Bay Lensherr'ın söylediklerinden beridir beynimden vurulmuş gibi boş boş suratına bakıyordum. Tek yaptığım arkadan bağlı ellerimi kurtarmak için çekiştirmekti. Bunu yapmazsam ise tüm bunların kafamdan kurduğum bir fanteziden oluştuğunu düşünmeye başlıyacaktım.
Sonunda kendime gelmem oldukça ani olmuştu. Ayağa fırlayıp bağırmaya başladım.
"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz!? (kibarlığı da bırakmazmış) Nasıl böyle bir ahlaksızlığı teklif edebilirsiniz?"
"Charles sakin ol."
"Ne demek sakin ol!? Ayrıca kim olduğunuzu sanıyorsunuz!? Direk altını--"
Ben delirmiş bir şekilde bağırıp, kollarımı daha çok çekiştirirken -ki korkudan o kadar çok çekiyordum ki muhtemelen bileklerim kızarmadan morarmaya geçmişti- Bay Lensher hızlı bir şekilde kendine çekti. Arkamı masaya verip kendisini önden bastırınca arada sıkışık kalmıştım.
"Bilmiyormuş gibi davranma(!)!"
"Ne?" Garip atmosferi bozan telefon zil sesim olmuştu. Ve kız kardeşime ait olan bu zil sesi götüme kadar terden ıslanmamı sağlamıştı. Onu tanıyorsam ses tonumda ki garipliği anlardı.
Benim açamayacağımı sonunda(!) fark etmiş olmalı ki (öküz işte napçan :/) göt cebimden telefonumu alıp kendi cevapladı. Elini hissedince harif titredim ama ciddiyetimi bozmamak için kendimi kastım. Iki haftadır alışık olan kızkardeşim Bay Lensher'ın sesini duyunca hiçbir gariplik göstermemişti.
"Charles şu anda meşgul olduğu için ben açmak zorunda kaldım. Acil bir durum mu vardı Raven?....Evet..Ne güzel bir sürpriz....Pekala ona söylerim....Rica ederim, hoşçakal.."
Telefonu geri yerine koymak yerine masaya koydu. Ben ise kollarımla Bay Lensher'ın yakınlaşmasını engellemeye çalışıyordum (çırpınıyorum demek daha doğru olur.) "Kız kardeşin şirket kafesinde bekliyormuş."
Sesimi kısa bir öksürükle kalınlaştırıp cevap verdim. "Pekala, gitmek istiyorum." Bay Lensher duyduğu cevapla hayal kırıklığına uğramış gibi hızlıca geri çekilip masadaki makasla lastiği kesti. Eli ile kapıyı gösterdi.
"Buyur, ancak teklifimi kabul edersen burada kalabilirsin. Düşün derim."
"Sanki kabul ederim." Koşarak odadan çıktım. Kapıyı sertçe kapamayı ihmal etmedim. Lanet olası adam. Ondan nefret ediyordum.
Gay bile değildim, daha önce bir barda beraber içerken ona bunu izah bile etmiştim, yani düz olduğumu biliyordu. Ama nasıl böyle bir şey isterdi(!)
Boğa gibi kırmızı suratımdan dumanlar çıkardım. Asansörün düğmesine kırılmasını umursamadan yüklenmeye başlamıştım.
Şuradan kurtulup kız kardeşime sarılmak istiyordum. Sanırım işimi kaybettiğimi söylemem gerekiyordu. Asansöre girerken neden çıktığımı söyleyeceğim binbir türlü yalanları kurgulamaya başlamıştım bile.
Gerçi Bay Lensher'ın beni altına almaya çalıştığını söylesem dalga geçer ve daha fazla sorgulamazdı. Ama işte bende bunu söyleyecek yüz bilin bakalım var mıydı?
+gine geç ve kısa oldu...ehehe kırın kafamı, but love youu guys 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REMEMBER // bxb + cherik au
FanfictionBoss Erik, his assistant is Charles. ➳Bir Cherik hikayesidir. ➳X-men flimleri ile alakası yoktur.(alternative universe/out of canon) ➳Smut/Slash'tan hoşlanmayanlar uzaklaşsınlar.