Koşmalıydım ama ne fayda ederdi bilmiyorum . Bildiğim tek şey boku yediğimdi. Yavaş yavaş uzaklaşmayı denedim ama polis kolumdan sıkıca tutunca olduğum yerde kaldım.
Polis " bizimle karakola geliyorsunuz" dedi. " Saçmalamayın ben bir şey yapmadım " diyince aniden yükselen ses kadındandı ."Magazada kıyafetlerimi çalıp kaçan hırsız bu memur bey götürün onu" dedi. " Nereden biliyorsunuz çaldığımı dünyada sadece bir tane mi üretildi bu kıyafetler?" dedim. Polis " güvenlik kamerasına bakacağız " diyince vücudumdaki adrenalin yavaşça yükselmeye başladığını hissettim. Beyaz olan polis arabasına binip yola koyuldum.......................................................................
Karakolun önüne geldiğimde babam gelmişti aklıma. Polis kolumu yavaşça tutup beni içeri götürürken ben beynimi sessizliğimle uyuşturuyordum. Bir çaresi olmalıydı. Tam o anda iri yarı uzun boylu adam güvenlik kamerasının görüntülerini getirdi. Adam yavaşça bilgisayarda oynatmaya başladı. Fakat o da ne?? Görüntü yerine cızırtılı sesler vardı. Rabbim sana şükürler olsun. Polis " yanlış görüntüyü mü getirdiniz " dedi . "Yok amirim doğru görüntüydü bunlar ama silik ". Polis "hay sizin yapacağınız işe neyse hanımefendi siz bize ifade verin çıkın " dedi. "Tamam ama bu burada bitmeyecek beni suçlu duruma düşürmenin bedelini ödeyeceksiniz " diyerek çıktım. Yahu ne kadar da yaratıcıyım. Acilen bir ev bulmam gerekiyor ama imkansız. Çünkü param yok hadi diyelim ev tuttum eşya yok , faturası bütçesi nasıl bu kadar işin içinden ben? Kısacası kaldırım ve banklar beni bekliyordu . 1 seneden fazla böyle yaşadım ben . Tek başıma, yapayalnız.. O kadar güzel çocukluk yaşadım ki annem elime salçalı ekmek verdigindeki o mutluluk .. Rüzgâr, Rüzgâr, Rüzgâr...... Sonsuza kadar söyleyebilirim bu ismi. Ne kadar özgürce değil mi? Yine olduğum yere gelmiştim aslında böylesine de şükürdü , en azından sağlığım vardı. Yavaşça poşeti çıkartıp banka serdim ve güneşin batışını izlemeye çalıştım. Çalıştım çünkü gelen geçen bana bakıyordu, laf atanlar , iğrenç ayyaşlar. Ama olsun güneşin batışını izleyip gecenin karanlığında olduğumda kendimi daha mutlu hissediyordum sanki. Zaten ismimi seversem eğer bu yüzden severdim. Yavaşça gözlerimin ağırlaştığını hissettim.
......................................................................
İlk defa bu kadar mutlu uyandığımı hissediyorum sanki. Sanki beni hayata bağlayan bir şey olduğunu hissediyorum. Karnımın acıktığını hissettim anda simitçi önümden geçti. Bankın altına koyduğum bereyi kafama takmak için eğildiğimde berenin içini para dolu gördüm. Sahi ağlasam mı sevinsem mi bilemedim. Simitçiye gidip simit aldım. Yürürken yolda bir vücut gördüm. Bu b Rüzgâr Bey ''di. Allahtan o beni görmedi . Uzaktan izledim onu. Amann ne oluyor bana ya. Kendine gel Gece! .
Hızlı adımlarla yanından geçmem gerekiyordu. Çünkü bugün babamı ziyarete gitmem gerekiyordu. O beni ne kadar terketse de onu ziyaret etmem gerektiğini düşündüm. Rüzgâr Bey' in yanından geçerken ve olan oldu. "Gece" Hay lanet! " SANA BİR ŞEY SÖYLEMEK ISTIYORUM GECE"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALDIRIM SERÇESİ
Fiksi UmumTaştan yastığı kendine ev edinmiş bir kadın ve hayatını tepetaklak edecek bir adam..