Savaş ile arabaya bindikten sonra ben ellerimle
"Sahile sürer misin? Az hava alalım" dedim. Savaş da kafasını salladı.Sahile geldikten sonra arabadan indik. Esiyordu. Savaş elimi sıkıca tuttu. Yürürken kestane satan bir adam vardı.
Savaş'ı çekiştirerek kestaneciye götürdüm. Elime alıp yemeye başlarken ellerim yanıyordu. Savaş bana
"Yavaş Arya" dedi. Ben de ellerimle
"Bunun tadı böyle çıkıyor" deyip bir tanesini ağzına verdim. Birkaç tane daha yedikten sonra patlıycak gibi oldum. Savaş ücreti ödetikten sonra elimi tuttu. Yürümeye devam ederken
"İştahın baya açılmış karıcım,hatta kilo bile almışsın" deyince normalde bu cümleye tirip atardım. Sonuçta bir kadına asla denilmemesi olan cümleyi 'sen kilo mu aldın' sorusunu sormuş gibi oldu.
Hamile olduğumu söylemeyecektim. İki gün sonra doğum günüydü. O zaman söylerdim. Ellerimle
"Galiba biraz iştahım açılmış olabilir" dedim gülerek.
Biraz daha yürüdükten sonra eve gelmiştik. Herkes uyumuştu. Odamıza giderken Savaş birden beni kucağına almıştı. Bu adamın ani hareketleri beni öldürecek yahu.
Odaya girdikten sonra beni yatağa yatırıp üstüme çıktı. Ama ağırlığını vermedi. Sonrası malum...
Gözlerimi araladığımda kasığım biraz ağrıyordu. Umarım dünki gecenin ufaklığa bir zararı olmamıştır. Yataktan kalkmaya yeltenirken belimdeki kollar izin vermedi.
Savaş'ın kolunu çekmeye çalıştım ama nafile. Savaş yerinden doğrularak
"Ne oldu Arya? Ne bu kıpırdanmaların?" deyince ben de ellerimle
"Sana da günaydın,tualetim geldi" dedim. Savaş da ellerini çekip
"Günaydın" dedi. Koşarak tualete giderken Savaş'ın
"Arya,koşma" demesini ve ardından gülmesini umursamadım.
Ilık bir banyo yaptıktan sonra kasığımdaki ağrı kaybolmuştu. Rahatlamıştım. Bamyodan çıkınca Savaş'a baktım. Uzanmış tavana bakıyordu. Birşeyler düşünüyordu herhalde.
Giyinme odasına gidip siyah ilk çamaşırlarımı giyindim. Sonra altıma siyah bol bir eşofman geçirdim. Üstüne de Mick Mause li tişörtümü giyindim.
Saçımı kurutup doğal hâline bıraktım. Ayağıma sporlarımı giyindim. Giyinme odasından çıkınca su sesleri geliyordu.
Midemdem gelen seslerle kimse olmasa da utanmıştım. Mutfağa indim. Kahvaltının son domunuşlarını yapıyorlardı.
Burnuma börek kokusu gelince fırına baktım. Pişmiş börek vardı. Fırından tepsiyi çıkarıp masaya koydum.
Elime bir tane alıp oturdum. Yemeye başladım. Çok güzel olmuştu. Su böreğiydi. En sevdiğim.
(Yazarın burda canı çok su böreği çekmişti)
Böreği yerken fotoğraf çekme sesi geldi. Kafamı kaldırdığımda Savaş fotoğrafımı çekiyordu. Ne ara gelmişti ya?
Yanına gidip böreğimden zorla ısıttırdım. Elimdeki börek bittikten sonra elimi sildim. Savaş elimi tuttu. Birlikte masaya geçtik. Herkes inmişti. Yerlerimize oturduk.
Oturduktan sonra masaya baktım. Masanın tam ortasındaki börekler resmen göz kırpıp 'ye beni' diye bağrıyorlardı. Evet bir tane yemiştim ama bir tane daha yesem sorun olmazdı.
Açım sonuçta. Hem iki canlıyım yâni. Masadakilerin bakışını umursamadan tabağıma bir tane börek alıp yemeye başladım. Herhalde kıtlıktan çıkmış gibi yiyorum çünkü herkes bana bakıp gülüyordu. Ben de ellerimle
"Yaa bakmayın öyle,acıktım" dedim. Pelin annem de
"Tamam tamam birşey demedik hadi sen ye güzel kızım" dedi. Cebimdeki telefon sürekli titiriyordu.
Kahvaltım bittikten sonra cebimdeki telefonu çıkardım. Savaş beni bir fotoğrafa etiketlemişti.
Böreği iştahla yerken fotoğrafımı çekmişti. Tatlı çıkmıştım. Altına da
"Aç kurt 😍❤" yazmıştı. Yorumlara bakmadım. Bakarsam sinirlenebilirdim. Savaş ve Barış ayağa kalktılar. Savaş
"Biz şirkete geçiyoruz" dedi. Ben de ayağa kalkıp ellerimle
"Tamam hayatım, ha bir de bizim bugün Masal ile çarşıda işimiz var haberin olsun" deyince Savaş kafasını sallayıp
"Tamam,kendini fazla yorma ve de korumasız evden çıkmayın" deyince kafamı salladım.
Masal ile birlikte evden çıktık. Arabaya bindik. İki koruma gelecekti bizimle. Bem bir tane yeter demiştim ama Savaş Bey böyle emretmiş.
Asıl dışarı çıkma amacım tabiki de yarın ki doğum günüydü. İlk başta Savaş'a hediye aldım. Onun için en büyük hediye sürpriz bebeğimiz olacaktı.
Öğrenince verceği tepkiyi merak ediyordum. Hediyeler bittikten sonra ortalığı süsleyecek malzemeler de aldım.
Alışverişimiz bitmiş eve doğru ilerlemeye başladık. Eve gelince eve geçtik. Yorulmuştum.
Odaya geçip yatağa uzandım. Rehebere girince Savaş'a mesaj edecektim. Ama ilk ismini değiştirdim.
Kime : ÖMRÜM 💘
"Biz eve geldik :)"yazıp gönderdim. Ömür törpüsü diye de kaydedebilirdim. Ama bu daha güzel olmuşu. Daha güzel ve anlamlı. İki dakika geçtikten sonra mesaj gelmişti.
Kimden : ÖMRÜM 💘
"Tamam,ben toplantıdayım"okuyunca şaşırmadım. Öküz. Tekrardan ismi değiştirip öküz diye kaydettim. Çok güzel uymuştu bu lakap ona.
Kime : ÖKÜZ 💘
"Tamam gelirken karpuz al"yazıp gönderdim. Karpuz ne alaka derseniz canım çekmişti.
Mesaj gelince baktımKimden :ÖKÜZ 💘
"Kapıdaki görevler niçin duruyor Arya?"Hızla yazmaya başladım
Kime : ÖKÜZ 💘
"Ben senden istiyorum :/"yazdım ve telefonu kapattım. Uzanıp elime kitap aldım. Okumaya kaldığım yerden devam ettim.
Karnım guruldayınca saate baktım. Saat akşam sekiz olmuştu. Zaman hızlı geçiyor. Mutfağa inerken kapı çaldı.
Gidip kapıyı açtım. Gelen Savaş'tı. Elinde poşet vardı. Almaya yeltenirken
"Ağır" deyip vermedi. Mutfağa gidip bıraktı. Gidip Savaş'a sarıldım. Kokusu huzurdu.
Şuanki hâlimiz inşallah hiç bozulmazdı. Bu sefer beni şaşırt Allah'ım. Ne olursun herşey böyle kalsın.
Savaş da bana sarıldı. Ayrılınca alnıma küçük bir buse kondurdu. Birlikte yemek masasına geçtik. Masal ile Barış yoktular. Pelin anneme ellerimle
"Masal ile Barış nerdeler?" diye sordum. Pelin annem de gülümseyerek
"Başbaşa yemeğe çıktılar" dedi. Sonra devam ederek
"Barış evlenme teklifi etcek" deyince gülümsedim. Haklarında hayırlısı neyse o olsun.
Oy vermeyi unutmayınnn ♡