1

92 36 5
                                    

Çok soğuk, çok üşüyorum...
Annem eğilerek atkımla gözlerim açıkta kalacak şekilde sıkıca sararken, soğuktan yaşaran ela gözleriyle bana hüzünle bakıyordu. Omuzlarına dökülen küt, kahve rengi saçları rüzgardan dağılmış, soğuktan yüzü kıpkırmızı olmuştu. Yüzüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken

"Ne olur dayan annecim"
diye fısıldadı

çaresizce sokaklarda dolaşıyoruz. Annem elimden tutarak hızlı hızlı yürürken bir taraftan da apartmanlardaki boş evlere bakıyor. Penceresinde yazı yazan her evin önünde durup, elindeki küçük deftere birşeyler yazıyordu. Sonra tekrar elimden tutup, koşar adımlarla yürümeye başladı.

"Annem kadar hızlı yürüyemiyorumki çok küçüğüm."

Beş yaşındayım.

"Ben senin kadar hızlı yürüyemem ki. Hem nereye koşturuyoruz böyle ?" Yorgun çıkan sesimle "ayaklarımda acıyor." dedim.

Birden bire olduğum yerde durdum. Elimden tutan annemi durdurmak için kendime doğru çektim. Annem sendeleyerek durup, "ne oldu?" der gibi geriye dönüp gözlerime baktı. Ağlamaklı bir sesle

"Anne evimize gidelim artık. Çok üşüyorum hem de yoruldum." Diyebildim.

Annem derin bir nefes alarak önümde yere çöktü. Gözlerime bakarak

"Yeni ev bakıyoruz. Biliyorum çok yoruldun annecim ama bugün bulmamız gerek"

Cevap vermemi beklemeden hızlıca kalkıp elimden tutarak

"Peki tamam biraz yavaş yürürüz." diye bana gülümsemeye çalışıp ev bakmaya devam etti. Sesim yorgunluktan ne kadar cılız çıksa da bende

"Peki tamam." diyerek kendimi anneme bıraktım.

Kendimi arabanın arkasına bağlanmış bir teneke kutusu gibi hissettim. Annem hızlıca önden gidiyor, bende teneke kutusu gibi o nereye giderse o tarafa sürükleniyordum.
"Aaa bende gördüm"

"Anne bak kiralık bulduk işteee" diye gördüğüm evi işaret ettim. Annem gösterdiğim pencereye bakıp, unutsuzca

"Hayır annam satılıkmış." diye mırıldandı.

O da yorulmuştu. Omuzları düşmüş belini saran, kısa, siyah montunun cebine bir elini sokup, diğer eliylede benim elimi tuttu. Yavaş yavaş yürümeye başladık. Annem yine apartmanlara bakarken birden olduğu yerde durdu. Gözlerinde sanki biraz umut belirdi ya da bana o an için öyle geldi. Elini cebinden çıkarıp, omuzlarını dikleştirdi. Kolumdan tutarak açık mavi bir apartmana beni sürükleyerek koşar adımlarla yürümeye başladı.
Apartmanın önünde durduğunda apartman kapısı açıktı. Annem apartmana girip etrafa bakınırken, beni de içeriye çekti. Apartman merdivenleri oturduğumuz evdeki merdivenlere benziyor. Geniş merdivenlerden çıkarken artık gücüm kalmadı, öylece orada kaldım. Annem beni kucağına alıp merdivenlerden çıkmaya devam etti. Beyaz kapılı bir dairenin önüne gelince beni kucağından indirdi. Nefes nefese kalmıştı, derin bir nefes alarak "burası" dedi. Önünde öylece duruyorduk. Annem bilgi alabilmek için karşı taraftaki dairenin kapısına gidip ziline bastı ve beklemeye başladı.

Ateşin Suya Olan İmkansız AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin