Şirket kapısından girmemek için direndikçe, kollarımdan tutup çekiyordu beni babam. Üstüme yıkmak istediği sorumluluklardan özenle kaçmayı başardım yirmi yedi yaşıma kadar ancak büyük kaçışımın son günüydü bugün. Kapıdan girdiğim an göz süzerek yanıma koşan çalışanlar karşıladı beni. Öyle bayağı, öyle ucuz görünüyordu ki çoğu... Beni eğlendirecekleri ortadaydı. Sıkıldıkça birini çağırabilirdim odama, yardım için tabii ki...
Babam tarafından giymeye mecbur bırakıldığım takım elbisemin içindeki bir saati bile doldurmamıştım ama boğuyordu beni üstündeki her bir dikiş. Tüm mimiklerden arındırdığım yüzümü eğmeden yürüdüm, gücümü gözlerimde görmelerine müsaade ettim. Emrim altında olduklarını hissettirmek için gözlerimi teker teker üstlerinde gezdirdim. Benim imparatorluğumda, benim için didinen birer toz tanecikleriydi onlar gözümde. Bu çatının altında, benim için çalışan kimse daha fazlası olamazdı gözümde.
Asansöre bindiğimizde babamla göz göze geldik. Yorgun gözleri sevgi dolu bakıyordu bana. Şakaklarındaki beyazlar, derin kaz ayakları çarptı gözüme. O an hissettim kurduğu dünyayı tamamen üstüme yıkıp gideceğini. O an anladım sürüklenerek neden buraya getirildiğimi.
Asansörden inip odasına girdiğimizde masasına geçti babam. Kaçınılmaz konuşmasının hazırlarını yaptığı her halinden belliydi. Az sonra hayatımın en orta yerine edecekti ve ben de çaresizce onu bekliyordum. Kaçacak bir yerim kalmamıştı artık, farkındaydım ben de. Koltuğuna oturduğunda ben de geçip masasının karşısındaki koltuklardan birine oturdum. İçecek bir şeyler isteyip istemediğimi sordu bana. Olumsuz cevap verdiğimde de gülümsedi.
"Neden burada olduğunu biliyorsun oğlum. Konu hakkında sana açıklama yapmak istemiyorum. İşleri devralmakta geç bile kaldın." Koltuğunda geriye yaslanıp masasındaki kalemlerden birini çevirmeye başladı parmakları arasında. Cevap vermemi beklemediğini biliyordum, sustum, dinledim sadece.
"İşleri batırmayacağından eminim ancak... Çalışanlarımı kaçırmayacağından da emin olmalıyım Kim Taehyung. Artık dinlenmek istiyorum. Yeniden işlerin başına dönmek zorunda bırakma beni. Sana güvenmek istiyorum oğlum." Sesinde net bir ima vardı. Sürekli şikayet ettiği bencilliğimi kapı dışında bırakmamı istiyordu benden. Bu özelliğimi ruhuma onun kattığını bilmiyormuş gibi nutuk çekiyordu karşımda. İşlerden bahsetmedi, sadece benden ve kahrolası şımarıklıklarımdan bahsetti dakikalar boyu. Dinlemedim hiçbir sözünü. İyi ya da kötü... Her nasılsam öyle kabul edeceklerdi beni.
"...anladın değil mi? Az sonra çıkacağım. Sekreterlerin sana yardımcı olurlar. Çalışanlarla tanışmak için bir toplantı yaparsın öncelikle. Gerisi senin elinde Taehyung. Şirketlerimi batırma evlat." Cümlesi bitince ayağa kalktı babam. Anlamış gibi davrandım ben de. Daha fazla konuşup kafamı ütülemesindense bir an önce odadan çıkmasını tercih ederdim. O da öyle yaptı. Bana sıkıca sarılıp sırtımı yumrukladı güvendiğini belli edercesine. Sonra da çıkıp gitti, yalnız bıraktı koca dünyasının ortasında beni.
Odadan çıkışının ardından kendimi babamın koltuğuna atıp masaya ayaklarımı uzattım. Rahat hayatıma küçük bir pürüz girmişti ancak yine de iyi hissediyordum kendimi. Hızlı hayatımın biraz durulması işime gelecek gibi hissediyordum. İş adamı tarzına bürünmemin vakti gelmişti, haklıydı babam. Bunun daha farklı getirileri olacağının da farkındaydım. Gecelerin adamı Kim Taehyung'dan, iş dünyasının patronu Kim Taehyung'a evrilmem dakikalarımı aldı. Veliaht prens haberlerinin başlık değiştireceği sabahı iple çekmeye başladım bir anda.
Kapım tıklatıldığında gözlerimi devirmeme engel olamadım. Daha ilk dakikalardan önüme bir şeyler yığacakları düşüncesi içimi sıktı. Gelen herkimse içeri girmesini söyleyip daha da yayıldım koltuğa. Uzun bacaklı, uzun kızıl saçlı, iri gözlü bir kız girdi içeriye. Elindeki dosyaları sıkı sıkı göğsüne bastırmış, utangaç bir halde yaklaştı masaya doğru. Masanın üstündeki ayaklarımı gördüğünde gözleri büyüdü, engel olamadı şaşkınlığının ve onaylamayışının yüzüne yansımasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chapstick ✯ vmin
FanfictionSevimsiz bir heriftim. Dış görünüşümün aksine... Hala sevimsiz bir herifim. Ben bile bana tahammül edemiyorum zaman zaman. Dışım ne kadar meleksiyse içim de o kadar şeytani aslında. Milyarlarca dolar serveti olan bir babanın tek çocuğuyum üstelik. H...