13

8.5K 273 14
                                    

1 gün sonra...

Yatakta oturmuş öylece karşıya bakıyordum. Kimseyle iletişime geçmeye çalışmıyor,yemiyor ve içmiyordum. Annem ve babam gibi Savaş da gitmişti.

Beni şu dünya dedikleri yerde bırakıp gitmişlerdi. Bugün Savaş'ın cenazesi vardı. Evde Savaş'ın fotoğrafını görünce veya adı geçince boğazım düğümleniyordu.

Yataktan kalkıp giyinme odasına gittim. O kokmuyordu. Göz yaşlarım akmaya başlayınca ne ara ağlamaya başladığımı farketmemiştim. Siyah pantolon ve siyah gömlek giyindim.

Siyah sporlarımı giyip siyah şal alıp boynuma bağladım.

Bugün Savaş ile birlikte kalbimi ve duygularımı da gömcektim.
Arabaya bindim. Pelin annem,Hasan babam ve Barış çökmüştü. Kimse bekliyordu böyle bir haberi.

Hele ben hiç beklemiyordum. Oysa ki hastaneye giderken ne umutlar kurup gitmiştim.

Pelin annem omzuma dokundu. Kendine bile destek veremezken bana vermeye çalışıyordu.

Dualar okunduktan sonra Savaş'ı toprağın altına koymuşlardı. Dayanamadım. Dizlerimin üstüne düşüp ağlamaya başladım.

İşte bu dünya denilen yerde doğmak kadar ölmek de çok basitti.
Sesli bir şekilde ağlarken Masal gelip bana sarılmıştı.

1 yıl sonra...

Tam 1 yıl olmuştu. Savaş gideli tamımı tamına 1 yıl olmuştu. Bu 1 yıl benim için çok zor geçmişti,geçiyordu.

Bugün Savaş ile evlilik yıl dönümümüzdü. Savaş ölmseydi belki herşey başka olabilirdi. Gözlerim dolunca camı açmaya gittim.

Camı açarken karşı evimizdeki gölge ilgimi çekti. Bir adam gölgesi olduğunu anlamıştım. Adam tam gözlerimin içine baktı. Gözleri tanıdık geliyordu.

Göz göze gelince kalbimin oralarda bir kıpırtı hissettim. Hızla perdeyi çektim.

Kendimi şuan Savaş'a ihanet etmiş gibi hissediyordum. Gözümden bir damla yaş aktı. Kapı çalınca hızla gözlerimi sildim. Gelen yardımcıydı.

"Arya kızım,kahvaltı hazır herkes seni bekliyor" deyince kafamı salladım.

Giyinme odasına gidip siyah pantolonumu ve tişörtümü giyindim.
Aşağı inip el hareketlerimle

"Günaydın" deyip yerime oturdum. Yanımdaki boş sandalyeye baktım.

Gözlerim doldu. 1 yıldır buraya kimseyi oturtmamıştım. Oturtmamda. Burası Savaşın yeriydi. Bir yanım Savaş'ın gelceğine inanırken diğer yanımda kendimi buna inandırmak istediğimi söylüyordu. Pelin annenin sesi ile irkildim.

"Kızım iyi misin?" dediğinde bu sefer doğruyu söyleyip ellerimle

"Değilim anne,bugün Savaşla ilk evlilik yıl dönümümüz. Ve ben onu çok özledim anne" deyince beklemekte olan göz yaşlarım artmaya başlamıştı.

Pelin annem gelip bana sarılmıştı. 1 yıldır o bana,ben ona destek veriyorduk. Kendimizce.

Mezarlığa gelince ezbere bildiğim mezara doğru ilerlemeye başladım. Bazen bu yolu unuturum diye çok korkuyordum.

Mezarın ismini görünce yavaş yavaş kaybolan kalbim sızlamaya başladı. Ona orası yakışmıyordu. Benim yanımda olmalıydı.

Mezarını başına gelip kenardaki taşa oturdum. Mezarını okşuyup sanki beni görcekmiş gibi ellerimle

"Tam 1 yıl oldu. Sen gittin gideli tam koskoaca bir yıl oldu. O saniyelerin,dakikaların,saatlerin,günlerin,ayların nasıl geçtiğini bir ben bir de yukardaki Allah'ım bilir. Bugün ilk evlilik yıl dönümümüz. Sen gitmeseydin çok farklı şeyler olabilirdi. Belki bir çocuğumuz olurdu. Kız olsaydı adını ben koyardım,erkek olsaydı adını sen koyardın ha?" deyince gözyaşlarım hızlanmaya başladı.

Biraz daha kaldıktan sonra parka geçtim. Biraz oturduktan sonra hava kararmıştı. Mezarlıkta fazla kalmıştım.

Hava kararmıştı. Eve doğru ilerlerken burnuma tutulan bezle yer ayaklarımın altından kaymıştı.

Gözlerimi araladığımda bir odadaydım. Büyük ihtimal sabah olmuştu yamda öğlen bilmiyorum sadece odanın aydınlık olduğundan anlamıştım.

Ve camdan gelen güneş ışığı ile. Odanın kapısı açılınca içeri Mert girdi. Bana en son yaptıklarını hatırlayınca geri geri gitmeye başladım.

"Bu sefer seni kim elimden kurtaracak prenses" deyince geri geri gitmeye devam ediyordum. Tam dibimde durup

"Korkma canım,birşey yapmıycam belki evlendikten sonra" deyince ne saçmaladığını anlamaya çalışıyordum. Bana

"Şaşırınca çok seksi oluyorsun" deyince her ne kadar yüzüne tükürmek istesemde odada tek olduğumuz için birşey yapamadım.

Elindeki telefonu gösterdi. Masal uyuyordu ve başında bir adam vardı. Adam Masal'ın başına silah doğrultuyordu. Eli tetikteydi. Bana bakıp

"Arkadaşını kurtarmak ister misin?" dediğinden gözlerim dolmuştu. Hızla başımı aşağı yukarı salladım. Sırıtıp

"Arkadaşını kurtarmak istiyorsan benimle evleneceksin" deyince ne yapacağımı bilemedim. Belki evet dersem sonra kaçabilirdim ve Masal'ı da korurdum. Ben böyle düşünürken

"Biz evlenene kadar arkadaşın misafirimiz olcak. Emin ellerde yâni" deyip göz kırptı.

Ne yapacaktım şimdi ben ?

Niye olaysız bir günüm yoktu?

Niye herşey benim başıma geliyordu?

Artık dayanamıyordum.


Oy vermeyi unutmayınnn ♡

SESSİZ GELİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin