Terden ıslanmış saçları alnına yapışan Taehyung, yüzüne nüfus eden sıcak hava kitlesi yüzünden terlediğini sanarken, bunun yanındaki beden yüzünden olduğunu bilmiyordu. Sıradan bir buluşmaydı, ancak üç yılın sonunda birkaç kez buluşsalar bile, hâlâ yeniden başlama durumunda oldukları gerçeğiyle kendisini suçlu hissettiği için rahat edemiyordu.
Jungkook'la liseden beri tanışıyorlardı. Aşkları da o zamana dayanıyordu. Severek hayatı öğrenmiş ve evlenmişlerdi. Ancak Taehyung onu işten yorgun şekilde geldiği gece başka bir çocukla bastığını sanıyordu. Jungkook'un da dediği gibi yanlış anlaşılma yüzünden.
İşindeki yoğunluğun da verdiği ağır sinirle boşanma avukatını aramış ve boşanmıştı. Onu unutmak için çoğu yolu denese de, boşunaydı ve ona ilk yazma sebebi bile bahaneydi.
"Ne düşünüyorsun?" Taehyung irkilerek yanında elleri cebinde şekilde yürüyen Jungkook'a baktı. "Hiçbir şey" demişti sadece omuz silkerek.
"Jimin olayını atlattın değil mi?" Jungkook ona mahçup şekilde sorduğunda Taehyung derin bir iç çekerek bakışlarını parkdaki ağaçlara çevirdi. "Sayılır" kısa kestirip atması Jungkook'un canını sıkmıştı. "Taehyung, eğer sen bana inansaydın böyle olmazdık biliyorsun değil mi ?"
Taehyung aniden kaşlarını çatarak bakışlarını Jungkook'a çevirdi. "Şimdi tüm suç benim öyle değil mi ?" Taehyung sorduğu soruya karşın yanındaki bedenin kafasını sallamasıyla kollarını göğsünde birleştirdi. Suç onundu biliyordu ancak kabullenmek istemiyordu.
"Sanırım öyle" Taehyung bir şey demeden kafasını önüne çevirdi. İstemsizce sinirleniyordu ve istemsizce de sinirini Jungkook'dan çıkarmak istiyordu. "Taehyung neden böyle yap-"
"Konuşma benimle Jeon" Taehyung sert sesiyle onu susturduğunda, Jungkook bir şey demeden Taehyung gibi önüne baktı. Onun böyle inatçı biri olduğunu biliyordu ancak konuyu uzatması da ayrı bir cabasıydı.
Taehyung burnuna dolan kek kokusuyla yerinde durdu aniden. Kokunun geldiği yönü aramak için etrafına bakındığında, sol tarafında küçük bir pastane görmüştü. Canı anında çikolatalı kek çekerken, yanında, ona aniden durduğu için şaşkınca bakan Jungkook'a bir bakış atmış, işaret parmağıyla durmasını göstererek pastaneye doğru ilerlemişti.
Jungkook anında onun amacını anlarken, hafiften gülümsesi. Eski kocasının çikolata hayranı olduğunu biliyordu. Hatta konu çikolatalı kek olunca çıldırdığı bile oluyordu.
Taehyung pastaneye girerek birkaç dakika Jungkook'un parkın ortasında dikilmesini sağladıktan sonra, elinde iki poşet ve çilekli süt olduğu hemen belli olan Taehyung kapıdan çıkarak onun yanına ilerledi.
Taehyung gözlerini Jungkook'a devirerek önden yürümeye başladığında, Jungkook onun bu tavırlarına iç geçirdi. Düzeltmeye çalıştığı her şey sarpa sarıyordu.
"Ya, bak elimden düştü" Taehyung eğilerek elindeki, içinde büyük ihtimâlle çikolatalı kek olan poşeti yere bırakarak konuştu. "Neyse yoldan geçen biri yer artık" demişti Jungkook'a saniyelik şekilde bakarak. Jungkook gülmemek için alt dudağını ısırdığında, Taehyung yoluna devam etmişti bile. Jungkook ilerleyerek poşeti almış ve yeniden eğilerek elindeki sütlerden birini yere koyan Taehyung'u görmüştü. "Bu da düştü ya, ne kadar da sakarım" Oyuncu tavırla elini alnına vurmuş ve omuz silkerek önüne dönmüştü. "Artık bunu da bulan kişi yer" Jungkook kıkırdamasına engel olmadan sütü de almış, hızla yürüyerek ona her ne kadar atarlı bile olsa kıyamayan Taehyung'un omzuna kolunu atmıştı.
Taehyung onun bu hareketine şaşırsa da, bir şey demeden önüne baktı. Hareketsiz yüz ifadesinin altında içten içe aslında eriyip giderken, sütünden bir yudum almıştı.
Ve böylelikle parkı, bir birlerine tavırlı olsalar bile sarmaş dolaş gezen gençlerden biri çikolatalı kekini yerken, yanındaki beyaz tenli gençse gülümseyerek onu izliyordu.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Le Divorce ❧ Taekook ✔
Fanfiction❝ Kimtae: Jungkook, artık bana bakmayı keser misin? Sevgilim rahatsız oluyor da. ❞