Uzun bir aradan sonra geri döndüm :)
Bugün çok mutluydu. Ta ki postacı gelene kadar. Elindeki zarfa bakıyordu sadece. Ağlamak istiyordu ama ağlayamıyordu. Sevdiği erkeğin düğün davetiyesi elinde öylece duruyordu. Ne yapacağını bilmedi. Dudaklarını ısırdı ağlamamak için. Özellikle davet etmişti kendisini. Acı çekmesini istiyordu sevdiği adam...
3 hafta sonra
Makyajını yaptı, en güzel elbisesini giydi. Düğünün olduğu yere doğru gidiyordu. On dakikalık yol ona on saat gibi gelmişti. Ayakları sanki gitmemek için çırpınıyordu. Düğün salonuna geldiğinde çoktan başlamıştı herşey. Gelin ile damat orada oturuyordu. Kız sevdiği adama baktı. Mutluydu, aşk ile bakıyordu sevdiği kadına. Kız o zaman anlamıştı gelmemesi gerektiğini. İstemsiz şekilde göz yaşları akıyordu gözlerinden. Sevdiği adamla göz göze geldiğine adam ona sadece gülümsedi. Sanki canını yakmak hoşuma gitti diyordu. Kız yerinden kalkıp koşarak eve gitti. Sevdiği erkekte gittiğine göre kimsesi kalmamıştı artık. Evin bodrumuna gidip bir ip çıkardı. Herşeyi ayarlamıştı artık. Ebediyen herkesin hayatından gidecekti. Son kez sevdiğini aradı. Sesini duymadan yapamazdı çünkü.
.Alo
. Elveda sevgilim seni özleyeceğim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SE(N)SSİZLİK
Teen Fictionİnsanlar neden böyleler? Neden kimseye acımıyorlar? Neden hep kendilerini düşünüp arkalarında bıraktıklarını umursamıyor? Cevabını bulamadın biliyorum.. Çünkü her zaman kötüler kazanır bu dünyada onların da kötü olması lazım...