Finale yaklaşıyoruz ve ne yalan söyleyeyim, yorumlar düştükçe yazasım bile gelmiyor cidden. Hatta bir ara fici silmeyi düşünmedim değil... :(
Taehyung havanın kararmasından dolayı koyu maviye dönüşen gökyüzüne bakarak temiz havayı derince içine çekti. İşten döndüğü için çıkaramadığı kravatını genişleterek dağınık bir hâl almasını sağladı. Yeni boyattığı mavi saçları havada sallanıyor, akşam serinliği onun iliğine işliyordu. Taehyung bu hissi kesinlikle seviyordu.
Evinin anahtarını cebinden çıkararak kapı deliğine sokmuş, ve iki kere çevirmişti. İçeri girerek kapıyı kapattıktan sonra, ışığı açarak ağrıyan boynunu ovuşturdu. Bugün mesaisi uzun sürmüştü ve yazdığı dosyaların haddi hesabı yoktu.
Elindeki siyah iş çantasını kapının kenarına koyarak ışığı açmış, bir elini duvara koyup destek alırken diğerleriyle hafifçe yukarı kaldırdığı ayağındaki ayakkabıyı çıkarmaya çalışıyordu. Hafif sendelenmeler sonucu ayakkabılarını çıkardıktan sonra, dağınık mavi saçlarını karıştırarak odasına çıkmaya başladı.
Sadece duş alıp hemence uyumak istiyordu. O kadar yorgun ve uykusuzdu ki, açlık bile hissedemiyordu. Odasına girerek ışığı açmış, gözlerini kısarak etrafta gezdirmişti istemsizce.
Yatağa doğru ilerleyerek boynundaki siyah kravatı çıkararak yatağa attı. Üzerindeki siyah gömlekte onun yanında yerini alırken, beyaz gömleğinin kollarını açmaya başladı. Yaptığı işlemi bitirdikten sonra gömleğinin önündeki düğmeleri açacakken, odasındaki banyonun kapısının açılmasıyla gözlerini şaşkınlık ve korkuyla büyülterek o tarafa çevirmişti.
"Taehyung, gelmişsin ?" Taehyung banyodan çıkan ve üzerinde kendisine ait olan beyaz bornozla önünde dikilen bedene yutkunarak baktı. "Jungkook burada ne işin var ?" Taehyung'un kaşları çatılırken, elleri şaşkınlıktan gömleğinim düğmelerinde donup kalmıştı.
"Sadece seni özledim" Jungkook yavaş adımlarla istemsizce çatık kaşları yukarı kalkan bedene doğru ilerledi. "Ve seni beklerken duş alayım dedim" Jungkook onun tam dibinde durduğunda, Taehyung yutkundu. Gözlerinin, onun bornozun önünden açıkta kalan beyaz göğsünde gezinmesine engel olamıyordu.
"Sen beni özlemedin mi yoksa güzelim, hm?" Jungkook ellerini onun ince beline yerleştirerek kendisine çekti. Taehyung bu etkileşimden titreyerek ellerini istemsizce onun omuzlarına yerleştirmişti. Şimdi önündeki bedeni iyice süzebiliyordu. Islak kahverenkli saçları gözlerinin önünde dinlenirken, dudaklarının kırmızılığı daha da belli oluyordu. "Ö-özledim, ancak haber vermeden geldiğin için biraz şa-"
"Şşşş" Jungkook onun susmasını sağlayarak ortamda sessizliğin oluşmasını sağladı. "İkimiz de bir birimizi özlediysek," Jungkook kafasını onun gömlekten gözüken esmer boynuna doğru indirdiğinde, burnunu onun boyun girintisine sürtmüştü.
"Özlem gidermemiz gerekmez mi?" Taehyung boynundaki sıcak nefesle Jungkook'un omzundaki ellerini sıkılaştırarak gözlerini sıkıca kapattı. Birkaç gündür durmadan görüşüyor, dışarda zaman geçiriyorlar. Aylardan sonra ilk defa onunla böyle bir etkileşime girmek Taehyung'u heyecanlandırıyordı.
Taehyung bu sefer boynunda hissettiği ıslak öpücükle alt dudağını ısırdı. Öpücüklerin sayısı artarken, bacakları titriyor, bedenindeki ağrıların yokluğunu daha yeni yeni farketmeye başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Le Divorce ❧ Taekook ✔
Fanfiction❝ Kimtae: Jungkook, artık bana bakmayı keser misin? Sevgilim rahatsız oluyor da. ❞