19 temmuz...
izmirdeydim ve üç gündür Enes tek bir mesaj atmamıştı. Bu benim sevdiğim olamazdı bu kadar çabuk bitirmiş olamazdı bizi. hiç ihtimal vermezdim böyle bitmesine ama gurur denilen şey her zaman ön plandadır. Enes'e son bi mesaj attım:
-Senin ayrılığın böylemi ?
mesaj bile atmadan falan
keşke benimde haberim olsaydı
+İyi böyle
-Ne yapmaya çalıştıgını bilmiyorum ama bu böyle yürümez, kendine iyi bak.
+Sendee
kanım donmuştu sanki. nasıl biterdi bu kadar aşıkken ? sende demişti seven insan diyemez ki bunu kıyamaz sevdiğine. evde duramazdım bu acıyla bi sigaramı aldım, cıktım evden. ağlaya ağlaya müzik dinliyodum herkes mesaj atıyodu ayrılmışsınız diye iyice ağlıyodum, daha şimdiden özlemiştim ben onu.
Toparlanmam gerektiğini düşünüp eve gittim. akşamda misafir gelicekmiş sevindim bi yandan kafam dağılır diye çünkü tek kalırsam kendime zarar vermekten korkuyodum. Akşam saatleri balkonda oturdum sadece düşündüm, bi hata olmalıydı. İki kişide seviyosa bitmez sanıyodum, sevmeyen oydu. Her aşk bir gün biter diyenlere bizimki bitmez demiştim, pişmanım. Tam bunları düşünürken telefonum çaldı, ve o anki şaşkınlık heyecan karışımı duyguyu hayatımda ilk kez yaşıyodum...