15. Bölüm

5 1 0
                                    

Bugünün gelmesini hiç istememe rağmen kaçışımın olmaması üzüyordu alarm 7 de çalmıştı sabaha kadar dönüp durmuştum kalkıp zoraki bir şekilde hazırlandım. Mümkün olduğunca sade giyinip babamın masanın üzerine bıraktığı annemin eski alyansını cebime koydum Fatih abi aramıştı anlaşılan. Merdivenlerden indiğimde kahvaltı hazırdı babam oturmuş beni bekliyordu annemle, ayaklarım geri geri gidiyordu masaya oturup zoraki bir şeyler atıştırdım. Babam dayanamayıp
-"Hazır mısın kızım?"gözlerim tabağımda cevap verdim
-"Hazırım baba"
-"Alyans takman lazımmış aldın mı masaya annenin eski alyansını bırakmıştım"
-"Cebimde ceza evine girerken takıcam" ikiside gelmek için ısrar ediyordu ama onlar gelirse daha kötü olacaktım biliyorum o yüzden istemedim biz masadayken kapı çaldı kalkıp açtım. Gökhan gelmişti takım elbise ile giymişti. Babamın arabası ile geçecektik o avukat kimliğiyle girecekti çünkü içeri.
Babam ve annemle tanıştı ayaküstü sohbet ettiler ama ben çıkmak istiyordum artık evden o yüzden sohbetlerini böldüm. Arabaya yöneldiğimizde yolcu koltuğuna oturduğumu görünce şaşırdı bu kafa ile araba sürmek mantıklı değildi. Bir saat boyunca sessizdik ceza evinin kapısına geldiğimizde görüşmeye daha 1 saat vardı ama ben kendimi hazırlamak istiyordum arabanın içindeyken Gökhan'a
-"Senden bir şey isteyebilir miyim?" Oda çok durgundu
-"Ben içerde ne olacak bilmiyorum kendimi kaybedersem engel ol olur mu bana" bana dönüp
-"Sen çok güçlüsün korkma kötü hiç bir şey olmayacak" başımı sallamakla yetindim.
Alyansı cebimden çıkarıp taktım telefonumu kapatıp torpido gözüne attım yanıma sadece kimliğimi aldım sanki vücudumda çok büyük bir yük varmış gibi hissediyordum.
Arabadan inip aramaları geçtik görüş salonuna girdiğimizde içim ürperdi. Bu ilk kes ceza evine gelişimdi. Gökhan bir kaç kes gelmişti o yüzden rahattı. Bana bakıp,
-"Lütfen sakin ol lütfen" bir kaç dakika sonra görüş odasının kapısı ağır şekilde açıldı. Kaşımda gördüğüm adamı hem çok iyi tanıyordum hemde hiç tanımıyordum. 1.87 boyuyla normal kilodaydı kumral beyaz tenli sakalsız adam sanki gitmiş, en az 15 kilo vermiş olduğunda daha uzun zayıf ve sakallı bir adam gelmişti hapse girdiğinde yeni mezundu şuan 25 yaşındaydı ama o kadar kötü durumdaydıki şuan en az 30 gösteriyordu. Ne söylesem ne yapsam şaşırmıştım. Yavaşça karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu o an her şey yok oldu bir o birde ben vardık sanki gözlerinin yeşili bile solmuştu omuzları düşmüştü benimse içimde ördüğüm duvar yıkılmıştı. Sessizliği Gökhan bozdu.
-"Sedat bey ben Canan'a bu davada yardımcı olucam ancak bizim elimizde tekrar dava açmak için hiç bir delil yok sizden ricamız bize yardımcı olmanız" Sedat hala bana bakıyordu Gökhan'ı hiç duymamış gibi konuşmaya başladı.
-"Saçlarını kestirmişsin gözlerinde de lens var ama gözlerinde daha çok öfke kırgınlık ve özlem var" bende ona
-"Zayıflamışsın omuzların düşmüş sakal bırakmışsın gözlerindeki ışık sönmüş ama gözlerinde daha çok özlem var" cümlem bittiğinde anlamıştım ne dediğimi.
-"Yaşadıklarımız ezdi beni ama en çok sensizlik" birden sustu gözleri parmağıma kaymıştı.
-"Hangi yüzükle geleceğini merak ediyordum açıkcası" bende onun parmağına baktım
-"O olaydan sonra çıkardım yüzükleri avukatlardan öğrenince olanları" gözleri hala elimdeydi.
-"İnandın onlara ve çıkarıp attın yüzükleri bana bir kere bile sormadan bana inanmaktansa onlara inanmayı tercih ettin" bir an ellerini tutmak istedim ama sonra Gökhan'a kaydı gözlerim
özlem
-"Boşu boşuna inanmadım kimseye ellerindeki evraklarda senin imzan vardı, gececi mühendis sendin ve yapılan usulsüzlükler gece yapılıyordu" yarım ağız güldü gözlerime baktı tekrar
-"Ben seni çok iyi tanıyorum Canan sen bir katil bulmak istedin içinde yaşanan şeylerin bedelini ödeteceğin birini bulmak istedin abine olan sevgin ve onu kaybetmenin üzüntüsü bana olan sevgini aşkını bastırdı bak ben daha cümlemi bitirmeden gözlerindeki özlem gitti yerine öfke ve nefret geçti" gözlerimi hemen kaçırdım. O an Gökhan ile tekrar göz göze geldik. Bana gülümsedi dostane bir gülümsemeydi bu derin bir nefes alıp tekrar Sedat'a döndüm. Direk söze girdim
-"Bize yardım edecek misin?"
-"Davayı tekrar açmayı neden istiyorsun"
-"Çünkü ellerini kollarını sallaya sallaya çıkacaklar hapisten 4 yıl bile kalmadılar içerde o kadar can yandı cezalarını çeksinler istiyorum"
-"Peki bende suçluyum gözünde ya sana suçsuzluğumu ispat edersem beni affedecek misin?" Bunu beklemiyordum hemde hiç gözlerim dolmuştu.
-"Peki ya ispat edemezsen?" Oda gözleri dolu bir şekilde bana bakıyordu
-"İşte o zaman dışarısı buradan daha büyük bir cehennem olacak benim için" gözünden düşen bir damla yaşı silmek için elimi kaldırdığımı yüzüne dokunduğumda fark etmiştim. Tam çekecekten elimi tuttu gömleğinin cebinden bir zarf çıkarıp elime verdi.
-"Bunun gibi 4 defter yazdım sana burada boş zamanı çok olunca insanın yazıyormuş sen yazarken günlüğüne dalga geçerdim büyük konuşmamak lazımmış yeni anladım" gardiyan gelip sürenizin bitmesine beş dakika var dediğinde içim sızlamıştı. Sedat Gökhan'a dönüp avukatının numarasını verdi hala elimi tutan elimdeydi gözlerim. Onların konuşması bitince Sedat bana son cümlesini kurdu.
-"Canan haftaya görüş günü var lütfen gel ama bu sefer yalnız gel" ayağa kalkmam gerekiyordu ama gücüm yoktu tam kalkacakken başım döndü geri oturdum o anda Sedat da Gökhan da kolumdan tutmaya çalıştı. Kendimi toplamaya çalışıp Gökhan'ın koluna girdim bir iki adım attığımı atabildim sonrası karanlıktı.
Bir yanımın çok korktuğu ama bir yanımınsa oraya gitmek için can attığı karanlık..

Son günHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin