Kapının kapanma sesini duymamla hızla ayağa kalkıp pencereye koştum. Beni dinlemediği için kızmıştım. Ama bir yanım deli gibi onu görmek istiyordu. Elindeki paketi sıkıca tutmuş öylece yürüyordu.
Bir nokta haline gelip kaybolana kadar onu izledim. Tekrar odama döndüğümde etrafta olan eşyalar kırık dökük camlar vardı. Köşede duran boy aynasından kendimi görmemle çığlığı basmıştım. Tanrım rezil bir haldeyim. Bu tiple mi görmüştü beni!
"Yaaaaaaa!" diyerek tepindim. Gerçekten rezil olmuştum. Bir kaç gün önce aldığım bu gecelikle göründüğüme inanamıyorum. Kesinlikle yalnış düşünecekti.
"Yok canım. Nerden bilsin ona benzeyen tavşanlar yüzünden bunu aldığımı. Tabikide anlamamıştır!"
Onun buraya gelmesini hiç mi hiç düşünmemiştim. Ne olduğuna emin değilim.. Hatta beni bu tipte görmesini bile umursamıyorum. Yalan! Tanrım dilenci gibiyim! Tabikide umursuyorum. Ama yinede buraya geldiği için çok mutluyum.
Aldığım hediyeyi gördüğünde nasıl bir tepki vereceğini çok merak ediyorum. Beğeneceğini düşünüyorum... Bir dakika! Ben içindeki kağıdı çıkarmayı unuttum!
"Ahhhahah!!!!!!" demiş ve bir güzel tepinmeye başlamıştım. Ayağımı yatağın kenarına vurmamla bağırışım iki kat artmıştı. Gecenin bu saatinde yaptığım gürültü yan komşunun bana küfürler savurmasına neden olmuştu. Ağzıma yatağımdan aldığım yastığı kapatıp tekrar bağırdım. Biraz olsun rahatlamak gerekti değil mi?
Kapımın hızla açıldı. korkuyla bir kaç adım geriledim. Annem elinde tuttuğu terlikle bana sinirli bir boğa gibi bakıyordu.
"Jungkooku neden üzdün?" what? Annem az önce bana jungkooku neden üzdün dedi? Bu kadın sonunda kafayı yedi sanırım.
"Ne üzmesi ya!" inkar et! En iyi çözüm şimdilik buydu.
"Sevinçle gelen çocuk suratı beş karış aşağıda gitti! Ne yaptın söyle çabuk"
"Anne yemim ediyorum jungkook çocuğun yaşında olmasa babamı aldattığını düşüneceğim" gözlerini kocama acarak iki koca adımda yanıma gelip kafama terliği geçirmişti.
"Niye vuruyorsun ya!"
"Seni terbiyesiz! Bir daha onu üzmeyeceksin!" diyip tekrar kafama vurmuştu. Sanki ben değilde o çocuğuydu!
"Bu ne içindi!"
"Buda bu odanın hali içindi! Ahır mı burası!" anneme kesinlikle uykusuzluk yaramıyordu. Elimle omuzlarından tutup çevirdim ve sırtından itekleyerek odadan çıkardım.
"Güzelce uyu sen anne!" dedikten sonra hızla kapıyı kapattım. Her an terlik yeniden gelebilirdi. Odaya gelirsek.. Yarın temizlerim.. Ne de olsa yarınlar bitmiyor.
Yatağıma girip telefonu elime aldım. Jungkook hala mesaj yada arama atmamıştı. Taehyungdanda hiçbirşey yoktu yoktu.
Jungkook hediyeyi görmemişmiydi? Yada belkide atmıştı giderken. Oldukça set çıkmıştım. Pişmandım ama nasıl özür dileyebilirdim ki?
Peki taetae onada oldukça sert davranmıştım. Daha önce hiç bu kadar ona kızgın olmadım. Ama bu sefer nasıl oldu bilmiyorum bir anda onada bağırmıştım. Sadece beni kıskanmıştı. Sonuçta erkek arkadaşımdı ve bu oldukça normaldi. İnsanın aklı sonradan geliyor oda işe yaramıyor.
Telefondan taehyungun ismini bulup aramak için yeşil tuşa bastım. Telefon bir kaç çalıştan sonra açılmıştı.
"Baram?"
"Taehyung?" ne diyeceğimden emin değildim. Şuan Taehyungda oldukça üzgün olmalıydı.
"İyisin değil mi? Herşey için üzgünüm"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hayatlar/ Jeon Jungkook✔
FanficHerkesin kendi hayatı vardı.Herkes diğerlerine kendi hayatının penceresinden bakardı. 19.01.19/15.04.19