Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin! Seviliyorsunuz.🌼💛 Keyifli okumalarrr.🤗
***************************
Kimi insanlar şanslı olduğunu söyler ve bunu fazlasıyla görmemizi sağlayacak olaylara örnek olmaz mı ? Kimileri ise şansız olduğunu söyleyip her şeyi kaybettiğini düşünür. Asıl kendilerinin yani şansız insanların kazandığının farkında olmazlar.
Beni bu düşünceye iten şuan yaşadığım olaylardı. Bundan 2 gün önce hayatım sadece okul, ev ve ailemin mezarlarını ziyaret etmekten öteydi. Şimdi ise karşımda ki iki adamın ne dediğini anlamakta zorluk çekiyordum. Keşke ben de şansız insanlardan olup hayatımın normal ilerlemesiyle yakınıp dursaydım. Hiç böyle olaylara maruz kalmasaydım. Şuan belki şanslı gibi görünsem de omuzlarımda ki sorumluluk beni yıkacak raddeye getirmişti. Ortamın gerginliğinin bana da etki etmesiyle boğazımı temizleyip yalandan iki kere öksürüp iki adamın dikkatini kendime çekmem bir oldu. İkisinin 'bizim aramıza neden girdin' bakışları altında ağzımı açıp kendimi de bu tehlikeli oyuna atmam bir olmuştu.
'' Evet. Sonradan gelen kişi. Sen bizi tehdit ettiğini mi sanıyorsun. Farkındaysan biz kendimizi kurtaracak yaştayız. Şimdi sen başına bir şey gelmesini istemiyor isen bir an önce buradan gitsen iyi olacak.'' Sıçıyoruz umarım sıvaması kolay olur.
''Aynen, öyle. Laura'ya katılıyorum. Canın yanmadan buradan gitsen iyi olacak. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Canını yakmak zevk almamı sağlayacaktır.''
''Sizi iki çocuk. Bana kafa tutmanız ne kadar da, gülünç. Daha benim kim olduğumu bile bilmiyorsunuz. Neyse Kate denilen iyilik perisi geliyor. Enerjisini gizlemeyi ne zaman hatırlayacak acaba ? Nerede kalmıştık. Ben karanlıklar diyarının lordu Adolfo. Tanıştığıma memnun oldum. Prenses Laura ve gelecekte uğruna ölecek arkadaşı Aden. Kate'e selamımı söyleyin. Beni çok özlemiştir. Malum elinden en yakın arkadaşını aldım. Görüşmek üzere tatlı çocuklar.''
Adolfo denilen adamın gözümüzün önünde siyah dumanlar ile kaybolmasıyla kaşlarımı çatıp durduğu yere boş gözler ile bakmam bir oldu. Söylediklerini aklımdan geçirmem ile çatılı olan kaşlarım biraz daha çatıldı. Bu adam neyin peşindeydi ? Kimdi ? Öğrenmenin tek yolu Kate'ten geçiyordu. Yanımdaki hareketlenme ile adını Karanlıklar Lordundan öğrendiğim Aden gelip kolunu omzuma atmasıyla yan dönüp çatılı kaşlarımı hiç bozmadan ona bakmaya başladım. Diğer eli ile kaşlarımı düzeltip konuşmasıyla şaşkın bakışlarım ile onu dinlemeye başladım.
''Ee arkadaş değil miyiz ? Niye öyle dövecek gibi baktın?''
'' Az önce ölecektik. Karanlıklar bokunun insafına kalıp yaşadık. Adam bizim dediklerimizi takmadı bile. Sen gelip bir de kolunu omzuma atıp 'orkodoş doğol moyoz ?' diyorsun. Ya sabır, he arkadaş olduk tamam mı ?''
'' Karanlıklar boku mu ? Daha farklı bir şeyler bekliyordum senden. Korkak tavuk.''
''Sen bana mı korkak tavuk dedin? Orada anca adamla bakışıyordun be. Sana büyü yapsa ne yapacaktın acaba? Farkındaysan ilk söze ben başlayıp ben muhatap oldum o adamla.''
'' Öyle mi ? Ya aslında haklısın he. Neyse yine de korkak tavuksun.''
''Değilim!''
'' Öylesin.''
''Değilim diyorum.''
''Ben de öylesin diyorum.''
''Çocuklar yeter! Ben geleli 10 dakika olacak. Kavgadan etrafınızı görmüyorsunuz. Düşmanın gelip saldırması normal. Dikkatli ve uyanık olun. Hep kurtulacak değilsiniz. Gerçi bundan sonra hiç kurtulamayacaksınız. Şimdi gidiyoruz. Siz de bana olup biten her şeyi anlatıyorsunuz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE(Düzenleniyor)
Fantasy"Dört element, Dört koruyucu Peki hepsinin amacı aynı mı??