Jimin'in Ağzından ...
Beni oradan oraya savuran hayat, bir gece ilk aşkımın gözlerine düşürdüğünde koca bir siktir çekmiştim içimden. Uzunca bir süre ayrı kaldığım ülkeme, sevdiklerime kavuşmanın kutlamasını yaptığım sırada resmen orta parmağını göstermişti bana Tanrı.
Onu nerede olursa olsun, ne halde olursa olsun tanırdım ben. Burnunun ucunda ve dudağının kenarında saklanan benleri, birbirinden ayrı göz kapakları, gülünce kıvrılan kare dudakları, boynunun altında göğsünü süsleyen çıkık köprücük kemikleri... Belki kendinin bile bilmediği onlarca detayını bilirdim ben onun. Görünmezlik pelerinimin altında onu fazlasıyla inceleme fırsatım olmuş, pek çok kez de bulduklarımın üzerinden geçmiştim.
Tüketici bir herifti Taehyung. Her zaman sahip olduklarının daha fazlasına dikerdi gözünü. Malını mülkünü tüketirdi, parasını tüketirdi, insanların sabrını tüketirdi... Bir ortama girdiğinde ışıkları tüketir hepsini kendinde toplardı. Benim de ona olan çocuksu aşkımı ve hayranlığımı tüketmişti çoktan.
Çocukluğumun aşkı tükenmiş, ona karşı sadece bir boşluk kalmıştı içimde.
O benim aşık olduğum ilk ve tek erkekti. Hayatıma giren onca kadının arasında defalarca kez kendimi sorgulamama sebep olmuştu bu durum. Ondan başka hiçbir hemcinsime hissetmemiştim ona olan duygularımı. Yakınından bile geçmemişti yaşadıklarım.
Hiç kimsenin gülüşüne gülmemiş, kimsenin hüznüne eşlik etmemiştim tüm kalbimle. Kimsenin yüzünü ezberlememiş, gözümü kapattığımda gördüğüm hiçbir yüz için ağlamamıştım. Kimse ulaşılmaz olmamıştı benim için. Ondan aşağı kalır hiçbir şeyi yoktu hayatımın ancak yine de görünmezdim ben onun karşısında.
Kimseleri saatler boyu izlememiştim. Kimse için beceremediğim işlere kalkışıp dayak yememiştim. Kimsenin dikkatini çekmek için yakın arkadaşlarıyla arkadaşlık yapmamıştım. Kimseler için kılını kıpırdatmayan ben, yalnızca onun için deli divane olmuştum. Hem de en güzel yaşlarımda...
Yalnızca bir kez ona dokunma fırsatım olmuştu. Onda da olabilecek en güzel şekilde dokunmuştu bana. Dudaklarıyla...
Belki de görünmezlik pelerinimi omuzlarımdan atacağım an, hayatımın en büyük utancını yaşayıp kaçmıştım ondan. Ve benim için söylemesi zor ama... Hayallerim bütünüyle yıkılmıştı beni öptüğünde. Yeniden saklanmak zorunda kalmıştım onun karşısında. Çok geçmeden de tamamen çıkardım onu hayatımdan. Zaten hiç dahil olmadığım hayatından çıktığımın farkında bile olmamıştı o da.
Uzun yıllar sonra yeniden karşıma çıktığında onu tanımakta zorlanmamıştım hiç. Çünkü yine ışıkları toplamıştı üstünde. Tıpkı çocukluğundaki gibi parlıyordu ancak çocukluğunun aksine, gülmüyordu benim küçük esmer sevgilim.
Yıllar sonra göz göze geldiğimiz o gece kulübünde ilk defa bakmıştı benim gözlerimin içine. İlk kez göz göze gelmiştik onunla. Ona aşık çocukluğum içimde yeniden canlanacak, yüreğim hoplayacak sandım. Ama içimdeki aşık çocuk uyanmadı. Hoplamadı yüreğim.
O an fark ettim büyüdüğümü. Çokça değiştiğimi...
Küçük ve çekingen Jimin'in çoktan beni terk ettiğini, utangaç yanımın geride bir yerlerde kaldığını, kaçanı kovalamayan masumluğumun sessizliğe gömüldüğünü o zaman fark ettim. Büyüdüğümün farkına varışım bile onunla oldu aslında.
Kim Taehyung gözlerimin içine bakarken ona yeniden aşık olmadım. Ama dizlerimin bağı çözüldü.
Onu yeniden görmenin zevkini çıkardım o gece. Bana bakarken gözlerimi kaçırmadım ondan. Dikkatini çektim sanırım. Yıllarca dikkatini çekmek için kırk takla atan ben, hiçbir şey yapmadan dikkatini çekmiştim onun. Tanrı ikinci orta parmağını da kaldırıyordu resmen suratıma doğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chapstick ✯ vmin
FanfictionSevimsiz bir heriftim. Dış görünüşümün aksine... Hala sevimsiz bir herifim. Ben bile bana tahammül edemiyorum zaman zaman. Dışım ne kadar meleksiyse içim de o kadar şeytani aslında. Milyarlarca dolar serveti olan bir babanın tek çocuğuyum üstelik. H...