile ulaşmıştı bile. Kumsala uzanan yolda bitkiler duvar yapıyorlardı. Bella artık kaçamayacağını biliyordu. Bitki duvarı onun boyunu 2 metreden fazla uzamıştı. Bella son kez gücünü kullanarak dalga çağırmaya çalıştı. Duvara çarpan suyun sesini hissediyordu. Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapadı. Dikenler bacaklarını yakalamıştı. Kollarını iki yana açtı. Davidin çığlık sesini duydu. Dalga büyük bir kuvvetle duvarı deldi ve onu tutan bitkileri ezip geçti. Bella hızla sahile koşarak Davidi aradı.David büyük dalgadan olmuş olmalıki yerde sürüklenmiş öksürüyordu. Bella yanına giderek :
-Buraya geldiğimiz geçiti buldum. Oraya kadar yüzebilirsen geri dönebiliriz.
-Öncelikle bu şeyi ben buradayken bir daha yapmazsan iyi olur. İkinci olarak denizi yeniden çekemezmisin?
-Şu anda kendimi yorgun hissediyorum. Denizi bölecek kadar gücüm yok ve aşırı derecede açım.
David anlıyormuşcasına başını salladı. Ayağa kalktı ve derin bir nefes aldı. Soğuk sular Davidi bekliyordu.Bella suya yürüdü ve yüzmeye başladı. Suyun altından giderse Davidin onu kaybedeceğinden korkuyordu. Suyu yönetmek inanılmaz bir duyguydu. Kendini yorgun hissediyordu.David arkadan nefes nefese kalmış Bellaya yetişmeye çalışıyordu. Bella:
-İşte burası. Tek yapmamız gereken dalıp ilerlemek sonra şehirdeyiz.
David isteksiz bir şekilde suya daldı. Bellayı takip ediyordu. Belli sakin bur şekilde durdu. Yukarı çıkmak yerine aşağı düşüyordu. David da aynısını yaptı. Su onları bir bataklık gibi aşağı çekiyordu.Bir süre sonra ikiside kumların içine çekilip kayboldular. Bella gözlerini açtığında yine sudaydı.Davidi yukarı çekti. Su yüzeyine çıktıklarında David derin bir nefes aldı. Bellanın buna ihtiyacı yoktu. Bella ve David gözleri şaşkınlıklar içinde çıktıkları limandan karaya doğru yüzmeye başladılar. David ve Bella aynı anda :
-Vay anasını dedi.
Şehir artık bitki şehir olmuştu. Sanki yüzyıllar boyunca kayıp atlantisin karaya bitkiyle vurmuş haline benziyordu. David dayanamadı ve sordu:
-Neden ben? Tamam senin gücün var. Peki ben? Annemin ölüşünü seyrettim ben ya!. Ben niye bu acıyı çekiyorum?
-Seninde özel biri olduğunu anlamışlardır David hem de çok özel.
Bella ve David yolda yürürken hiç konuşmadılar. Bella Davide bir evi göstererek bıçağını çıkardı. Evin önündeki bitkileri kesti. Bella kapıyı açtı ve içeriden hemen buzdolabına koştu. David da aynısını yaptı. Günlerdir hiç bir şey yememiş gibiydiler. Ev tek katlı 4 odalı sakin bir eve benziyordu. Bella evin hemen yatağına uzandı. Gözlerini kapar kapamaz uykuya daldı. David ise odaları geziyordu. David küçük bir odada durdu. Üzülmüştü. Oda bebek odasıydı. Bebeğin yaşama ihtimali vardı. Bu konuları daha çok düşünmek istemedi. Gözlerini kapattı ve derin bir uykuya daldı. Uyandığında ev zangır zangır titriyordu. Bella bağırıyor küfürler savuruyordu. David hemen yanına koşarak:
- Ne oluyor be! Dedi.
Bella korkmuş bir biçimde:
-Sarmaşıklar yetmezmiş gibi bu Alyssum başımıza sarmaşık bir dev çağırmış.
David şaşırmıştı. Ev bir kez daha gürültüyle sallandı. Belki de artık buraya kadardı. Sonra aklına berettaları gelmişti. Eve girerken caddeye düşürmüştü. Geri alması lazımdı. Zihnini kurcalıyordu. Nasıl kurtulur ve silahını alırdı. Her evin bodrumu olurdu. Hemen dün keşfettiği bodrum kapısını açtı. Çığlık attı. Bodrumu sarmaşıklar sarmıştı. Koşarak Bellaya varmaya çalıştı ama bitki onu bacağından yakaladı. Kendisine doğru çekiyordu. Belli bunu görür görmez son sürat Davidin yanına koşarak sarmaşığı bıçağıyla kesti. Bıçağının yeni bir özelliğini keşfetmişti. Bitkilerin kesilen yerlerini yakarak kör ediyordu. Bu yüzden bitki bir daha canlanımıyordu. Belki bunu dev içinde kullanabilirdi. Birden evin giriş kısmı gürültüyle çöktü. Bella sesden irkilip çığlık atmıştı. David Bellaya heyecanla:
- Onu benim için oyala gidip berettaları almam lazım. Dedi.
Bella olur dermişcesine başını salladı. David hemen bodrumun kapısını kapattı. Bella düşündü. Nasıl oyalabilirdi? Aklına su geldi ama çağıracak vakti yoktu. Aklına başkanfikir yatmıştı. Bıçağı fırlatacak Davidin yanına koşacak ve suyu çağıracaktı. Bella Davide koş dermişcesine hareket yaptı. Dev ona yönlenirken Bella derin bir nefes aldı ve bıçağını fırlattı. Bıçak tam Dev in göğsünün ortasına gelmişti. Bella vakit kaybetmeden Davidin yanına koşmaya başladı. Sandığı gibi olmamıştı. Dev çabuk toparlanmış Bellayı tam koşarken belinden yakaladı. Sarmaşık yaklaşık 3 metre boyunda ve oldukça şişmanca bir şeydi. Bella bir çığlık koparttı. David kendinden emin bir şekilde deve ateş ediyordu. Dev sinirden Bellayı hızlı ve sinirli bir şekilde fırlattı. Bellanın çığlığı rüzgarın uğultusuna karıştı. Zihni bin tür şeyden geçiyordu. Sonra Maxi hatırladı. Davidi ,Davidin annesini, Babasını. Bella kendini karanlığa bıraktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seçilmiş
AdventureBella ailesinden kendisine kalan bir fantastik gücünü keşfeder.Fakat çok geç fark etmiştir çünkü Alyssum tüm dünya canlılarını yeraltı mezarlarda hapis tutmaktadır. Bella vakit dolmadan annesini ve tüm dünyayı kurtarmalıdır.