Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen!!!
Hedef: 50 oy
''Laura?''
''Laura, uyanmalısın! Sesimi duyduğunu biliyorum.''
''Kendine gelmelisin.Güvende değilsin !!''
'' Sen de kimsin ? ''
''Uyan Laura. Şuan benim kim olduğum mu önemli,senin canın mı önemli! Güvende değilsin cümlesinden ne anlıyorsun. Uyan ve oradan kurtul. Ben oraya giremem. Nasıl şuan senin için orası tehlikeli ise benim içinde tehlikeli. Ben seni oraya çok yakın olan parkın yanında bekliyorum. Çabuk ol !''
Ses gittikçe uğuldamaya başlamıştı. O sesin kafamın içine nasıl girdiğini anlamıyordum. Ama emin olduğum tek gerçek cidden onunla konuşmuştum. Kafam sebepsizce baskı yapıyordu.Sanki..sanki çatlayacak ortadan ikiye ayrılacaktı.Başım o derece ağrıyordu.Göz kapaklarımı yavaşça açıp bulanıklığın gitmesi için kirpiklerimi birkaç kez kırpıştırdım. Net olarak görmeye başladığımda kendimi boş bir havuzun yanında görmem kaşlarımın çatılmasına sebep oldu.
Buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Tek hatırladığım şey evde televizyonun başında pineklediğimdi sonra bana ne olmuştu? Bu kafamdaki ses neden tehlikede olduğumu söylemişti? Oturduğum sandalye kıçımın acımasına neden oluyordu. Ve birde üstüne üstlük sandalyeye mumya gibi bağlanmam kaçmak gibi eylemi de gerçekleştirmeme olanak vermiyordu.
Pes edip etrafa göz gezdirmem ile sadece bana biraz uzakta kalan kapı,yanı başımda bir havuz ve havuzun diğer yanındaki dışarıdan demirli iki adet pencere vardı. Duvarların rengi silik beyaz renkteydi. Bu orta derece büyüklükteki odaya niçin havuz koyduklarını anlamakta fazlasıyla zorluk çekiyordum.Etrafı seyretmeyi bırakıp belki bir ümit sesimi duyurur isem, buradan kurtulmam kolay olur diyerek tam bağıracak iken, kapının ardından gelen sesler ile bunu yapmaktan vazgeçtim.
Kapının kilidini ağır ağır açarak yüzlerinin yarısı maskeli iki adamın girmesi sandalyede -sanki yer varmış gibi- geriye doğru gerilememe sebep oldu. İkisinin vücudu benim vücudumun neredeyse iki katıydı. Bilmediğim bir dilde bana sertçe bakıp kendi aralarında konuşması daha çok korkmama neden oluyordu. Onlara bakmayı kesip korkumu da cesaret duvarımın arkasına saklayıp, biraz ondan uzakta durarak boğazımı temizleyip onlara tekrar döndüm.
'' Benden ne istiyorsunuz ?''
'' Senin bile fark etmediğin bir şeyi. Küçük şeytancık.''
'' Pardon? Anlayamadım. Ben kendimde olan bir şeyi fark etmemişim öyle mi ?''
Her ne kadar onlardan korksam da şuan cesaretim korkumun önüne geçiyordu. Ve bu adam artık bu vücutla adam sayılır ise benim kendimde fark etmediğim şeyden bahsediyordu. Sanırım birkaç tahtası eksikti. Tabi ki de bunu ona söylemeyecektim. Canımdan olmak istemem. Ama zora sokarsa belki söyleyebilirim.
'' Evet.Seni küçük şeytan. Daha sen kendi Gücünden bile habersiz iken başkan seni neden kaçırmak istediğini ve öldürmek istediğini anlamıyorum.''
'' NE? Ay siz manyak mısınız ? Ben ve güç. Hadi onu geçtim. Bu devirde ne gücü.Bak dostum kafanda bir sorun olabilir. Doktora görünmeye ne dersin ? Of hiç güleceğim yok iken güldürdün. Elimi çözde evime gideyim artık.''
Bana olan bakışı az önce söylediklerimi sanki söylememen gerekiyormuş gibi bakıyordu. Unuttuğum diğer yandaki adam bana doğru dönüp sert adımlarla yanıma gelmesi, ölümümün geldiğini bildiriyordu sanki. Bana doğru eğilip kulağımın dibine kadar girip gür sesiyle konuşmaya başlaması titrememe sebep oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE(Düzenleniyor)
Fantasy"Dört element, Dört koruyucu Peki hepsinin amacı aynı mı??