2/2

567 47 13
                                    

Minseok sırt üstü uzanıyor ve birkaç saat önce Yixing'in söylediklerini düşünüyordu. Adamın niye o şekilde davrandığını bilemiyordu; Yixing tanıdığı en iyi insanlardan biriydi oysa, ve şimdi onu tehdit ediyordu.

Minseok ne hatası olduğunu bilmiyordu. Neden sebebini bile hatırlamadığı bir şeyden ötürü özür dilemek ya da işleri yoluna koymak için Yixing'le yatması gerekiyordu ki? Ve Luhan'la ilişkilerini Minseok'tan ne zaman bir şey istese silah olarak kullanmayacağını nasıl bilebilirdi? Bunun tek seferlik olduğuna nasıl güvenebilirdi? Yixing'le konuşmaları kafasında tekrar tekrar dönüyordu.

"Seninle olursam bir şey söylemeyeceğine nasıl inanabilirim?"

"Bana güvenebilirsin."

"Sana pek çok konuda güveniştim ve şimdi ne yaptığına bak."

Yixing o andan sonra sessizliğe gömülmüştü. Minseok bilmese Yixing'in incinmiş göründüğünü bile söyleyebilirdi; ama hayır, bu hiç mantıklı değildi.

"Başka seçeneğin var mı? Eğer kabul etmezsen herkese söyleyeceğim garanti. En azından bu kadarından emin olabilirsin. Şimdilik karar vermen için sana vakit tanıyorum."

Minseok işte o zaman adamı itip ondan nefret ettiğini fısıldayarak odadan çıkmıştı.

"Hey Minseok!" Endişeli bir ifadeyle ona seslenen Luhan'a baktı. "Dalgın görünüyorsun. Her şey yolunda mı?"

"Ah, sanırım rüya görüyordum. Ne demiştin?" Minseok yorgun bir gülümsemeyle yatakta yana kayarak Luhan'a yatması için yer açtı. Luhan her zamanki noktasına yerleşip kolunu Minseok'un başı altına yerleştirdi ve diğer kolunu da bedeni üzerine atıp hafifçe sarıldı.

"Umarım rüyan benim hakkımdadır."

Minseok kikirdedi. "Başka türlüsü mümkün mü ki?"

Minseok kollarını Luhan'ın beline doladı ve yüzünü göğsüne gömdü. Luhan adam rahatlayana kadar nazikçe saçlarını okşadı. Birkaç dakika boyunca sessizce uzandılar, sonunda başını kaldırıp Luhan'ın yüzüne bakan Minseok oldu; kolları hala sıkıca Luhan'a dolanmıştı.

"Ya herkes bilseydi?" diye sordu yumuşak bir sesle.

"Neyi bilseydi?"

"Bizi."

Luhan cevap vermeden önce bir süre bekledi. Uzaklara bakıp düşünceyi kafasında tartarken dudaklarının kenarlarında bir kıvrım oluşmuştu.

"İnsanların bilmesini mi istiyorsun?" diye sordu bakışlarını Minseok'a tekrar çevirirken.

"Bilmiyorum."

"İlişkimizle gurur duyduğumu biliyorsun, değil mi? Hislerim hakkında hiçbir şüphen yok?"

"Onu kastederek sormadım. Beni sevdiğini biliyorum. Sadece--bilmek istedim."

"Tamam." Luhan gülümseyerek saçlarını öptü. "Bir gün herkesin bilmesini istiyorum elbette; ama kariyerimizin daha çok başındayız. Birlikte olduğumuzu açıklamak şu ana kadarki tüm emeklerimizi yok edebilir. İnsanlar eşcinsellik hakkında düşüncelerini bir günde değiştirmez, bunu sen de çok iyi biliyorsun." Luhan'ın kolları Minseok'un ufak bedeni etrafında sıkılaştı. "Hayallerini bir kenara atıp her şeyi benim yüzümden kaybetmeni istemiyorum." Fısıltılı bir sesle ekledi. "Bir gün kalbin kırık uyanıp hayatını mahvettiğim için benden nefret etmeni de..."

"Senden asla nefret etmem."

"Bunu bilemezsin."

"Biliyorum."

HayranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin