16. Bölüm

10 0 0
                                    

-"Nesi var ne oldu neden bayıldı?"
-"Korkmayın beyefendi tansiyonu düşmüş açlıkta var birazdan kendisine gelir" gözlerime açtığımda küçük bir odadaydım doğrulup ayağa kalkmaya çalıştım ayakkabılarımı giyip yataktan indim kapıyı açtığımda seslerin sahiplerini gördüm biri Gökhan birisi ise doktordu. Gökhan'a dönüp
-"Nerdeyiz ne oldu?"
-"Ceza evindeyiz hala revirdeyiz sen bayılınca müdahale ettiler ama iyisin bir şeyin yok tansiyonun düşmüş sadece" etrafta göz gezdirdiğimde anlamıştım ceza evinde olduğumu  ama Sedat yoktu yanımızda
-"Sedat nerde bayıldığımda oda vardı yanımda"
-"Evet ama izin verilmedi seni görmesine koğuşuna götürdüler"
Doktora dönüp
-"Sizden bir şey rica edebilir miyim doktor bey" başı ile onayladı
-"Mahkumlarınızdan Sedat Akman'a bir şeyimin olmadığını söyler misiniz"
-"Tabiki söylerim"
-"Teşekkür ederim her şey için"
Bu konuşmanın ardından ceza evinden çıktık hala başım dönüyordu Gökhan'a tutunup yürüyordum arabaya geldiğimizde arka kapıyı açtı
-"Hadi geç uzan iyi değilsin" başımı salladım
-"Hayır lütfen öne oturucam eğer arkaya geçersem uyurum sende beni eve götürürsün şuan eve gitmek istemiyorum" güldü.
-"Sana eve gittiğimizi kim söyledi bin hadi gideceğimiz yere kadar uyu ben seni gidince uyandırıcam" başımı sallayıp uzandım koltuklara kısa bir uykuydu ama çok iyi gelmişti arabanın durduğunu fark etmedim bide Gökhan
-"Canan uyan hadi Canan" gözlerimi açmam kendime gelmem zaman aldı arabadan indiğimde bir tepede olduğumuzu fark ettim Gökhan elime bir litre su verdi elimi yüzümü yıkadım bir bankı gösterip oraya oturdu.  Yanına oturup etrafta göz gezdirdim yan tarafından sandiviç ve meyve suyu çıkardı.
-"Al ye açlıktan tansiyonun düşmüş" başımı salladım
-"Canım istemiyor sağol" kaşlarını çattı
-"Ya sen insanı kızdırmadan bir şey yapmaz mısın ye iste eve gittiğimizde annenle babana ne söyleyeceğim ben" zoraki de olsa aldım elinden. İkimizde sandviçlerimizi yerken
-"Mahvettim değil mi her şeyi?"
-"Sen hissettiğin gibi davrandın bu senin insan olduğunu gösterir"
-"Ben karşısına dikilip hesap sormalıydım bağırıp çağırmalıydım Allahım yaptım bunları ben"
-"Canan bak bana" ona döndüm.
-"Senin bir suçun yok eğer farklı davransaydın senin hakkında yanıldığımı anlardım ama.."
Sözünü kestim ayağa kalkıp ağlayarak bağırmaya başladım.
-"Günlerce aylarca yaptıklarının yanına kalmaması için dua ettim ne oldu peki çıkıyorlar 3 buçuk sene ya 3 buçuk abimi unutup her şeyi unutup o adamın göz yaşlarını sildim onu görünce kahroldum neden çünkü aptalım ben.." bu sefer o ayağa kalktı.
-"Hayır çünkü onu seviyorsun istesende istemesende seviyorsun" canım yanıyordu hemde çok
-"o benim abimin katili o benim hayatımı mahvetti mahvetti" olduğum yere dizlerimin üzerine çöküp kaldım yanıma geldi omuzlarımdan tutup kaldırdı.
-"Ya değilse ya kandırıldıysa ya masumsa sen onu ve kendini bu kadar zaman boşu boşuna cezalandırdıysan" başımı salladım.
-"Hayır hayır"
-"Canan şimdiye kadar buna inandın evet ama artık ön yargılı olmayı bırak her şeyi araştıralım ve gerçekleri öğrenip hareket edelim tamam mı"
-"Tamam"
-"O zaman ağlamayı bırak artık"
-"Ta-tamam"
Banka geçip biraz daha oturduk kendimi topladığımda arabaya geçip eve doğru yol aldık. Yolda biraz daha sakinleşmeye çalıştım bir şeyler yiyememiştim bu yüzden hala başım dönüyordu ama kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Telefonumu almak için torpidoyu açtığımda Sedat'ın verdiği zarfı elime aldım. Gökhan
-"Bence şuan o mektubu okumak için doğru bir zaman değil"
-"Merak etme okumayacağım ama bir ağırlık var merak ettim" zarfı açıp baktığımda nişan yüzüklerimiz gördüm yüzükleri elime alıp
-"İyide bu imkansız na-nasıl ya" Gökhan da panik olmuştu.
-"Ne oldu ne imkansız Canan cevap versene"
-"Yüzükler iyide ben bunları madene atmıştım nasıl olur" şaşkınlıktan kekeliyordum bu olanlar oyun gibiydi sanki beni delirtmek isteyen bir oyun. Gökhan'ın gözleri yüzükteydi
-"Öyle yada böyle ele geçirmiş amacı ne bilmiyorum ama seni etkilemeyi başardı kabul edeyim beni bile etkiledi" şaşkınlık kızgınlık ve yorgunluk ağır geliyordu. Evin önüne geldiğimizde arabadan indim zarfı ve telefonu alıp kapıyı çaldım Gökhan otele dönmüştü. Annem ve babama olayları sadeleştirerek anlatmıştım Fatih abi olanları duyacaktı zaten. Saatin kaç olduğunu umursamıyordum odama geçip uyumak istiyordum Bu günün bu kadar yorucu olmasını beklemiyordum ama beklemediğim bir şey daha vardı.
Sedat hala içimde bir yerlerde duruyordu. Hemde yüzünü gördüğümde içimi titretecek ve her şeyi unutturacak kadar.

Son günHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin