3. Bölüm

247 36 30
                                    

@dancingjulia Thank you for your permission!

~3. Bölüm~

Yanımda oturan çocuğa bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Kesinlikle her yönden hayret vericiydi. Alnına düşen koyu kahverengi tutamdaki sarı röfle harika yapılmıştı ve şirin yavru köpek kahverengisi gözleriyle birlikte milyon dolarlık gülümsemeye sahipti. Üzerinde çok güzel duran dövmeleri vardı ve şaşırılacak şey, onları sevmiştim.

Bakışlarımın farkına varmayacağını umuyordum, ama göz ucuyla baktığımda, onun da neredeyse aynı şekilde bana baktığını gördüm.

Aptalı oynamak ve tesadüfmüş gibi boyun yastığımı, yada bakşa bir şeyi yere atmak istiyordum, ancak bunun işe yaramayacağını biliyordum. Eski kafalı biri gibi davranarak sadece merhaba söylemeye karar verdim.

Fakat hareket edemiyordum. Onun tarafından tamamen donmuş, büyülenmiştim. Yalnızca selam söylemek cesaretini bir türlü toplayamıyordum.

Ah, hadi, Perrie, sadece selam söyle. Bir pısırık olma, diye bilinçaltım bana bağırıyordu.

Olabilecek şeylerden en kötüsünün beni umursamayacağını kararlaştırdım ve nihayet, çocuğun omzuna vurdum. Bana bakmak için döndü ve anında kahverengi gözlerinin güzelliği tarafından hipnoz edildim. Önceki gibi, bir aysberg gibi dondum.

"Evet?" diye çocuk, güzel bir ingiliz aksanıyla sordu.

Kahretsin, bu kadar seksi söyleyeceğini beklemiyordum. Gerçi beklemeliydim, çünkü her parçası öyleydi.

"Ahh, ımm." diye kekeledim. Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. "Bağcığın çözülmüş." dedim, normal seslenmesine çalışarak. Panik yapmıştım ve bu, kafamda görünürde olan ilk şeydi.

Aman Tanrım, Perrie, bunu neden söyledin? Yakın zamanlarda ayağa kalmayacak, çözülmüş olsa bile neden umursasın? Bir dakika, ayakkabılarının bağcıkları bile yok! Bravo, Perrie, gerçekten harika.

Çocuk, kafası karışmış bir şekilde mokasenlerine baktı. "Ahh, bağcıklarım yok." dedi beceriksizcesine.

Masumca gülümsedim. "Oh, ah, üzgünüm." diye mırıldandım. "Çözülmüş gibi görünüyordu, benim hatam." Kızarıyor olduğumu söyleyebilirdim. Bunun için yeteri kadar solfundum, kesinlikle bir domates gibi görünüyordum. Yapabildiğim kadar hızlıca diğer tarafa dödüm ve devam etmekte olan göz bağlantımızı önleyerek yüzümü boyun yastığına gömdüm. Bundan sonra yüzümü ona hiç bir zaman göstermek cesaretim olmayacaktı. Büyük olasılıkla, yavşak biri olduğumu düşünüyordu.

"Utanmana gerek yok." Erkek sesinin dediğini duydum.

Boyun yastığımdan ayrıldım ve çocuğa, kafamın karıştığını belli eden bir bakış attım. "Ha?" diye sordum.

"Biliyorsin, bu ayakkabı şeyi iyiydi, gerçekten düşünüyorum da, bu bir nevi-" Durdu.

"Bir nevi ne?!" diye birazcık fazla hevesle sordum. Merakım bazen beni ele geçiriyordu, bunu engelleyemiyordum.

"Sevimli." Sakince mırıldanışını duydum.

"Sevimli mi dedin?" diye söylediği şey konusunda umutla sordum.

"Belki dedim." Durdu ve sırıttı. "Belki demedim."

Ona kıkırdadım. Gizemliliği beni, kendine daha da fazla çekiyordu. Yanılmadığımı umdum, ama sanki o, kazanılmak için zoru oynuyordu. Yalnızca düşüncesi bile beni heyecanlandırdı.

"Biliyorsun, kızlar salağı oynadığında çoğu erkek bunun çirkin olduğunu düşünüyor." diye ağzımdan kaçırdım.

Bunun söyledikten sonra, anında pişman oldum. Az öncekinden daha da kötü gözüküyordum. Bu, birçok yeteneğimden sadece biriydi.

Saving Perrie [dancingjulia'dan çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin