Bir mezarlıkta uyandım. Etraf sessizdi, hava rüzgarlı bir yaz gecesini andırıyordu. Kollarımdan güç alarak doğrulmayı deniyordum ama bacağıma saplanmış demir çubuk işimi oldukça zor hale getiriyordu. Gittikçe yaklaşan ayak seslerinin yumuşak hışırtısıyla irkildim. Nerede olduğumu, buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum. Tek bildiğim bir an önce eve gitmek istediğimdi. İyi göremiyordum hava sisliydi ayrıca mezarlıkta tek başıma yaralı bir halde uyanmak hiç normal gözükmüyordu. Bu mezarlığa daha önce hiç gelmemiştim. Doğrusunu söylemek gerekirse daha önce hiç mezarlığa gitmemiştim. Ailem ve ben kabristan ziyaretlerinden hoşlanmazdık. Kahverengi, belime uzanan saçlarımın arasına doluşan yapraklar, ıslak çime dökülüyordu. Bacağımdaki demir çubuğu çıkarmak için zar zor emekler pozisyona geçtim. Pantolonumun dizleri bütün çiyi emiyordu. Serin hava ensemden parmak ucuma kadar tüylerimi dikeltiyordu. Ayak seslerinden, gelen kişinin oldukça yakınımda olduğunu hissedebiliyordum. Emekleyerek bir mezar taşının arkasına geçtim. Beynim uyumamak için savaş verirken gözlerim ona meydan okuyordu. Birinin gelip beni öylece kucaklayıp eve götürmesini diliyordum. Bu işkenceye daha fazla dayanamayıp gözlerimin kapanmasına izin verdim.
MULTIMEDYA ÖYKÜ. KEYİFLİ OKUMALAR...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EBEDİ
Teen FictionBir mezarlıkta uyandım. Etraf sessizdi, hava rüzgarlı bir yaz gecesini andırıyordu. Kollarımdan güç alarak doğrulmayı deniyordum ama bacağıma saplanmış demir çubuk işimi oldukça zor hale getiriyordu. Gittikçe yaklaşan ayak seslerinin yumuşak hışırt...