KALDIRIM

28 3 0
                                    

Sabahın gün ışığı her tarafı aydınlatırken  olduğum yerden  kalktım . Sahi ne zordu annesiz olmak ? Ben çocukken annem beni ne güzel uyandırırdı. Çocukken güzeldi her şey. Yastık yerine kullandığım  kaldırımlar beni sokakta gören insanlar için ne kadar acı verici de olsa ben kendi halimden memnundum. En azından huzurluydum bu taştan yastıklarda.  Uykunun verdiği uyuşuklukla yerimden doğruldum. Kenarda köşede olan bir bardak sudan içtim. Bugün de iş aramaya gidiyordum bıkmadan.  Ama kimin kapısını çalsam ya kovuyordu ya da ahlaksız teklifte bulunuyordu.  Bu sefer kendimden emindim . Bir iş bulup işleri yoluna koyacaktım. Ankara'nın loş sokaklarından geçerken çöp kovasının önünde bir ayna gördüm.  Oldukça kirli ve ele gelmezdi. Mendille sildim ve kendime bakmaya başladım. Hakikatten ne zaman oldu kendime aynadan bakmayalı. Değişmiştim, acıyla yasla güzelleştiğimi hissettim. Bir meyhanede çalan Sezen Aksu şarkısı gibiydi hayat. Tıpkı "güzelleştim yasla" dediği gibi. Ne çok zorluk çektim şu 19 yaşında ben. Var olan her şeyimi kaybettim yok ettim. Bir tek kardeşim vardı o da hastalıktan öldü.  Tek başımayım şu siktiğimin dünyasında. O kadar yoruldum ki. Bu düşüncelerle beynimi kemirirken aniden bir şeye çarptığımı farkettim. Bu tabelaydı. Az çok okuma yazmamla bunun bir iş ilanı olduğunu kavrayabilmiştim. Taşoğlu Holding... Temizlik elamanı arıyormuş ve yeri de Keciögren'deymiş. Yola koyulmam gerektiğini anlamıştım.  Yerden bulduğum bir akbille metroya bindim. Insanlar bana neden bir uzaylıymışım gibi bakıyordu?  Umrumda mıydı evet. Lanet olsun ki gamsız bir insan değilim.  Gitar sesleri , teyzelerin sesleri bir dakika da olsa yalnızlığımı unutturmuştu . Bir şarkıya dalıp giderken durağa yaklaştığını anladım. Hızlı adımlarım hayatımı anımsatıyordu sanki. Hızlı ama çok acı.. Dolmuşa binmeye param olmadığı için yürümeyi tercih ettim. Yaklaşık yarım saat yürüdükten sonra Taşoğlu Holding'in kapısındaydim. Beni bu paçoz halimle almayacaklarını düşündüğüm için acilen bir kıyafet bulmam lazımdı.  Aklima gelen fikirle şeytani bir gülümseme attım.  Ilerideki mağazaya girdim. Bir parça kıyafet seçip kabine doğru ilerledim. O sırada üzerini değiştiren kadın kabininden çıkmış annesine yakışıp yakışmadığını sormakla meşguldü.  Ben de hemen o kabine girdim. Kadının önceki kıyafetlerini alıp oradan hemen çıktım.  Kısacası kadının kıyafetlerini çaldım.  Evet bir hırsız olmuştum ama hayat beni buna mecbur bıraktığı için.  Ben de istemezdim bunu ama lanet olsun ki yapmak zorundaydım.  Bir ağacın gölgesinde kıyafetlerini değiştirdim. Sıra geldi makyaja ve yine şahane ötesi fikirlerimle bir kafeye girdim. Lavaboya girdim. Yüzümü yıkadım.  O sırada bir kadın geldi makyaj  çantasını lavabonun üzerine bırakarak tuvalete girdi. O sırada kadının makyaj malzemelerini kendime sürmeye başladım.  Beyaz olan krem sanırım kapatıcı. Biraz ondan biraz bundan derken hazırdım   . Aniden çıktım ve kafeden sessizce ayrıldım.  Gerçekten ilk defa güzel olduğumu hissettim. Artık holdinge girmeye hazırdım. Içeriye girdiğimde sekreter randevum olup olmadığını sordu ve ben de olmadığını belirttim. Kadın kırmızı saçlı ela gözlü ve olgundu. Ares Beyin daha gelmediğini belirterek beklememi söyledi. Yaklaşık yarım saat sonra  genel yönetici olan Ares Bey'le konuşma fırsatım oldu. " Merhaba isminiz nedir" dedi. " Gece" deyiverdim hemen. " Daha önce tecrübeniz var mı  Gece Hanım?" dedi. "Yok  Ares Bey ama temizlik yaparım" dedim. " Sizi biraz bekletecegiz " dedi ve Holding sahibi  olan  Rüzgâr beyi aradı. Ne güzeldi ismi. Rüzgâr, Rüzgâr... Sanki tılsımlı bir sözcük   Benimki ise hayatım gibi karanlık "Gece". Keşke Günışığı koysaymış annem ismimi. Belki kaderim de adıma benzerdi . Alnıma yazılan yazı ismim gibi karanlık olmazdı. Nedense oldum olalı ismimi hiç sevmedim. Sevindirmedi ki kader bana ismimi. Aniden gelen kapı sesiyle yerimden kalktım.  Gelen Rüzgâr Bey'di . Gözleri çok güzeldi tıpkı bir zümrüt gibi. Saçları kahverengiydi. Ama o kadar yakışıklı ki. "Merhaba Gece Hanım " demesiyle aniden irkildim. Sesinde kendisi gibi hırçındı.  " Me me merhaba ben de Gece Rüzgâr Bey" Yine rezil hissettim kendimi. Kekeme gibi davranmam hep heyecanlandıkça olurdu. " Duydum ki hiç tecrübeniz yok ne mezunsunuz? " Lise nasıl derim ben şimdi . Ayıplamaz mı beni. "Lise mezunuyum" " Peki dedi pamuk sesiyle." İlk deneyiminiz bizimle yapın isterseniz " dedi. " Tabi ki isterim " dedim. " Tamam o zaman öbür hafta işe başlayın" dedi. " Tamam saat kaçta " dedim salak gibi. "Sabah sekiz akşam beş" dedi. Teşekkür edip dışarı çıkmıştım.  Neden kalbim bu kadar hızlı atıyordu bilmiyordum. Ama ilk defa kendime karşı değer verdiğini hissettim.  Tam o andan ileriden bir ses geldi..
"Polis bey bakın orada kıyafetlerimi çalan kadın "
Şimdi sıçmıştım.

KALDIRIM SERÇESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin