"ölüm papatyaya, bülbüller yıldızlara yâhut kalemler şairlere aşıksa ne olmuş? şayet seni sevmek sevgilim, yaptığım en güzel şeydi..."
—606Genç adamın bugün kutladığı otuz beşinci yaş günü olması nedeniyle malikanede ki baş uşak diğer hizmetçilere büyük bir ziyafet sunması gerektiği ile alakalı bir kaç pohpohlu söz söyledi.
Duyduklarıyla dudakları tebessüm eden malikanenin efendisiyse gözlerini hafifçe güneşe değdirdi. Adamın incecik ve uzun parmakları, gazetesinin üstünde keman gibi yalın kağıtla buluşurken, insanı delip geçen gözleri şimdiyse mürekkep kaplı bir sayfanın satırlarında dolaşıyordu. Sabah kahvesi ile ıslattığı dudakları öyle güzel ve öyle hoş duruyordu ki, o dudakları öpmemek için bir peder olmak gerekirdi.
Sadık uşağı elinde bir kaç zarfla kapıyı tıngırdatırken, genç adam kimden geldiğini hiç bilmediği beyaz güllere bakıp dudaklarını alabildiğine kıvırdı. Bu gelin beyazı çiçekler her doğum gününde, kim olduğunu asla öğrenemediği biri tarafından kapısına bırakılır ve geniş dairesini koku ziyafetiyle harmanlardı.
Uşağın getirdiği mektuplar şimdiyse adamın masasına bırakılmış, esmer parmaklar tarafından teker teker açılıp okumaktaydı. Çoğu mektup, yaş günü ve bir çeşit politik zırvalar silsilesiydi.
Kalan son mektup ise bir hayli ağır olmasına karşın, kimden geldiği ünitesinde sadece "beni hiç tanımanış olan sana," yazıyordu.
Genç adamın meraklanan solukları mektubun ana yüzüne çarparken, henüz soğumaya başlayan kahvesinden bir kaç yudum daha almış ve hevesle mektubu açmıştı.
Dağınık olduğu kadar, özenli bir el yazısının hakim olduğu satırlar, bitmek bilmeyen sayfalara karışmış, adeta sert bir savaş vermiş gibiydi.
Zorlukla parmaklarını sardığı sarı kağıtla, temkinli gözlerini buluşturup okumaya başladı esmer güzeli adam;
"beni hiç tanımamış olan sana,
bu satırlara seni seviyorum diyerek başlamak istiyorum. seni seviyorum kim taehyung ve son nefesime kadar da seveceğim sevgilim. sana nihayet bu satırları yazmanın mutluluğu ve küçük kızımızın ölümünün acısı, tüm benliğimi yiyip bitirirken bilmeni isterim ki hiçbir pişmanlığım yok.
seni sevdim, aşık oldum ve gittim. benim hikayem böyle olacak sevgilim. çünkü emin ol benimle alakalı kayda değer en güzel şey bu. seni sevmem ve kızımıza babalık etmem.
bizim güzel kızımız.. saçları çiçek kokan, gözleri seninki gibi güzel koyuluklara hapsolmuş, geceleri tek başına uyumaya korkan minik kızımız.
affet taehyung bu gece yanlız başına uyuması gerekti. onu ilk defa yalnız bıraktım.
iki gecedir öyle ateşliydi ki, hiç uyumadan yanı başında kalmak zorundaydım. uykusuzluktan kapadığım gözlerimin dinlenmesi yalnızca bir saat sürmüştü, ancak sonrası dehşet sevgilim.
uyandığımda o gitmişti. kurtaramadım onu taehyung! ateşini düşüremedim. ancak sana yemin ederim tüm hayatı boyunca onu gülümsettim, saçlarından buselerimi bir an olsun eksik etmedim. hatta onu en az senin kadar sevdim.
affet onu senin kadar sevmek kalbime bile ağır geliyor ancak inkar etmeyeceğim, sevdim. ben küçük kızımızı senin kadar sevdim tatlı sevgilim. çünkü o senin bir parçandı, bana senin gözlerinle bakıyor, yanaklarıma -ve en çokta burnuma- senin dudaklarınla küçük öpücükler konduruyordu. onu hiç tanıyamaman -tanıyamayacak olman- öyle yazık ki..
affet beni.
yaptığım her şey için affet beni.
çünkü ben seni affediyorum.
eğer ki bu mektubu okuyorsan ben sonunda tüm içimi sana dökmüş ve küçük meleğim gibi bu dünyadan göçüp gitmişimdir. şayet bu mektup eline hiç ulaşmazsa, bil ki kim taehyung benim suskunluğum ecelim olacaktır.
lakin eğer gözlerin bu satırlarda dolaşıyorsa, kelimlerim kahverengiliklerini okşuyorsa, aşkım kalbine işliyorsa, bilmeni istiyorum ki küçük kızımızın saçlarının kokusunda ben cenneti bulmuşumdur. mektubun bundan sonrasında, benim kim olduğuma dair merakını bitireceğim.
sabırsızlanma sevgilim.
bırakta konuşsun suskun dudaklarım son bir defa.
ancak izin ver, izin ver de sana tüm öykümü anlatabileyim; kırgınlıklarımı, pişmanlıklarımı, gülüşlerimi, çöküşlerimi, iç çekişlerimi, kalbimi, sevgimi, her küçük zerremi...
ve en önemlisi sonsuza kadar daim ve sadık olan aşkımı."
>> birinci mektup: sen enfestin veya bana öyle geldin
bu kitap tamamiyle benim üstadım ve şu an bu satırları yazmamın nedeni yazar stefan zwieg'ın, en sevdiğimin kitabının konusundan yola çıkılarak kaleme alınmıştır. ancak tüm kelimeler, olaylar ve eklentiler benim hayal ürünüm bir göstergesidir.
sevgilerimle, elio.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
weltschmerz ✓
Fiksi Penggemar𝐓𝐀𝐄𝐊𝐎𝐎𝐊 seninde bileceğin üzere taehyung babalar kızlarını asla bırakmaz. || Stefan Zwieg'ın kitabından esinlenilmiştir. / taekook