Vatan hep önce gelir; anadan , yardan, evlattan...

7 0 0
                                    


-Dursuunn !!
-He Mahmut emmiii!
-Senin tarla bitince ,bu benim yeri sürelim.Sen bi yandan, ben bi yandan;tez bitsin.
-Eyi emmi, bugün biter benim yer.
-Bi tavuk vercem emme.
-Tamam emmi.
- Hee Dursuun! Aşşağı köylere eşkiya dadanmış, gözün açuk olsun.
- Ne diyon emmi!!
-Esger gaçağı diyolar . Soyup soğana çevirmişle milleti.Zaten neyimiz var.
- Ah bu gavurla.
- Köyde adam kalmadı diye kudurdu bunlar. Hepisine yeterik evelallah.
- Emmi gavur bunlar, dini imanı olmaz. Sen, ben gibi mi?
- Gelsinler görecekle gavur oğlu gavurla.Neyse hadi yengen bekliyo.
-Tamam emmi ,hadi görüşürüz.

Dursunun huzuru iyice kaçmış, içini bi korku sarmıştı. Kendi canı mühim degildi de iki tane öksüzü vardı.Hamide daha çocuk, Rasimse hiçbir şeye aklı erecek yaşta degildi. Daha ekmek yapmayı bile bilmiyordu Hamide. Ne yer, ne içerlerdi. İnsanlar kıtlıktan kırılıyordu üstelik.İçi içine sığmıyor,korkusu her geçen gün çoğalıyordu.Bide eşkiya belası vardı şimdi.Henüz öğlen olmamıştı ki , muhtar elinde kağıtlarla tarlanın başında belirdi.
-La Dursuuunn! Az gel hele.
-Geldim ağam,buyur.
-Haber geldi. Herbe çağrıyola seni.
-Demeee!
- Aha! Bak burda yazıyo.
- Sağolasın.
-Kolay olsun.
Dursun beyninden vurulmuşa dönmüştü.Korktuğu başına gelmişti işte.Hemde öyle bir gelmişti ki.Tarlada çalışan çocuklarına bakakaldı bir süre.Yavaş yavaş yanlarına doğru yürümeye başladı.Rasim biraz çekinerek;
-Ne olmuş baba?
Dursun bir süre bekledikten sonra gözünden akan yaşla beraber;
- Habar geldi, harbe çağrıyolar.
Hamide hemen ağlamaya başlamıştı.Rasimse yine o yaşından büyük duruşuyla,boş boş bakıyordu babasına.
Ne bir lokma yemek yiyebilmiş nede konuşabilmişlerdi. Sessiz sedasız akşam etmiş, tarlayı bitirmişlerdi.Eve vardıklarında yine aynı sessizlik vardı. Ufacık evde kimse konuşmuyor. Ocaktan gelen çatırtılardan başka ses duyulmuyordu.

-Hemidee! yarın Hacer nenene çağırda ekmek etsin. Ben mahmut emmingile çifte gidecem.

- Çağırırım baba.Sen ne zaman gidecen herbe?
-...
Derin bir iç çekti Dursun.Söyleyecek bir şey bulamıyordu. Kafasını önüne eğip duymazdan geldi.

Çocuklar uyumuştu.
Dursunu uyku tutmuyordu bir türlü.Yüreği yanıyordu.Yavaşca kalkıp yer döşeğinden, ahıra gitti ve bağıra bağıra ağlamaya başladı.Saatler öylece geçmişti.

Sabahın ilk ışıkları vurmaya başlamış,Hamide uyandığında ise çoktan hava aydınlanmıştı.
Babasının uyandırması gerekiyordu. Saat baya geçmişti.Hamide korkuyla yataktan fırladı.Babasının döşeği boştu, çarıkları da yoktu.Kalbi ağzından fırlayacak gibi atıyordu,ağlayarak dışarı koştu.

-Raaasiim!!! babam gitmişş.

Sesi duyan Rasimde kalkmış,koşarak dışarı çıkmıştı.

-Çarıkları da yokk, gitmiş babam gitmişşş.

Bunu duyan Rasimde gözyaşlarını tutamamış, oda ağlamaya başlamıştı..
Bağıra çağıra ağlarken duraksadı birden.
Koşa koşa ahıra gitti.
Hamide de şaşırmış, ne olduğunu anlayamadan peşinden koşmaya başlamıştı.
Çarıklarını giymeye bile fırsat bulamamıştı. Ayaklarına taşlar batıyor ama yine de peşinden koşuyordu, kardeşinin.
Rasim ahırdaki ineğe bakıyor ve gülümsüyordu.

-Ne oldu Rasim?

-Çifte gitmiş babam, öküzlerde yok.

Hamide ahırı süzdükten sonra derin bir nefes aldı.Gerçekten çifte gitmişti babaları.Öküzler de,koşumları da yoktu.İçini dolduran korku yok olmuştu birden.

Dursun ağlayarak sabah etmiş, çocuklara görünmeyeyim diye öküzleri çifte hazırlayıp,erkenden tarlaya gitmişti.

Öğlen geçmek üzereykende elinde tavukla geri dönmüştü.
Hacer nine hamur yoğurmuş,ekmek yapmaya hazırlanıyordu.Ocağın üzerine kocaman sacı koydu.Ellerini ıslattı ve yoğurulmuş hamurdan parça kopardı.
Bir süre sonra tüm evi sardı mısır ekmeği kokusu.Hamide de hemen yanıbaşında ;dizlerinin üstüne çökmüş,merakla izliyordu.
Derken kapıda Dursun belirdi.

-Hemidee! Al şu tavuğu,koy kümese.Öküzlerede saman getiriver.

- Tamam baba.

İçeri girmiş, çarıklarını ocağın başındaki çengele asmıştı, Dursun.
Hacer nine ekmek yaparken, yanıbaşında oturuyordu.
Konuşmuyorlardı.
Dursun düşüncelere dalmış, Hacer nineyse işine odaklanmıştı.

Dursun yüzünde bir solgunluk vardı. Takati kalmamış,dokunsalar ağlayacakmış gibiydi. Bir ara gözünden yaşlar süzülmeye başladı.Hacer nine hemen fark edip;

-Dursuun ağlıyon mu yoksa sen?

-Ağlamıyom yenge!duman yaktı gözümü.

-hee iyi.

Hacerde anlamıştı bi tuhaflık vardı Dursunda.Hiç konuşmuyor, dokunsan ağlayacak gibi duruyordu.Bir derdi vardı belli. Ama üstelemedi Hacer. Nasıl olsa anlatırdı kendisi.

Gece olmuştu artık.Hacer nine evine gitmiş, çocuklar çoktan uyumuştu.Dursun bez bir torbanın içine bir ekmek koyup ;çocuklarına son bir kez bakıp, usulca ve gözyaşları içinde evden çıktı.
                               ...

Çoktan hava aydınlanmış, horozlar ötmeye başlamıştı.İnsanlar tarlanın yolunu tutmuş, işe başlamışlardı bile.

Hamide bir köpek havlamasıyla açtı gözünü. Yine saat geçmiş, babası uyandırmamıştı.
Çabucak babasının döşeğine baktı.
Tabi yine yoktu.
Tahmin etmişti aslında. Hemen ocağın yanında asılı olması gereken çarıkları aradı gözü.
Çarıklarda yoktu. Çifte gitmiş olmalıydı.
Dünküne benzeyen bir korkuya kapılmıştı ama daha az endişeliydi. Hızlı adımlarla ahırın yolunu tuttu. Gördükleriyle kalbinden geçenler uyuşmamış adeta yıkılmıştı Hamide. Dizlerinin üstüne çöküp,hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

Öküz arabaları, at arabaları geçiyor;insanlar tarlaya, hayvan oylatmaya, odun kesmeye gidiyor. Bazen bir bebek ağlaması, bazense bir çocuk kahkahası duyuluyor
ama Hamide aldırış etmeden ağlıyordu.
Öküzler ve koşumları olduğu gibi duruyordu.
Babası dünkü gibi çifte gitmemişti. Rasim geldi aklına birden. Ona ne diyecekti.
Hemen toparlanıp eve doğru yürümeye başladı.Tam merdivene gelmişken;
kapının eşiğinde ,gözyaşları içinde oturan, küçük Rasim'i gördü.
Oda farkındaydı babasının gittiğinin ve belkide bi daha gelemeyeceğinin.Kardeşine sarıldı ve yorgun düşene dek ağladılar.
...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 22, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SancarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin