HaNeul'dan,
Sabah kalktığımda yeni bir okula başlayacağım aklıma geldi ve heyecanlandım. Hemen Bon Hwa'yı aramak istedim fakat bugün meşgul olduğunu söylemişti.
Kalkıp günlük şeyleri hallettikten sonra üniformamı giydim. Kırmızılı siyahlı kareli etek, beyaz bir gömlek ve koyu gri kırmızı çizgili bir hırkadan oluşuyordu.
Saçlarımı değişiklik olsun diye dalgalandırdım ve şirin bir taç taktım.
Kahvaltı yaparak evden çıktım.
Okula vardığımda derin bir nefes aldım ve bahçeye girdim. Dönemin başlarıydı ve ben sonradan gelmiştim.
Bana belirtilen sınıfa kapıyı tıklatıp girdim. Yeni öğrenci olduğumu söyledim. Sınıftakilerin kendi aralarında fısıldaştıklarını anlayabiliyordum.
"Kendini tanıt yeni sınıf arkadaşlarına"
"Peki. Ben Ji Ha-Neul. Okula yeni geldim. İyi anlaşalım lütfen."
"Köşede oturan çocuğun yanına oturabilirsin. Teneffüste arkadaşlarınla tanışırsın."
"Teşekkürler"
Eğildikten sonra hocanın gösterdiği yere oturdum. Yanımdaki çocuk önemli bir derste olmamıza rağmen uyuyordu. Karışmamaya karar vererek defterimi açtım ve not almaya başladım...
Teneffüste ben gitmeden çoğu kişi bana gelmişti.
"Selam ben Kyung Mi. Arkadaş olabiliriz."
Diyerek gülümseyen kız sıcakkanlı gözüküyordu.
"Selam ben Min Ki, sana okulu dolaştırmamı ister misin?"
Diyip göz kırpan çocuktan uzak durmalıydım sanırım.
"Kapa çeneni Min Ki, havalı değilsin. Bu arada ben Sun-Hee"
Diyip saçını savuran kız da egoist birine benziyordu.
Daha sonra sorular yönelmeye başladı.
"En sevdiğin renk ne?"
"Pembe."
"İsmini kim koydu?"
"Annem."
"Çok güzelsin ve tatlısın!"
"Teşekkürler"
"Sevgilin var mı?"
"Var"
Dememle bana garipçe baktılar.
"İnanamıyorum sevgilisi varmış"
"Yakışıklı mı?"
"Tabii ben de böyle güzel olsam kapardım oğlanları"
"Kaç yaşında?"
"Adı ne?"
Ve benzeri konuşmalar başladı. Sevgilisi olan popüler mi oluyordu sınıfta?
O an yanımdaki çocuk uyandı ve rahatsızca mırıldandı.
"Millet, başka bir yerde konuşabilir misiniz? Uyuyoruz lütfen uyuyana saygı."
Diyip kafayı tekrar sıraya gömdü.
Hazır henüz uyumamışken dürttüm ve bana bakmasını sağladım. Elimi uzattım ve tanışmak için konuşma başlattım.
"Merhaba ben HaNeul. Senin adın ne?"
"Sanane."
Kafasını tekrar gömdü ve elimi havada bıraktı. Sıcakkanlı gözüken kız konuştu.
"O Jungkook. Yakışıklı görünmesine rağmen sınıfta buzdolapları dediğimiz grupta yer alıyor."
"Buzdolapları mı? O ne?"
"Sınıfımızda herkes genelde bir arada takılır fakat onlar ayrıdır. Beş kişiler ve hep birlikte takılırlar. Sınıfla alakaları yoktur ve bize soğuk davranırlar. Bu yüzden onlara buzdolapları diyoruz. İhanete uğradıkları için bir araya toplaşmış olduklarını duydum."
"Ah, anladım. Adım ne demiştin?"
"Kyung Mi."
"Memnun oldum. Arkadaş olabiliriz"
Dememle zil çaldı. Bana elleriyle 'tamamdır' işareti yaparak sırasına oturdu. Jungkook denilen çocuk da zile sövmekle meşguldü.
Buzdolaplarını merak etmiştim. Sınıfta çok fazla kişi vardı.
Telefonuma mesaj geldi.
My Love 💗
Sevgilim, bugün seni okulundan alacağım. Çıkışta arka kapıda ol <3
HaNeul
Tamamdır <3
Çıkışta Bon Hwa'nın yanına gideceğim için heyecanlıydım. Sonunda stajından vakit bulabilmişti.
Heyecanla gülerek arka kapıya gittiğimde Bon Hwa'yı göremedim. Bir umut yarım saat bekledim ama gelmemişti. Belki de işi çıkmıştır diyerek evin yolunu tuttum.
Televizyonu açıp mutfakta mısır gevreği hazırladım. Kaseyle salona gelirken duyduğum şeylerle kaseyi elimden bırakıverdim.
"İki mağdur kadının anlattıklarına göre tacizci, kanıtlarla bulundu. İsmi Park Bon Hwa olan 22 yaşındaki genç üç kişiyle birden çıkarak bu kişilerden ikisini taciz ettiğini, üçüncüsü için de planlar kurduğunu itiraf ederek cezaya maruz bırakıldı."
~~~
Tae bu bölüm yoktu ama ileride gelir merak etmeyin :D
Umarım beğenmişsinizdir <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NØ ŁØVE ~> KTH
Fiksi Penggemar5 kişilik bir grup düşünün.. Hepsi farklı sebeplerden kalplerinin kapılarını aşka kapatmış kişilerdir. Min Dae, Kim Eun-Kyung, Jeon Jeong-guk, Min Yoon Gi ve grubu kuran kişi Kim Tae-hyung. Peki yaraları taze olan, mutluluğa hasret kalan, aşkı hançe...