Gurur yoksa acı da yok

269 17 2
                                    

Son teslimatı da yaptıktan sonra arkamı dönüp tekrar baktım.

''Bazı insanlar ağızlarının tadını bildikleri gibi yemekten şişmiş kıçlarını sıkıştırmak için de kalınması gereken evleri biliyorlar.''

Derin bir iç çekişten sonra devam ettim.

Bunlardan birinde yaşamak için canımı...

Verir miydim acaba?

Kesin olan şu ki Alzeimer hastası büyükannemin altını temizletecek bir sürü bakıcı tutar, elime biramı alır şömine başında göt şişirmenin nasıl birşey olduğunu anlamaya çalışırdım.

Ama gel gelelim hayaller bizi bir yere götürmüyor.

Yaşamanın bilinen 3 kuralı var :Çalışmak çok çalışmak ve ölene kadar çalışmak.

Bu yüzdendir ki bir çok iş çalışma deneyimim oldu.Yanlış anlamayın zengin falan değilim.

Şu aralar tek yaptığım Jim'in kuru temizleme teslimatlarını yapmak.

Çalışırken çok şey öğreniyorsunuz.Evinizde kurabiyelerinizi süte bandırırken öğrendiğiniz tat gibi değil.

Hayattan yiyecek daha kaç kazığınızın kaldığını öğreniyorsunuz.

Daha çekecek kaç çileniz kaldığını ve en azından benim için akşam eve geldiğinizde yiyecek bir tabak yemeğiniz olup olmadığını dert ediniyorsunuz.

Aslında bir çok işte çalıştım bu sanırım bir, iki, he tamam 9. işim oluyor.

Gurur...

O da ne? Ben o kelimeyi lügatımdan atalı sanırım bir 3 sene oldu.Para kazanmak istiyorsanız gurur kelimesinin üzerine sifonu çekip tekrar tekrar sıçmalısınız.

Bütün bunları düşünürken havanın birden soğumuş olduğunu ve ben anlamadan ellerimin kolarımı örtmek için hareketlendiğini gördüm.Ne salağım ki bazen ortamdan soyutlanıp etrafta sadece ben varmışım gibi davranıyorum.

Ceketimi motorun arkasından çıkartıp hemen üzerime geçirdim.Bir kaç söküğü vardı ama hala iş görürdü.Gece eve gidince Sarah onu benim için yamardı.

Bu titreme sanırım biraz fazla diyerek elimi popo cebime götürdüm.Arayan Yakışıklı patron Jim'di.

3 senelik iş arayışımın en iyi patronuna rastlayalı 1 sene bile olmamıştı.

Beni tam da köprüden atlarken yakalamış ve hayatın her şeye rağmen yaşanılabilir olduğunu söylemişti.

Ben de o gündür her sabah hayata çektiğim siktirimle kalkıyorum kanepeden.

He söylemeyi unuttum.Küçük bir evimiz bir buzdolabına benzer makinemiz bir de kanepemiz var.

Diğer eşyaları saymaya bile yeltenmiyorum.

Herneyse Jim beni hayat döndürdü.Bana bir iş ve kalacak yer verdi.Fakat orada büyükannem yüzünden kalamıyorum ya neyse.Jim 54 yaşında ve bu işin 24 yıldır patronu.

O tıpkı babam gibi şevkatli ve iyi biriydi. Babam öleli 3 sene oldu babamın annemden sonra evlendiği kadın bizi bırakalı ise 2 buçuk sene.

Herneyse.

''Evet Jim ne vardı?'' dedim kısa bir öksürükten sonra sesimi bir ona ve bir de istemsizce büyükanneme karşı yumuşatıyordum.

''Kızım son bir teslimat var acilmiş Kevin çoktan eve gitmiş horluyor bile.''

''Tamam Jim hemen geliyorum.''

Jim ne derse o.Şimdi sırada Black-White Kuru Temizleme merkezine yol almak vardı.

Ceketimin fermuarını çektikten sonra motoruma atladım.

***

Küçük bir girişi olmasına rağmen oldukça büyük bir işletmeydi burası.

Aynı Doctor Who'nun klübesi gibi ''İçi dışından daha büyük''

Jim girer girmez elime teslimatı tutuşturup yerine döndü.

''Son birkaç işim var bende birazdan çıkarım.Sen de oyalanma işini bitir eve git uyu.''

Hayatımda tanıdığım nadir düşünceli erkeklerden biri.

Ya da dur ben bırak erkeği, doğru düzgün insan bile tanımıyorum ki.

Şu son bir kaç senedir hiç arkadaşım olmadı.

Eliyle kışkışlayarak kapıyı gösterdi.Tatlı adam :)

Bende teslimatı motorun arkasındaki kutuya yerleştirerek motoruma atladım.Saçlarımı kaskın altına gizleyince kendimi garip hissederdim.

Dışarıdan biri beni görse erkek zannedebilirdi.

ARSIZ (Cheeky)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin