İlk seri katilli mini ficimi yayınladım. Gerilim, korku ve biraz da kanlı şeyler içerebilir. Eğer o türden ficler seviyorsanız bakın bir bence:) İsmi "The Snowman"
"Yoongi benim karnım ağrıyor ya" Taehyung giyinme odasında turlamasını durdurarak koltukta oturup telefonuyla uğraşan bedene baktı. "Bunu on beşinci söyleyişin Taehyung" Taehyung omuz silkerek onun yanına oturmuştu.
"Sanki ilk kez evleniyorsun Taehyung" Yoongi sonunda telefonunu kapatarak cebine attığında, Taehyung heyecandan ağrıyan karnını ovuşturuyordu. "Sen sus, hiç evlenmediğin için bilemezsin bu hissi"
Yoongi göz devirerek duvardaki saate baktı. "Zaman yaklaşıyor" Taehyung'un gerginliği artarken, aniden Yoongi'nin koluna sarıldı. "Ben evlenmekten vazgeçtim ya," demişti yüzünü bebek gibi onun koluna sürterek. "Hadi Jungkook'la Jimin'i burada bırakıp kaçalım"
Yoongi göz devirerek eliyle onun kafasını kolundan itmeye çalıştı. "Salak salak konuşma da ayağa kalk. Takımın kırışacak" Taehyung üzgünce ondan uzaklaşarak ayağa kalkan Yoongi'ye baktı. "Hadi gel tören başlıyor"
Taehyung son kez derin bir nefes alarak ayağa kalktı. Beyaz takım elbisesine karşın mavi renk olan saçlarına pek özen gösterilmemişti. Doğal haliyle daha güzel duracağını söyledikleri için, Taehyung saçını istemsizce dağınık gibi hissediyordu.
"Seni mi bekleyeceğim ya ben, hadi Jimin'in nasıl olmuş onu görmek istiyorum" Taehyung sinirle ona bakış attığında Yoongi ellerini iki yana kaldırarak omuz silkti. "Sanarsın düğüne benim için değil Jimin'i görmek için geldin" Yoongi kapı koluna uzanarak açtıktan sonra, "Zaten öyle" demiş ve Taehyung'un ona gelip vurmaması için hızla odadan çıkmıştı.
"Dua et bugün heyecanlıyım," Taehyung hızla siyah takım elbise giyen Yoongi'ye arkadan yaklaşarak koluna girdiğinde, devam eti. "Yoksa o yeşil çim kafanı koyunlara yedirirdim"
Yoongi umursamazca omuz silktiğinde, büyük salonun kapısına sonunda gelmişlerdi. "Bu sefer de boşanırsanız artık seni tanımıyorum Taehyung" Taehyung kaşlarını çatıp ona baktığında, aniden açılan salonun kapısıyla şaşkınlıkla kafasını önüne döndürdü. Bunun aniden olmasını kesinlikle beklemiyordu.
Fazlasıyla büyük bir salondu. Tanıdıkları tüm insanlar sandalyelerde oturmuş ve heyecanla kendisine doğru bakıyorlardı. Taehyung'un gözü salonun en ucunda durup onu hayranlıkla süzen kocasına kaydı. Kendi beyaz takımına zıt olarak, siyah bir takım elbise giymişti. Elindeki çiçekleri iki eliyle önünde tutuyor, kahve perçemlerinin kapatamadığı büyük gözleriyle salona teşrif eden bedeni izliyordu.
Taehyung kolundan çıkmadığı Yoongi'yle birlikte salonun ortasına doğru ilerledikçe, alkış tufanları onlara eşlik ediyordu.
Sonunda Jungkook'un tam önüne geldiklerinde Taehyung Yoongi'nin kolundan çıktı. Ona gülümseyerek bakan adam yüzünden erimemeye çalışıyordu. Yoongi'yse hemen ön sırada oturan sarı saçlı ve mavi takım elbiseli sevgilisinin yanına geçti.
Jungkook elindeki rengarenk çiçeklerle dolu buketi önündeki esmere uzattığında, Taehyung utangaç şekilde çiçeği almıştı. Sadece birkaç saniye süren alkış tufanının sonunda, Taehyung Jungkook'un yanına geçerek ona doğru dönmüştü. "Bu iki genç yeni bir yuva kurmak adına Tanrı'nın huzuruna gelmiş bulunmakta" demişti beyazlar içinde olan rahip. "Eğer burada, Tanrı'nın önünde bir birilerine karşı olan sadakatlarının asla azalmayacağını, her zaman bir birlerine destek olacaklarını ve asla bir birlerine olan sevgilerinin azalmayacağı ile ilgili söz verirlerse," Rahip elindeki kalın kitabı kapatarak, sağında ve solunda durup bir birilerine bakan gence döndü.
"Onları evli çift ilân edeceğim" Taehyung şuracıkta bayılmamak için zor dururken, ikinci evliliği olmasına rağmen ilk günkü gibi hissediyordu. Hisleri, kalbindeki heyecan ve sevinç... Her şey aynıydı.
"Buradaki herkesin ve göklerde sizi izleyen Tanrı'nın önünde," demişti rahip onlara bakarak. "Bir birinizi sonsuza kadar seveceğinize dair söz veriyor musunuz?" Taehyung ona tamamen yaklaşarak ellerini tutan Jungkook yüzünden oturup ağlamak istiyordu. İnsanların heyecanlı bakışkarından çok, Jungkook'un iç ısıtan bakışları yüzünden geriliyordu.
"Söz veriyorum" Demişti Jungkook onun tam gözlerinin içine bakarak. "Söz veriyorum" Taehyung da onun gibi tekrar ettiğinde, ortamdaki alkış sesleri başlamadan önce rahip, "O zaman gençler, evliliklerini temsil etmek için, bir birlerine öpücüklerini bahşetmeli" demişti gülümseyerek.
Jungkook bunu bekliyormuş gibi elini onun yanağına çıkardığında, Taehyung yutkundu. "Seni seviyorum" demişti Jungkook onun dudaklarına yaklaşırken, sadece ikisinin duyabileceği bir şekilde. "Ben de seni seviyorum kocacım" Ve iki aşığın dudakları, sonsuz aşklarını mühürleyecek şekilde, alkış sesleri eşliğinde birleşmişti.
•SON•
•
Off şu hristiyan evlilikleri hakkında bir bok bilmiyorum yani çokta şeetmeyin.
Neyse amaçsızca yazdığım başka bir ficin sonuna geldik. Fic beklentimin ötesinde bir şekilde tuttu ve bu beni mutlu eder :') Kitabı seven ve destekleyen herkesi sulu sulu öpüyorum. Muahhhhh :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Le Divorce ❧ Taekook ✔
Fanfiction❝ Kimtae: Jungkook, artık bana bakmayı keser misin? Sevgilim rahatsız oluyor da. ❞